Translate.vc / французский → турецкий / Papas
Papas перевод на турецкий
468 параллельный перевод
" Papas, mamans, parents,
Anneler, babalar ve akrabalar.
" où il y a des papas et de l'argent!
"... ve onlar için hayat zor değildi. "
les papas? ne serait-ce que pour voir son propre fils.
Babaların kuyruğu olur mu? Bir kere bile oğlunu görmek için ortaya çıkmadı.
Tu devais être caché derrière un pilier le jour où ils distribuaient les papas.
Babaların dağıtıldığı gün sen bir direğin arkasında saklanıyordun herhâlde.
"Sa Majesté requiert que vous renonciez de fait à votre prétendue " allégeance à Rome. " Et que vous acceptiez la loi votée au Parlement
Roma Papasına ettiğiniz sözde bağlılık yeminini... derhal reddetmenizi... ve parlamentodan geçirilmiş bulunan...
" Mesdames et messieurs, papas et mamans.
" Bayanlar baylar, babalar ve anneler.
Mamans et papas, les portes sont grandes ouvertes.
Başkanımız festival coşkusuyla gülümsüyor,
On a aussi quelques papas et mamans.
Bazı anne ve babalar da var burada.
les papas, les mamans, les petits.
Babalar, analar, en ufak bir yardımsız.
C'est pas juste des papas, c'est aussi des types avec des queues.
O adamlar, sadece baba değildi. O adamlar... penisi olan insanlardı.
dans une école de danse, il y a toujours quelques petites boulottes nanties de papas à gros sous.
Bir bale okulum olacak tatlım ve bunun anlamı her zaman en az yarım düzine çok zengin babaları olan küçük beceriksiz kız demektir. İşte o zaman ben de onların işine karışmam.
Vous êtes le roi de ce taudis?
Öyle mi? Seni kim bu çöplüğün Papası yaptı?
Deux papas pour un enfant, c'est pas plus mal.
Hiç değil. Açık fikirliyim ben. Bir çocuğa iki baba daha bile iyi.
Pas de fuyards! Maman est venue nous expliquer sa situation... et pourquoi on doit rentrer chez nos papas.
Annemiz buraya geldi ve bizimle olanlar ve babalarımızın yanına taşınmak konusunda konuştu.
Tous les papas à toutes les mamans.
Herkesin babası orada evlenme teklifi etmiş. "T" yi düzelt.
Elle est à cet âge ou tous les hommes sont des papas.
Erkekleri baba olarak gördüğü bir yaşta sanırım.
Les papas ont parfois tort, chérie.
Babalar bazen yanılabilir, hayatım.
Si je joue les papas, je devrai subvenir à ses besoins.
Eğer babalık edeceksem.
MacGyver, si tu veux jouer les papas, faut pas paniquer.
MacGyver iyi babalar telaşlanmaz değil mi.
Tous nos papas étaient des mecs de première et maman on aurait dit Superwoman
Ve annemiz bir bakıma süperkadındı.
Si ce prof n'a jamais entendu parler de Maman ni de tous nos papas, tu te fâcheras pas
Traven bir şey duymamışsa bilirsin annemiz ve bizim ikiz olmamız hakkında babalarımız hakkında ya da deney hakkında. Üzülmeyeceksin!
Regarde un peu tous ces papas.
Bak şu babalara.
Toutes les petites familles... les mamans et les papas et leurs chers petits enfants... bien au chaud pour la nuit.
Tüm o küçük aileler... anneler ve babalar ve... geceden gizlenen o sevgili, küçük çocukları...
- Les papas doivent dire ça.
Babalar hep böyle der zaten.
De meilleurs papas et mamans pour vous.
Sizin için de daha iyi anne ve baba olurlar.
Et nos papas valent rien.
Ikimizin de babasi bes para etmez.
"101 Papas Congelés."
"101 Dondurulmuş Baba"
Les papas ramènent un cadeau à leur gosse. - Bien vu.
Dönerken kızına hediye götür, babalığını göster.
En prison, t'as droit à 5 mn de plus pour la fête des Papas.
Polise her şeyi adamının yaptığını söyler ve kurtulur. Federaller Babalar Gününde babanı 5 dakika görmene izin verebilirmiş.
Son papa se montre si attentif.
Papasıyla arası çok iyi.
On a les papas, les lesbiennes... L'équipe parentale au complet!
Babalar var, lezbiyenler var, tüm ebeveynler var.
Je te l'ai déjà expliqué, papa a... Il n'a pas les mêmes horaires que les autres papas.
Tatlım, sana babanın, diğer babalardan farklı bir çalışma programı olduğundan bahsettiğimi hatırlamıyor musun?
Il a pas les mêmes horaires que les autres papas.
Diğer babalardan farklı bir programı var.
Vos deux papas en ont bien besoin.
- Eğer uyanmadan önce ölecek olursam... - Evet. - Babalarınızın size ihtiyacı var.
Le 8 juillet 1979 tous les papas des gagnants du prix Nobel sont appréhendés par des unités militaires de l'ONU, et forcés, sous la menace des armes de donner leur sperme dans des flacons en plastique qui sont entreposés au Rockefeller Center, sous la patinoire.
8 Temmuz 1979 günü, bütün Nobel almış olanların babaları toplanılarak Birleşmiş Milletler askerleri tarafından silah zoruyla plastik kaplarda meni vermeye zorlandılar. Bunlar dondurulup Rockefeller buz pistinin altında saklandı.
Les autres papas font pas ça.
Başka babalar hiç öyle değil.
Aux mamans et aux papas qui se sont plaints, j'ai ceci à dire...
Radyo istasyonundan şikâyet eden anne babalar, sizin için söylemek istediğim bir şeyler var.
Ça doit être troublant, deux papas dans la même maison.
Bir evde iki babanın olması kafa karıştırıcı olmalı değil mi?
Il y aura un canot pour les papas.
Başka bir sandal babaları alacak.
Comme toutes les mamans et tous les papas s'habituent à changer les couches.
Her anne ve babanın bebeğin bezini değiştirmeye alıştığı gibi.
Ce Simpson, il se prend pour le pape du chili.
Şu Simpson, kendisini biber şehrinin papası sanıyor ha!
Billy est là et je joue les papas à ma façon.
Billy burada. Ben de kendi rolüme göre baba rolü yapıyorum.
Pas de mamans, papas, mamies ici!
- merhaba merhaba, dinle bu kampta anne, baba ve büyükanne bulunmaz.
T'es le plus génial des papas.
Babaların en süperisin!
Et les "papas barman" ont des robinets à bière.
Ve kokteylci babaların tıkaçları olur.
Vous voyez, il arrive que les mamans et les papas - s'habituent trop l'un à l'autre.
Bazen anne ve babalar birazcık, şey birbirlerinden sıkılırlar, anlarsınız ya.
- Surtout les papas.
- Özellikle de babalar.
Je veux vivre avec un de mes papas.
Babalarımın birisiyle yaşamak istiyorum.
Les vrais papas, c'est pas toujours super.
Gerçek babalar hep öyle muhteşem değildirler.
Leurs papas les réclament.
Gloria olmadan beş çocuğu idare edemeyiz.
Les papas ont-ils le droit de pleurer?
Babaların ağlamasına izin verirler mi?