Translate.vc / французский → турецкий / Parfait
Parfait перевод на турецкий
32,300 параллельный перевод
Je vais arriver au moment parfait devant Isabella et sauver la journée.
O muhteşem anda Isabella'nın yanına gideceğim ve günü kurtaracağım.
Dans une heure, le soleil sera à un angle parfait pour illuminer les couleurs du sang étalé sur le sable doré.
Bir saat sonra altın sarısı kuma fışkıran kan damlalarının görüntüsü için güneş mükemmel açıya kavuşacak.
Heureusement... On a le parfait cobaye.
Ama neyse ki mükemmel bir kobay faremiz var.
Je connais quelqu'un qui serait parfait en chercheur en boissons énergisante.
Fantastik enerji içeceği araştırması yapacak birisini tanıyorum.
C'est parfait.
- Mükemmel.
Son visage était parfait, tout comme... son état.
yüzle. Mükemmel durumda.
Ils étaient précieux pour nous, car c'était le véhicule parfait pour les radioastronomes.
Bunlar New York taksileriydi ve bizim için çok değerliydiler çünkü radyo astronomları için mükemmel araçlardı.
Il n'est pas parfait, mais je peux sortir.
Mükemmel değil ama dışarı çıkabiliyorum.
- De l'eau, ça serait parfait. Bien sûr.
- Evet, su iyi olur.
Parfait.
Tamam
Bien, parfait.
Peki, tamam.
Et la décision prise de déménager à Maryville, c'était parfait.
Maryville'e taşınma kararı çok uygundu.
La pression pour être parfait est bien plus forte que l'amour dans ce monde...
Mükemmel olma baskısı bu dünyada sevgiden çok daha güçlü.
Jaideep est l'homme parfait pour Laado.
Jaideep kızım için doğru erkek.
Parfait.
- Yolunda.
C'est parfait.
Mükemmel bir yer.
Oh, c'est parfait
Harika.
C'est parfait.
Mükemmel.
C'est un plan parfait.
Kusursuz plan böyle olur.
Tout ça pour en arriver à ce soir... et ce soir sera parfait.
Hepsi bu geceye yönlendirdi ve bu gece kusursuz olacak.
C'était supposée être un rencard parfait!
Bu gece "o" geceydi! Bunun kusursuz randevu gecemiz olması gerekiyordu!
C'était "le" rendez-vous, et je voulais que ce soit parfait.
Bu "o" randevuydu ve harika olmasını istemiştim.
Rien n'est parfait.
Hiçbir şey mükemmel değil.
Personne n'est parfait.
Kimse mükemmel değil.
Les premiers rendez-vous ne sont pas parfait, la vie est juste désordonné
İlk randevular da mükemmel değil, hayat boktan ve...
Mais tout va bien car maintenant je sais que l'on n'est pas parfait et qu'il faut pas chercher à l'être.
Bu da sorun değil çünkü artık mükemmel olmadığımızı ve öyle olmak zorunda olmadığımızı biliyorum.
Mon nouveau patron est un parfait exemple.
- Yeni patronum tam örneği.
C'est parfait.
Harika oldu.
Tu es le parfait Hérault pour leurs mensonges.
Yalanları için mükemmel bir araçsın.
Le secret d'un piratage parfait?
Mükemmel hackin sırrı ne midir?
Le FBI est l'endroit parfait pour ce genre de contradictions.
FBI böyle bir çelişki için mükemmel bir yer.
Parfait, vous pouvez voir si elle est l'un des vôtres?
Mükemmel, sizinkilerden biri mi diye bakabilir misiniz?
L'endroit parfait pour planquer les pièces.
Sikke zulalamak için harika bir yer.
Tu essayes de me séduire pour que je te pardonne avec un parfait mélange de saveurs et un délicat menu de petit déjeuner.
Seni affetmem için uğraşıyorsun. Ve bunun için de iştah açıcı ve tatlı şeyler koymuşsun kahvaltı olarak.
donc le timing est parfait pour ressortir avec M. Limace.
Sümüklüböcek meraklısıyla takılmam için en uygun zaman aslında.
C'est parfait, en fait.
- İyiydi. Harika, hatta.
Mais celui là est parfait.
Ama bu mükemmel.
Parfait.
Harika.
Reste parfait.
Kendinize dikkat edin.
Tu dois arrêter de me voir comme le petit garçon parfait.
Beni küçük, kusursuz oğlun olarak görmeyi bırak artık.
J'ai le nombre parfait d'amis.
Arkadaşlarım tam istediğim sayıda.
Oui parfait. Je vais ouvrir le portail.
Tamamdır, kapıyı açıyorum.
Oh, parfait. C'est quoi?
- Bunlar nedir?
Et bien, c'est censé être un temps parfait pour voir des baleines et euh, oui,
Balinaları izlemek için mükemmel bir hava olacakmış. - Ayrıca Gretzky de geliyor.
On dirait que c'était le plan parfait.
Mükemmel bir planmış.
- Timing parfait.
- Güzel zamanlama.
Parfait.
- Harika.
Parfait!
Güzel. Harika!
Parfait!
Harika!
- Oh, cool, parfait.
- Harika.
Parfait!
- Harika!