Translate.vc / французский → турецкий / Paulsen
Paulsen перевод на турецкий
72 параллельный перевод
Me Paulsen vous a dit que le témoignage de S. Tobias n'est rien.
Bay Paulsen, size Sarah Tobias'ın ifadesinin önemsiz olduğunu söyledi.
Peut-être rien pour Me Paulsen, mais certes pas pour S. Tobias.
Bunlar Bay Paulsen için önemsiz olabilir ama Sarah Tobias için değil.
Pour Me Paulsen... Joyce était Ie seul dans ce bar, à savoir que... Sarah Tobias se faisait violer.
Bay Paulsen, Kenneth Joyce'un orada tecavüz olduğunu anlayan tek kişi olduğuna ikna etmeye çalıştı.
M.Paulsen est très à cheval là-dessus.
Bay Paulsen'ın böyle gariplikleri vardır.
Pour avoir invité Paulsen à dîner?
Paulsen'ı sürekli yemeğe götürdüğü için mi?
Tu as trop peur de M.Paulsen. Tu rampes comme un ver devant lui.
Sen Bay Paulsen'dan korkmuşsun. Onun yanında bir kurtçuk gibi büzülüyorsun.
- M.Paulsen.
- Bay Paulsen!
Paulsen?
Paulsen!
M.Paulsen, je ne voulais pas. Vous...
Bay Paulsen, beni yanlış anladınız.
Au fait Kleinman, je suis tombé sur M.Paulsen tout à l'heure.
Bu arada, Kleinman, Bay Paulsen'la o işi hallettim.
C'est Paulsen qui t'a dénoncé dans le rapport qui t'a fait suspendre?
Paulsen'İn hazırladığı rapor yüzünden mi açığa alındın?
Non, Paulsen a appelé.
Hayır, Paulsen aradı.
C'est un homme qui s'appelle Robert Paulson.
Bu bir insan ve onun bir adı var, ve adı Robert Paulsen, tamam mı?
Robert Paulson?
Robert Paulsen mı?
Il s'appelle Robert Paulson.
Onun adı Robert Paulsen.
Robert Paulson.
Robert Paulsen.
- Il s'appelle Robert Paulson.
Lütfen. Kesin şunu. - Onun adı Robert Paulsen.
Enterré dans le jardin, vous trouverez le corps de Robert Paulson.
Robert Paulsen'ın cesedini arka bahçede gömülü bulacaksınız.
Entre-temps Paulson a admis que la crise des subprimes n'est pas vraiment la cause de la panne de tout le système financier mondial et de la banqueroute de la plupart des banques à Londres et Wall Street. Il a dit,
Paulsen bu arada, aslında bütün dünyadaki bankacılık sisteminin çöküş sebebinin ve Londra'daki ve Wall Street deki pek çok bankanın batmasının sebebinin mortgage krizi olmadığını itiraf etti.
Mme Paulsen, je comprends que votre temps soit précieux, mais je suis là pour vous préparer.
Bayan Paulsen, zamanınızın değerli olduğunu biliyorum ama buraya sizi hazırlamak için geldim.
Le plaignant apelle Ms. Donna Paulsen.
Davacı Bayan Donna Paulsen'i çağırıyor.
Paulsen, est-ce que Harvey Specter vous a ordonné de détruire ce document?
Bayan Paulsen, Harvey Specter sizden belgeyi yok etmenizi istedi mi?
Paulsen, vous considérez-vous douée à votre travail?
Bayan Paulsen işinizde iyi olduğunuzu söyleyebilir misiniz?
Oui. Paulsen, il y avait votre tampon daté personnel d'il y a cinq ans sur le document que vous êtes accusé d'avoir détruit. Ms.
Evet.
Le plaignant aimerait appeler Ms. Donna Paulsen à la barre.
Davacı Bayan Donna Paulsen'i kürsüye davet ediyor.
Ms. Paulsen, Harvey Specter vous a-t-il ordonné de déchiqueter ce document?
Bayan Paulsen Harvey Specter size o belgeyi yok etme emri verdi mi?
Paulsen, pourquoi a-t-il mis fin à votre relation?
Bayan Paulsen, sizden neden ayrıldı?
Travis Tanner n'en à rien à faire de Donna Paulsen.
Donna Paulsen, Travis Tanner'ın umurunda bile değil.
parce que ma tante a fait une branlette à Gary Paulsen et il nous a donné, genre, une tonne de livres gratuits.
Çünkü Gary Paulsen teyzemin eline vermiş, o da karşılığında bir sürü bedava kitap vermiş.
mon endroit préféré reste le bureau de Mlle Paulsen.
Açıkçası doğruyu söylemek gerekirse en beğendiğim yer Bayan Paulsen'in bölmesinin içiydi.
Donna Paulsen, Maria Monroe, mon associée personnelle débutante.
- Çomak sokuyor sadece. - Anladın mı şimdi?
- Oh. - Elle est une machine de guerre.
Donna Paulsen, Maria Monroe, ilk yılımda sekreterimdi.
Pearson Paulsen sonne plutôt bien.
Pearson Paulsen gayet iyi oluyor.
- Bonjour, Mme Paulsen.
- Günaydin, Bayan Paulsen.
Donna Victoria Paulsen, tu n'as jamais été aussi belle et talentueuse et parfaite que tu l'es maintenant.
Donna Victoria Paulsen daha önce hiç bu kadar güzel bu kadar yetenekli ve mükemmel olmamıştın.
Vous êtes là pour parler de Mme Paulsen.
Bayan Paulsen'le ilgili buradasınız.
( Wolf ) Mme Paulsen, M. Specter.
Bayan Paulsen, Bay Specter.
( Homme ) Etat contre Donna Paulsen
Davacı : Federe Devlet, Davalı : Donna Paulsen.
Mme Paulsen Vous êtes accusée d'intention délibérée de commettre une fraude.
Bayan Paulsen, suç teşkil eden sahtekarlık teşebbüsü ile suçlanmaktasınız.
Tu te souviens de quand je t'ai surpris avec Donna Paulsen aux archives, et elle était à genoux?
Şu, seni Donna Paulsen'la arşiv odasında bastığım zamanı hatırlıyor musun? Hani o dizlerinin üzerindeydi?
Me voici avec un des représentants de Detroit Auto Manufacturers, M. Bergen Paulsen.
Şu anda Detroit Otomobil Üreticileri'nden Bay Bergen Paulsen ile birlikteyim.
M. Paulsen, c'est un plaisir de vous avoir avec nous.
Bay Paulsen burada olmanızdan mutluyuz.
Je suis Bulging Paulsen et je représente les fabricants automobiles de Détroit.
Adım Pırtlak Paulsen ve Detroit otomobil üreticilerini temsil ediyorum.
Oh mon Dieu. Penny Paulsen!
Penny Paulsen!
- Ouais, il se trouve que cette Penny Paulsen était un peu camée, donc...
Evet, Penny Paulsen esrarkeş çıktı...
Mlle Paulsen.
Bayan Paulsen.
Mlle Paulsen, peut-être devriez-vous réévaluer la qualité des hommes de votre vie.
Bayan Paulsen, belki de hayatınızdaki erkekleri gözden geçirmelisiniz.
Joey Paulsen.
Joey Paulsen.
Glenn Paulson.
Glen Paulsen.
Était-ce le vôtre?
Bayan Paulsen, yok etmekle suçlandığınız belgenin üzerinde size ait olan kaşeyle atılmış beş yıl öncesine ait bir tarih var. - Bu sizin miydi?
Salut, Esther, Je suis Donna Paulsen. - Je suis...
Merhaba Esther, ben Donna Paulsen.