Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / французский → турецкий / Peg

Peg перевод на турецкий

1,495 параллельный перевод
Rien que pour toi.
Tabi ki Peg. Senin için.
Salut, Peg. Y a un petit déj?
Peg, kahvaltıda ne var?
Peg, je ne voulais pas le dire devant eux, - mais tu pourrais aller à la laverie.
Peg, onların önünde söylemek istemedim fakat çamaşırhaneye gidebilirsin.
Je ne sais pas, mais je ne leur donnerai pas leur courrier.
Bilmiyorum Peg. Ama sana bir şey söyleyeceğim. Mektuplarını vermeyeceğim.
Peg, ils n'en ont pas besoin.
Peg, onların ihtiyacı yok.
Il faut bien qu'il y en ait un qui réfléchisse.
Düşünme işini birimizin yapması gerekiyor, Peg.
- Peg?
Peg?
Tu veux venir, Peg?
Gelmek ister misin, Peg?
Et comble de tout, Peg, j'ai menti sur mes revenus.
En üzücü tarafı da ne biliyor musun, Peg aylık gelirim hakkında yalan söyledim.
Peg, que veux-tu faire ce soir?
Peg, akşam ne yapmak istersin?
Quelqu'un l'a déjà dit, mais c'est bon d'être riche.
Eminim başkası bu lafı önceden söylemiştir, Peg fakat zengin olmak çok güzel.
C'est comme ça que les gens riches se clouent le bec, Peg.
Zengin insanlar bu şekilde birbirini susturur, Peg.
Peg. Tu dois voir ça.
Peg, bunu görmelisin.
Tu as vu l'expression du groom?
Kominin yüzünü gördün mü, Peg?
- que je saurai où te mettre.
- Sokacak güzel bir yer buluruz onu. - Peg!
Steve va adorer. Merci, Peg.
Steve bayılacak buna, sağol Peg.
Peg, pourquoi quand j'ai salué Bud, il a dit : "Garde ta pitié pour toi"?
Hey, Peg. Neden ben "Selam Bud" dediğimde "merhametine ihtiyacım yok" dedi?
Écoute, Peg, je sais que tu attends anxieusement ton sexorama.
Bak Peg, senin Sevgililer Günü sevişmesini dört gözle beklediğini biliyorum.
N'oublie pas, les grandes gueules sont toujours seules.
Peg, hatırlarsan ukala bir ağız yalnız kalmış bir ağız demektir.
Tu sais, cette année, j'espérais quelque chose d'un peu différent. Peg.
Biliyor musun Al, bu sene değişik bir şey umuyordum.
Je n'enlèverai pas mes chaussettes.
Hayır Peg, çoraplarımı çıkarmayacağım.
- Bon, d'accord. Écoute. Je vais monter et faire une toilette mais pour bien te montrer combien tu comptes pour moi, ce soir, je vais t'embrasser.
Dinle beni Peg yukarı çıkıp yıkanacağım fakat benim için ne kadar özel olduğunu göstermek için bu gece seni öpeceğim.
Très bien, Peg. Inutile d'empêcher l'inévitable.
Tamam Peg, tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bakacaksın.
J'espère que tu es contente. Je ne mangerai plus jamais de gâteau.
Umarım mutlusundur, Peg bir daha asla pasta yemeyeceğim.
Tu veux me priver de sexe?
Bana seks kısıtlaması mı uyguluyorsun Peg?
Allons, Peg. Quel est le problème?
Haydi Peg, sorun ne ki?
Alors... ça roule?
Nasılsın bakalım, Peg.
Peg, ça me fait vraiment mal à l'estomac.
Peg, gerçekten midem kalkıyor.
Très bien, Peg, je vais te le dire, mais avant, je veux que tu saches que je te déteste pour ça.
Tamam Peg, söyleyeceğim. Fakat söylemeden önce bunu yapmam gerektiği için senden nefret ediyorum.
Ça ne va pas!
Bir saniye, Peg.
Merci, Peg.
Teşekkürler, Peg.
Peg, je suis tombé dans la poubelle. Je n'arrive pas à en sortir.
Peg, çöp tenekesine bastım, ayağımı çıkartamıyorum
Je m'en occupe.
Ben hallederim, Peg
Un vrai festin, Peg.
Başka bir güzel yemek daha, Peg.
Peg, j'ai une semaine de repos. Si tu veux aller quelque part, appelle les enfants, fais les valises, et bon vent!
Şimdi, dinle, Peg, hafta tatilim bu akşam başlıyor, yani hiç gitmek istediğin biyer varsa, çocukları al, toplan, ve, uh, haftaya görüşürüz.
Tu y vas, Peg?
İlgilenirmisin, Peg?
Si tu réveilles Peg, il faudra que j'y passe.
Peg'i uyandır, eğer iyi vakit geçirdiğimi duyarsa, o da ister.
" Chère Peg,
"Sevgili Peg... sen bu mektubu okurken,"
Où est Peggy?
Peggy nerde? Hadi, Peg!
Peg, prends ton sèche-cheveux.
Tamam, Peg, bu saç kurutma makinası senin, ve bu kaplar su dolu,
Peg?
Peg?
Peg, tu connais le topo. On attrape, vous nettoyez.
Hey, Peg, anlaşmayı biliyorsun, biz yakalarız, siz temizlersiniz!
Tu vois comme il est méchant avec moi, Peg?
Benim için anlamını biliyormusun, Peg?
Je croyais que c'était Peg, mais il ne voulait pas mon argent.
Sen olduğunu zannettim, Peg, ama o cüzdanımı istemedi.
Oh, Peg.
Oh, Peg!
On est dans la forêt.
Evet, Peg, şimdi bir ormandayız.
Ça arrive une fois dans la vie. Heureusement, vous l'avez chassée.
Ömrümde bir kez olan bir şeydi bu Peg ve siz gelip de onu korkutup kaçırdığınız için çok memnunum.
Peg, tu n'y as pas pensé toute seule.
Tamam, Peg.
Allez, Peg.
Haydi ama Peg.
- Si tu le dis.
Dinle, Peg, Hiçbirşey yapmak istemiyorum.
Rentre à la maison, Peg.
Eve git, Peg.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]