Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / французский → турецкий / Peyton

Peyton перевод на турецкий

1,854 параллельный перевод
Peyton!
- Ne? Peyton!
- Joe, est-ce ta fille? - Peyton!
- Hey Joe, o senin kızın mı?
Je suis la concierge, Joe, la vadrouille, et toi, le dégât.
Ben temizlikçiyim, Joe paspas, Peyton da pislik.
Ma chérie, sois gentille et coopère avec ton père, et tante Stella va t'offrir un joli BlackBerry avec Bluetooth.
Peyton, tatlım, bugün uslu bir kız olup babanla işbirliği yaparsan Stella teyzen sana Mavidiş'li bir BlackBerry alacak.
Peyton, ce que Stella essaie de dire, c'est qu'on doit se surpasser.
Bak Peyton, Stella'nın söylemeye çalıştığı şu : Çok stresli bir dönemdeyiz.
Mais pour Peyton, c'est fini, les soirées dans les boîtes de nuit.
Ama şunu bilin ki, Peyton'ın gece kulübü geceleri bitti.
Bonjour, tout le monde. Je m'appelle Peyton, celle qui va se coucher tôt à partir de maintenant.
Herkese merhaba, ben Peyton, bundan sonra erken yatacak olan kız.
Peyton, viens ici. C'était très, très bien.
Peyton, buraya gel.
Peyton, viens ici. C'était très, très bien.
Bugün çok iyiydin, çok iyiydin.
- Il faut célébrer. - Peyton.
- Bunu kutlamalısınız.
Peyton?
Peyton?
Peyton! Peyton!
Peyton!
Oh, non. Peyton.
Olamaz.
Sors 100 $ de mon portefeuille.
Peyton, çantamdan bir yüzlük kap.
- Je me soucie de Peyton.
Tamam mı? - Bak, ben Peyton'ı seviyorum.
Attends, attends. Non, Peyton!
Bir dakika, bir dakika.
Ma chérie...
Hayır, hayır, Peyton!
- Peyton.
- Peyton.
Désolée, mais je suppose que Peyton est allergique à notre chien.
Özür dilerim, ama Peyton'ın köpeğimize alerjisi var sanırım.
Dis-moi Peyton
Peyton, söyle bana
Est-ce que j'ai l'air d'un nain, moi?
Benim boyum 1 metre mi? Peyton!
Bravo, Peyton.
Aferin sana P.
Hé! Peyton.
Hey Peyton.
Hé! Peyton.
Hey P. P!
Peyton!
Hey P.
- Tiens, Peyton.
- Al bakalım P. - Teşekkür ederim.
X-O-X-O, Peyton et Joe. "
X-O-X-O, Peyton ve Joe. "
Malheureusement, Peyton sera rentrée à la maison d'ici là.
Evet, maalesef Peyton o zamana dek evine dönmüş olacak.
Le père de Peyton Kelly?
Peyton Kelly'nin babası?
Je suis son père.
Peyton'ın babası benim.
Dites-moi que Peyton va bien.
Lütfen bana Peyton'ın iyi olduğunu söyleyin.
Elle va bien aller...
Peyton...
Elle va s'en remettre.
Peyton iyileşecek.
- Je rentre plus tôt que prévu, et je vois Peyton et toi à la une de tous les magazines.
- Karen? - Eve erken döndüm ve seninle Peyton'ı gördüm. Yüzleriniz bütün dergilerin kapağında.
Hier, j'ai appelé Peyton des centaines de fois sans succès.
Dün Peyton'ı yüz kere aradım. Cevap vermedi.
La mère de Peyton est-elle encore en Afrique?
Peyton'ın annesi hala Afrika'da mı?
Oh, Peyton.
Ah, Peyton.
Dès que Peyton sera rétablie, on rentre à la maison.
Peyton yataktan kalkar kalkmaz eve dönüyoruz.
En ce moment, Peyton doit se reposer.
Şu anda Peyton'ın dinlenmesi lazım.
Il n'y a qu'elle qui compte pour moi.
Tek umurumda olan şey, Peyton.
Tu voudrais que Peyton vive avec toi?
Peyton'ın seninle yaşamasını mı istiyorsun?
Ce n'est pas à propos de toi, mais de Peyton et de ce qui est le mieux pour elle.
Bu seninle ilgili bir şey değil. Peyton'la ilgili, onun için neyin en iyisi olduğuyla.
Peyton a besoin de son père.
Peyton'ın babasına ihtiyacı var.
Sara m'a confié la garde de Peyton.
Sara beni onun velisi yaptı.
Peyton!
Peyton!
Hé!
- Peyton!
Voici Peyton.
Bu Peyton.
Peyton, ça va?
Peyton, iyi misin?
Peyton.
Peyton.
Peyton, oui.
Peyton, evet.
- Peyton.
- P.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]