Translate.vc / французский → турецкий / Pfizer
Pfizer перевод на турецкий
71 параллельный перевод
- Il travaille chez Pfizer.
- Pfizer'da çalışıyor.
Pfizer est un gros labo pharmaceutique de Brooklyn.
Brooklyn'de büyük bir ilaç imalatçısı.
Chez Pfizer.
Pfizer'da.
Il a un boulot chez Pfizer, à la bibliothèque... une sinécure que j'ai obtenue pour lui... où il peut beaucoup lire sans déranger personne... et occasionnellement, faire une petite recherche pour un des vrais biologistes.
Evet Pfizer'da çalışıyor. Şirket kütüphanesinde. Onun için ayarladığım, ağır çalışma gerektirmeyen, kimseyi üzmeden... bol bol okuyabileceği ve oradaki yasal biyoloğa... araştırmalarda yardım edebileceği, bir iş.
J'étais directeur du développement chez Pfizer.
Pfizer'de geliştirme bölümünün başındaydım.
Nous, dans la drogue légale, et je veux dire Merck et Pfizer... et le reste de mes clients très importants, on réalise... que ce n'est pas une guerre ordinaire avec un gagnant et un perdant.
Biz yasal uyuşturucu işindeyiz. Merck, Pfizer ve diğer önemli... müvekkillerim bunun geleneksel bir savaş olmadığını biliyorlar.
Je suis déjà bien détendu grâce aux gentils gars de chez Pfizer.
Pfizer'daki iyi çocuklar sağ olsun, ben hâlâ bir acayibim.
Le laboratoire Pfizer a violé les lois antitrust, Odwalla, les lois sur les produits pharmaceutiques et alimentaires.
Pfizer, ilaç üreticisi anti-tekel suçlar işledi.
Ensemble, en travaillant avec vous, Pfizer et nos associés, on peut améliorer ce quartier.
Evet Yani sanırım, sizinle çalışmak ve Pfizer ile ve diğer ortaklığımızla burayı daha güzel bir yer yapacağız.
Alors, Pfizer et les transports publics ont acheté ces machines.
Sonra Pfizer, ulaşım dairesi ile işbirliği yaparak bu makinaları satın aldı.
Ceci est un micro de réponse qui permet de joindre le gardien de Pfizer qui est à environ 500 mètres d'ici.
Bu bir konuşma kutusu Pfizer koruması ile konuşmamızı sağlar buradan yaklaşık 500 metre uzaktadır.
Je ne l'ai pas vu aujourd'hui, je vais l'appeler.
Şimdi, Pfizer korumasını bugün görmedim ama onu çağırabilirsem göreceğim.
Aux heures où il y a peu de monde, ça permet aux voyageurs d'entrer en contact avec le bureau Pfizer pour demander de l'aide.
Ancak özellikle mesai saatleri dışında bu, bir yolcunun doğrudan, yardım için Pfizer masasını aramasını sağlar.
Puis, le gardien appelle la police de transit et la police intervient pour toutes sortes de crimes.
Ve sonra Pfizer koruması ulaşım polisini arar ve ulaşım polisi suç durumuna müdahele eder.
Laissez-moi vous présenter les très jolies pom pom girls de Pfizer!
Size Pfizer'ın güzel kızlarını takdim edeyim.
Pfizer décline toute responsabilité en cas de vertiges, ou de divorce prématuré.
Pfizer baş dönmesi, heyecan, boşanma gibi şeylerde mesuliyet kabul etmez.
J'en bouffe tellement que j'ai l'impression de bosser pour UPSA.
O kadar çok hapım var ki Pfizer için çalışıyormuşum gibi geliyor.
La MILF aurait pu être pour nous ce que le Viagra est à Pfizer.
Viagra Pfizer için neyse, DİA otu da bizim için o olabilirdi.
Je travaille chez Pfizer à Manhattan, c'est un labo pharmaceutique.
Şehirde bir yerde bir ilaç şirketi.
Ne veux-tu pas une poupée Pfizer?
Ufak bir... Mesela Pfizer bebeği yapmak istemez misin?
Il est vice-président de Pfizer.
Pfizer'ın başkan yardımcısı.
J'appelle Pfizer demain.
Pfizer'daki adamımı yarın sabah ararım.
Bienvenue chez Pfizer!
Pfizer'a hoşgeldiniz.
Pfizer rend sa vie meilleure et ses patients contents, donc il a plus d'argent.
Unutma, Pfizer, insanları mutlu eder. Pfizer, hastaları iyileştirir ve doktorun, daha fazla para kazanmasını sağlar.
Docteur!
- Jamie Randall, Pfizer'dan.
- J. Randall, Pfizer.
Nasılsınız?
Mon préceptorat Pfizer : je vous observe et j'apprends comment répondre à vos besoins.
- Pfizer ürünlerini kullanmanız ve insanlara daha iyi hizmet verebilmeniz için.
Elle a cité six neurologues, et comme Pfizer cible Parkinson, je veux gagner du fric, Mlle indiscrète.
Çünkü altı tane falan sinir hastalıkları uzmanından bahsetti ve Pfizer, Parkinson için de çözüm buluyor o yüzden onlarla konuşmak ve çok para kazanmak istiyorum. Ama o kısmı seni ilgilendirmiyor tabii.
- Pfizer fabrique un médoc à baise.
Kendim okudum. - Pfizer seks ilacı üretiyormuş.
Pfizer doit être gonflé à bloc!
Pfizer'dakilerin, koltukları kabarıyor olmalı.
Pfizer aurait un médoc à baise.
Neden bir seks ilacı üretiyoruz?
Voici un crack de Pfizer.
Stan, bu da, Pfizer'daki zeki adamımız. - Evet, tanışmıştık zaten.
Viagra, la petite pilule qui fait le bonheur de son fabriquant, le géant Pfizer.
Viagra, bu küçük hap, üreticisine adeta hücum edilmesini sağladı ilaç devi, Pfizer'a.
- Pfizer, je suis généraliste.
- Ben pratisyen doktorum.
Et mes actions Pfizer ont pris 40 %.
Ayrıca, Pfizer'daki hisselerim % 40 oldu.
Cette unité aurait sa place chez Pfizer ou Merck.
Pfizer ve Merck'te kullanılanlarla aynı kalitede bu.
Tu sais combien c'est dur de mettre au point un médicament quand tu n'es ni Pfizer, Amgen ou Merck?
Bir Pfizer, Amgen ya da Merck değilsen yeni bir ilaç geliştirmenin ne kadar zor olduğu hakkında bir fikrin var mı?
Novax se bat contre Pfizer pour développer de nouveau médicaments.
Novax, yeni ilaçlar geliştirme konusunda Pfizer'la savaşıyor.
Mais avant qu'on aille plus loin, je sais que Galweather fait beaucoup de consulting pour Pfizer.
Ama devam etmeden önce, biliyorum ki Galweather, Pfizer için de danışmanlık yapıyor.
C'est le numéro un des ventes Pfizer.
Pfizer'ın en çok satan ilâcı bu.
Chez Pfizer.
Pfizer'dan.
Pfizer a un contrat de 10 millions avec Galweather.
Pfizer'ın Galweather'la 10 milyon dolarlık anlaşması var.
Tod Walton, ton chargé d'affaire chez Pfizer? Mm-hmm.
Todd Walton, Pfizer'daki anlaşma temsilcin?
Pfizer?
Pfizer mı?
Et toutes les chances que tu avais de sauver ton cul avec K. Warren et MetroCapital Se sont envolées avec Pfizer!
K. Warren ve MetroCapital ile olan tek kendini kurtarma şansı Pfizer'la atlamaktı!
Pfizer a payé combien pour enterrer la poursuite?
Pfizer'ın bütün bunlar için kaç para ödemesi gerekiyor ki?
Monsieur Pfizer, laissez-moi-- -
Bay Pfizer, bırakın...
Désolé, Monsieur Pfizer -
Olanlar için üzgünüm Bay Pfizer.
On vient de Pfizer.
Biz Pfizer'deniz.
Pfizer la fait.
Pfizer üretiyor.
T'es sympa, tu réussis.
Pfizer, sen iyi çocuksun. İyi de gidiyorsun.