Translate.vc / французский → турецкий / Ping
Ping перевод на турецкий
1,061 параллельный перевод
Qu'est-ce que c'est? PING-CHO :
- Neredeki?
Ping-Cho, nous devons rentrer avant qu'elle ne nous rattrape!
- Ping-Cho, bize ulaşmadan geri dönmeliyiz!
PING-CHO : Non, la caravane est trop loin!
- Hayır, kervan çok uzakta!
SUSAN : Ping-Cho, viens!
- Ping-Cho, hadi!
PING-CHO : Non, nous devons nous abriter ici!
- Hayır, buraya sığınmalıyız.
Ping-Cho!
Ping-Cho?
Cela s'applique également à toi, Ping-Cho.
Bu sizin için de geçerli, Ping-Cho.
Comment pourrais-je jamais remercier Tegana pour avoir sauvé Ping-Cho et Susan?
Ping-Cho ve Susan'ı kurtardığın için sana olan borcumu nasıl öderim Tegana.
PING-CHO : Susan.
- Susan!
SUSAN : Ping-Cho, est-ce que tu as cru Tegana la nuit dernière quand il a dit au Messire Marco qu'il était allé se promener?
Ping-Cho, geçen gece Tegena'ya inandın mı, Bay Marco'ya küçük yürüyüşle ilgili anlattıkları konusunda?
PING-CHO : Pourquoi mentirait-il?
Neden olmasın?
PING-CHO : Susan, pourquoi mentirait-il à Messire Marco?
- Susan, neden Bay Marco'ya yalan söylesin ki?
PING-CHO :
Önemli biri o.
PING-CHO : Quoi? SUSAN :
- Söylemiş olduğu gerçeği.
SUSAN : Oui, tous sauf Ping-Cho.
Evet, Ping-Cho hariç hepimiz.
SUSAN : Pauvre Ping-Cho...
- Zavallı Ping-Cho...
Deux membres de votre caravane, le seigneur nommé Ian et la dame Ping-Cho ont été placés sous arrêt.
Ekibinizin iki üyesi, Ian olarak bilinen efendi ve hanımefendi Ping-Cho, gözetim altında tutuluyorlar.
Tout depuis le moment où j'ai trouvé Ping-Cho.
Ping-Cho'yu bulduğum andan itibaren her şeyi.
PING-CHO : Clairement, messire Marco.
Belirgin bir şekilde, Bay Marco.
PING-CHO : Nous sommes deux, messire Marco.
İkimiz de oradaydık, Bay Marco.
MARCO : Non, Ping-Cho.
Hayır, Ping-Cho.
PING-CHO :
Neden?
PING-CHO : Et le Khan a accepté?
- Han da kabul mü etti?
KHAN : La dame Ping-Cho a été pardonnée pour sa complicité dans le vol.
Bayan Ping-Cho'nun işlediği hırsızlığa iştirak suçu affedilmiştir.
Horrible et terrible! Marco, Ping-Cho et Ling-Tau entrent.
( Marco, Ping-Cho ve Ling-Tau girdiler. )
PING-CHO : Une tragédie, mon Seigneur?
Facia mı, efendim?
PING-CHO : Ma dame, je suis évidemment peinée de la mort d'un vieil homme.
Hanımım, yaşlı bir adamın ölümüne olabildiğince kederlendim.
Dis-nous, Ping-Cho, souhaites-tu retourner chez toi à Samarkand? Ou aimerais-tu rester quelques temps à notre Cour et égayer nos journées?
Semerkant'taki evine dönmeyi mi dilerdin yoksa sarayımızda bir süre kalmayı ve hepimizin günlerini aydınlatmayı mı?
PING-CHO : Si je le peux, mon Seigneur, j'aimerais rester. KHAN :
- Eğer mümkünse, efendim, kalmak isterim.
PING-CHO : Ce sont mes amis, mon Seigneur.
Onlar benim arkadaşlarım, efendim.
KHAN : Merci, Ping-Cho.
Teşekkür ederim, Ping-Cho.
Que ce jeune officier mène dame Ping-Cho à ses appartements.
Şu genç subayın bayan Ping-Cho'ya odasına kadar eşlik etmesini sağla.
Ling-Tau conduit Ping-Cho en sortant.
( Ling-Tau, Ping-Cho'ya eşlik ederek çıktı. )
PING-CHO : Susan, au revoir.
- Susan, güle güle.
PING-CHO : Ta caravane, vite!
- Karavanınız, hemen!
Ça ressemblait à une partie de ping-pong.
Olay masa tenisi maçına dönmüştü.
J'ai été laissé mourant dans le grand labyrinthe et le Professeur Ping m'a trouvé.
Profesör Ping beni buluncaya kadar labirentte ölüme terk edildim.
- Le Professeur Ping pourrait vous aider.
- Profesör Ping yardımcı olabilir.
- Professeur Ping?
- Profesör Ping mi?
Professeur Ping?
Profesör Ping?
- Professeur Ping?
- Profesör Ping?
Professeur Ping, Avez vous entendu parler de Duran Duran?
Profesör Ping, hiç Duran Duran'ı duydunuz mu?
D'abord, il faut joindre le Professeur Ping pour savoir si Alpha 7 est réparé.
Önce Profesör Ping'i bulup, Alpha 7'inin tamir edilip edilmediğini öğrenmeliyiz.
Professeur Ping à QG...
Profesör Ping'den Karargâha...
Professeur Ping à QG...
Profesör Ping'den Karargâha.
PING-CHO : Susan, c'est une tempête de sable!
- Susan, bu bir kum fırtınası!
Suuuuuuuuuusaaaaaaaannnnnn! SUSAN : Ping-Cho, qu'est-ce que c'est?
Ping-Cho, bu nedir?
PING-CHO :
Hırsız olan o.
Ping-Cho l'a entendu également.
Bunu Ping-Cho da duydu.
KHAN :
Söyle bize Ping-Cho...
SUSAN :
- Ping-Cho...