Translate.vc / французский → турецкий / Pisse
Pisse перевод на турецкий
3,383 параллельный перевод
J'étais à côté de lui dans le car. Et il puait le Dr Pepper et la pisse.
Daha sonra, o ve ben otobüse dönüp oturduk, ben nefes aldım ve işedim.
Je pisse sur ta tombe C'est l'hécatombe
Eğlence olsun diye de mezarına işerim.
à § sent encore la pisse ici. Je t'ai apportà © à §.
Burası hala sidik gibi kokuyor.
Parce que si tu test ma pisse maintenant, sa serait comme 80 % de cocaïne.
Benim sidiğimi test etsen şimdi % 80 kokain içerir.
Retourne la bas, et dis a cette brunette qui pisse depuis une eternité que Ben l'attends à la maison.
Arka tarafa git, küçük bir esmer sonsuz bir vızıldama çıkarıyor mu bak ona Benny'nin evde beklediğini söyle.
La peur, la pisse et les vieux os.
Korku, sidik ve yasli kemikler.
Pisse pas sur le tapis.
- Halıya işeme yeter.
Et c'est pas celle qui pisse comme un cheval.
Ayrıca "yarış atı gibi işeyen" o değil.
Ca sent la pisse.
Sidik kokuyorsun.
D'accord, salope! Je bande pas, je te pisse dessus!
Madem beni sertleştiremiyorsun üstüne işeyeyim de gör!
Etes-vous au courant que vous êtes tous adultes Et que pour autant, ça devrait être en dessous de vous de me faire perdre mon temps sur ce qui semble n'être rien d'autre qu'un concours de celui qui pisse le plus loin?
Yetişkin insanlar olduğunuzun ve bu işin zamanımı boşa harcamama sebep olan sidik yarışı olduğunun farkında mısınız?
Trempé dans de la pisse de clodo.
Simon, selam.
C'est une place illégale le week-end. Et bien merci de le dire maintenant, et merci pour les chaussures pleines de pisse.
Bunu bize "şimdi" söylediğin için ve sidikli ayakkabıların için de sağ ol!
Ça sent comme la pisse ici.
Neil, pantolonuna geri sok şu şeyi!
Oh, mon Dieu! Mais nous nous accrocherons, recherchant un abri quand nécessaire mais sans mais nous n'abandonnerons jamais la lutte pour un monde meilleur où les filles nous aimeraient et les voitures ne sentiraient pas la pisse.
Ama devam ettik, gerektiğinde bir sığınağa çekildik fakat hiçbir zaman, kızların bizden hoşlandığı ve arabamızın sidik gibi kokmadığı bir dünya için mücadele etmekten vazgeçmedik.
Je pisse dans mon short, la ligne d'arrivée semble inatteignable.
Bacağımdan aşağı işiyorum, sanki bitiş çizgisini görüyor gibiyim ama bir türlü ulaşamıyorum.
Je pisse le sang dans le camion de Kevin!
Bütün kan Kevin'ın kamyonetine aktı. Ağzına sıçayım!
Est ce qu'il sentait la pisse?
Sidik gibi mi kokuyor?
- Qui sent la pisse?
- Kim sidik gibi kokar ki?
Leur corps plein de pisse sifflant et fumant?
Minicik bedenlerinin ateşler içinde kül olmasını mı istiyorsun?
Faut vraiment que je pisse, là.
İşemem lâzım.
Faut que je pisse.
İşemek zorundayım. - Kate.
J'aimerais pouvoir boire une bière sans que ça se termine par vingt ou que je pisse au lit.
Yirmi taneye varmadan bira içmek istiyorum ya da yatağı ıslatmadan.
D'accord, sors ta bite et pisse un coup.
Öyle mi? O zaman indir pantolonunu ve yap çişini.
30 miles si on ne se pisse pas dessus.
Gidebilirsek 30 mil var.
Pendant ce temps, j'ai des potes à Hollywood, les pires comiques, des nazes, qui suintent le jus d'humoriste qui fait le tapin, le jus de l'humour fini à la pisse et coupé à l'eau, tu vois?
Bu arada, Hollywood'da olan arkadaşlarım var. Çok rezil komedyenler, en kötüsü. Tek yaptıkları türetilmiş, kötülüğe teşvik eden komik pislikleri akıtıyorlar.
Parce que tu vaux moins que ma pisse.
Çünkü sen bu sidikten bile daha değersizsin.
Je lui ai dit : Ce serait marrant si tu avais pissé dans ton froc et couvert ça avec du Dr Pepper.
Ve şöyle dedim, " Biliyorsun, Eğer Freefall a bindiğinge pantalonuna işeseydin, gerçekten komik olabilirdi ve sonra Dr. Pepper'ın üzerine dökülen hepsini
Il a pissé sur beaucoup de monde. Je le sais.
Birçok kişiyi kızdırdı.
J'ai pissé du sommet du Mur, j'ai dormi dans une cellule-ciel, J'ai combattu auprès des tribus du Val, que d'aventures, je me félicite de tout ça.
Duvar'in diger tarafina isedim bir gök hücresinde kaldim tepe kabileleriyle savastim bir sürü macera yasadim.
Chez Vince Neil. J'étais tellement bourrée, je me suis simplement accroupie et j'ai pissé partout.
Vince Neil'in evinde çok sarhoştum, yere çömelip her yere işemiştim.
Quand je sens de l'urine, ça me rappelle quand tu m'as pissé dessus.
Ne zaman idrar kokusu alsam saçıma işediğin an aklıma geliyor.
Tu te rappelles de cette petite league de baseball qui m'a exclu parce que j'avais pissé sur la première base?
Birinci kaleye işedim diye beni beyzbol takımından atan yetkiliden öcümü almış oldum.
Et il a pissé sur le sol du vestiaire.
Ve soyunma odasının yerine işedi.
Ne pisse pas dans.. Ohh, c'est coupé!
Kesildi!
Je marche dans de la pisse de clodo?
Dilenci sidiği içinde mi geziyorum? Muhtaçları böyle mi destekliyorsun?
Putain, Banjo, tu as pissé sur le lit.
Tanrı aşkına, Banjo, yatağa işemişsin.
- Tu t'es pissé dessus?
- Ne? İşedin mi yani?
À votre avis, j'ai pissé dans mon pantalon?
Pantolonuma işedim mi? Dostlar, pantolonuma işedim mi? - Millet?
- Il s'est pissé dessus.
- Kesinlikle işemiş, buradan görünüyor.
- Je me suis pissé dessus.
- Pantolonuma işedim. - Buradan gitmeliyiz...
Qui a pissé sur tes chips?
Kim keyfinin içine etti?
Tous les joueurs de Lacrosse de Terminale ont pissé dans mon casier.
Bütün son sınıftaki lacrosse * oyuncuları dolabıma işemiş.
J'ai tenu le bâtonnet sous sa chatte quand elle a pissé.
O çubuklardan birine işedi. İşerken kukusunun altında bizzat kendim tuttum.
- C'est là que t'as pissé.
Burası senin işediğin yer.
- Je crois qu'elle s'est pissé dessus!
Sanırım işedi!
Tu m'as pissé dessus.
Evet, sen de üzerime işedin.
J'hallucine, t'as pissé par terre.
Resmen yere mi işedin?
J'ai pissé devant toi et tout.
Üstelik senin önünde çiş yaptım.
Je parie que tu t'es pissé dessus.
Altına işedin resmen!
Dire à Brad qu'il a perdu la meilleure chose qu'il avait comme Stuart qui a pissé sur sa jambe?
Stuart altına mı kaçırsın?