Translate.vc / французский → турецкий / Poor
Poor перевод на турецкий
79 параллельный перевод
- Enfin, notre vedette maison, le Pr Lalah-Poor.
Ve yıldız misafirimiz... Profesör Fakir-Lalah.
Avec Lalah-Poor, c'est autre chose.
Fakir-Lalah farklı... Tam bir esrar.
Vous avez devant vous le célèbre Lalah-Poor!
Bendeniz ünlü Fakir-Lala!
- Tout à l'heure, je suis entré chez Lalah-Poor. J'y ai trouvé un peigne qui ressemble fort à celui-ci.
Fakir-Lala'nın odasında bu tarağın aynından buldum.
- Mais où est Wens? - Il est avec Lalah-Poor.
- Wens nereye gitmiş olabilir?
- Colin, Lalah-Poor et Linz.. .. sont trois Durand, trois!
Colin, Fakir-Lalah ve Doktor üçü de Durand!
Pauvre Hendricks.
Poor Hendricks.
Il était gros Il était pauvre
"He used to be fat And he used to be poor"
C'est pourquoi j'ai besoin du conseil... d'un homme habile comme vous l'êtes... habile à démasquer... et assez prudent, le cas échéant... poor... masquer... avant l'arrivée de la Délégation papale.
Bu yüzden sizin gibi zeki birinin fikrine ihtiyacım var Rahip William. Olayı ortaya çıkarmada zeki papa delegeleri gelmeden gerekirse üstünü örtmede sakınımlı birinin.
" Ce pauvre montagnard
That poor mountaineer
On va faire un petit quelque chose appelé, "Le Pas de Deux du Pauvre".
Şimdi sizlere : "The Poor Man's Two-Step" i çalacağız.
Je suis un pauvre agriculteur pas très intelligent, voyez-vous... Terrifié des soldats.
I'm a poor half-witted farmer, do you see terrified of soldiers.
Ce qui est bizarre... c'est qu'après avoir joué ce pauvre fermier imbécile, je me sens désolé pour lui... parce que tout le monde s'en fout.
Strange thing is after playing this poor fool farmer for a while, I can't help but feel sorry for him because no one cares.
Il s'est passé quelque chose d'horrible sur Poor Farm Road.
Bugün fakir çiftliği yolu üzerinde bir şey oldu.
Peut-être qu'ils ont vu sa voiture près de Poor Farm Road.
Arabası fakir çiftliğin yolunda durmuş olabilir.
/ / Poor some sugar on me / /
/ / Poorsomesugaronme / /
J'ai vu tous les "Matador".
- "Rich Man, Poor Man"'in hepsini seyretmiştim.
- Dans "Matador"?
- "Rich Man, Poor Man"'de mi?
Pourquoi Arne serait le seul à avoir vu "Matador"?
Neden Arne içimizde "Rich Man, Poor Man"'i seyreden tek kişi olsun ki?
Je suis ici pour servir d'objet sexuel... aux bouffons qui fourrent pas les chattes américaines.
I come to school to be object of lust for poor nerds who cannot get American pussy.
J'ai parié de te faire reine, mais je parlais de Janey le cageot... la fille sans amis, fauchée et qui fait peine à sentir.
I said I'd turn you into prom queen when I thought you were ugly the girl with no friends who was dirt poor and smelled a little funky.
Pauvre petit, il ne sait pas quoi faire.
Poor baby, doesn't know what to do.
C'est fou ce que nous, pauvres gens, devons en ce monde accomplir de bonnes actions!
One thing us poor people have a lot in this world... Is doing good deeds sir
Pauvre Léo.
Poor Leo.
Though she had young men s praise and old men s blame, Among the poor both old and young gave her praise.
Çünkü geçmişte gençlerin övgülerini ve ihtiyarların ithamlarını çekse de hem ihtiyarlar hem de gençler arasında- -
for in the old days, Though she had young men s praise and old men s blame, Among the poor both old and young gave her praise.
Çünkü geçmişte gençlerin övgülerini ve ihtiyarların ithamlarını çekse de hem ihtiyarlar hem de gençler arasında- -
And be well pleased remembering it, for in the old days, Though she had young men s praise and old men s blame, Among the poor both old and young gave her praise.
Çünkü geçmişte gençlerin övgülerini ve ihtiyarların ithamlarını çekse de hem ihtiyarlar hem de gençler arasında takdir görmüştür. "
Allons chez Poor Richard s.
- Richard'ın yerine gitsek mi?
"Poor man s blues" de Bessie Smith.
Bessie Smith'in "Poor Man's Blues" şarkısı.
We were poor.
Biz tam anlamıyla fakirdik.
I was cos? Bored and cos? poor.
Çok sıkılmıştım ve çok fakirdim.
Les affleurements rocheux des îles Poor Knights en Nouvelle-Zélande sont criblés de grottes maritimes.
Yeni Zelanda'nın Poor Knights Adaları'nın kayalık çıkıntıları deniz mağaralarıyla bezelidir.
Ouais, je t'ai rencontré à Poor Herbie il y a deux semaines.
vay canına Trudy, değil mi?
Hé, Michael est parti tôt, donc quelques uns d'entre nous vont aller au Poor Richard pour l'apéro.
Michael erken çıktı. Çoğumuz da iyi vakit geçirmek için bara gideceğiz.
Michael est parti plus tôt, on est quelques-uns à aller au Poor Richard s pour le happy hour, tu devrais venir.
Michael erken çıktı. Çoğumuz da iyi vakit geçirmek için bara gideceğiz. Sen de gelmelisin.
10 contre 1. Poor Boy s Delight finit en tête.
10'a 1 veriyorum, çocukcağızın durumu iyi ve kadın içeri girecek.
- On a passé le Poor Richard s.
Poor richard's barını geçtik.
Une bouteille de Poor Fella.
Bir şişe Poor Fella rom var.
- Deux Poor Fella, Ivan!
- İki Poor Fella rom ver lvan!
Je ne bois jamais seul.
Poor Fella'yı asla tek başıma içmem.
Poor Travis With His Crazy Mother Team 01x05
Çeviri : LeeLoo
l'm just a poor boy
* Ben zavallı bir çocuğum *
l'm just a poor boy, nobody loves me
* Ben zavallı bir çocuğum, kimse sevmez beni *
He's just a poor boy from a poor family
* O zavallı bir çocuk, yoksul bir aileden *
Et les types de chez Moody's et SP disaient que c'étaient des AAA.
Moody's ve Standard and Poor's'dakiler ise'Bunun derecesi üç A " diyordu.
Lalah-Poor, l'unique!
- Fakir-Lala'yı...
Pauvre Harry.
Poor Harry.
pour l'étudiant qui battra la moyenne SP.
Standard and Poor'un mu?
J'ai pensé à toi.
Evet, İki hafta önce Poor Herbie'de tanışmıştık.
Celle-là et "Poor Some Sugar on Me".
O bir de "Pour Some Sugar on Me."
- "Poor Blind Boy"?
"Sefil, Kör Çocuk"?