Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / французский → турецкий / Programs

Programs перевод на турецкий

34 параллельный перевод
Ne pensez-vous pas que c'est... irrégulier?
Sence de Jim, bu biraz, programsız olmadı mı?
Je ne peux pas prendre ça à la légère.
Ve bu konularda günlük kararlarla plansız, programsız işler yapamıyorum.
- Tu es le meilleur programme conçu.
Sen şimdiye kadar yazılmış en üstün programsın. - İnatçı ve acımasızsın. Hatırlıyor musun?
Tu n'es qu'un programme ordinaire.
Senin hiçbir özelliğin yok, sadece basit sıradan bir programsın.
On peut faire un arret non prévu?
Programsız bir mola verebilir miyiz?
Ceci est un essai imprévu, commandant.
Bu Severnaya'nın programsız bir testi.
" Chers parents, suite à l'excursion imprévue d'hier à la casse, le bus de l'école sera hors service pendant 2 semaines.
Sevgili aileler, dünkü araba mezarlığı alanına olan programsız gezimiz sonucu okul otobüsü 2 hafta boyunca hizmet veremeyecek hâle gelmiştir.
Désolée, Michael, mais je suis un capitaine et vous êtes un holodeck de 300 déciwatts. - Je ne me vois pas faire ça.
Bunu haber vermekten nefret ediyorum, Michael, ben bir yıldızgemisi kaptanıyım, ve sen de 300 desiwatlık bir sanal programsın.
- Il ne faut pas se poser de questions, atterrir dans un lieu inconnu auquel on n'aurait jamais pensé.
- Anne. - Bu plansız programsız bir yolculuk olacaktı. Daha önce hiç gitmediğimiz ve gitmeyi hiç beklemediğimiz bir yere gideceğiz
Toi, tu sautes dans un bus sans rien prévoir et tu deviens un boulet.
Bi bok öğrenmeden plansız programsız kalkıp geliyorsunuz İstanbul'a.
Vous êtes des programmes.
- Siz programsınız. - Evet.
Résultat, tu ne fais pas de projets avec ta petite amie un samedi soir, tu es condamné à discuter avec sa mère!
- Ama programsız çocuğa bakın şimdi. Cumartesi gecesi, kız arkadaşının annesiyle konuşuyor.
Activité extérieure imprévue.
Programsız dünyadışı hareketlilik.
Une autre vie sans programme, sans ego.
Programsız, egosuz başka bir hayat.
Activation non programmée de la Porte
Programsız dünyadışı hareketlilik.
Sans jeter d'anathème Comment gérer mon bébé
Ne yapayım Programsız bebeğimle
Écoute, je sais que tu veux apporter ta touche ici, et c'est très gentil, mais tu peux pas aller déranger la pièce aux snibbits, n'importe comment.
Bak, burada kendine ait bir işaret bırakmak istiyorsun ve bu çok hoş birşey ama... Plansız programsız o odaya girip orayı karıştırmak istemezsin.
A Briar Hill ; une partie de chasse imprévue.
Briar Tepesi ; programsız av gezisi.
Désolé, M. Abasi, une réunion requiert les interprètes.
Nereye gidiyorsunuz? Üzgünüm Bay Abassi ama programsız bir işçi toplantısı için tercümanlar gerekli.
Elle passe avant nous?
Programsız bir toplantı bizden öncelikli bir şey mi?
On parle de lancer une nouvelle opération dans les heures qui viennent. Sans préparation et avec seulement une capsule.
Plansız programsız yapılacak olan yeni bir operasyona başlamaktan bahsediyoruz.
Depuis que maman est partie et que la Compagnie a disparu, tu parais... désœuvré.
Annem gittiğinden ve şirketin yok olduğundan beridir çok plansız programsız görünüyorsun.
Rush demandait carte blanche pour cette visite non autorisée. C'est ce que ferait la taupe.
Rush taşları kullanmak istiyordu programsız, izinsiz bir Dünya ziyareti istiyordu eğer köstebek kendisi olsaydı tam da bunları isterdi.
- Dans ce cas, nous ne pouvions pas l'aider. Mais si c'est vivant, d'attaquer la tête en bas sans un plan, ne va pas aider ".
Eğer öldüyse, elimizden gelen bir şey yok, eğer ölmediyse, plansız programsız buraya saldırmanın ona bir yararı olmayacaktır.
Tu es un programme dur à effacer.
Sen silinmesi oldukça zor bir programsın.
Tu es un programme qui vit dans le monde digital d'un ordinateur.
Dijital bilgisayar dünyasında yaşayan bir programsın.
Sans plan ou préméditation.
Plansız, programsız.
Programs confidentiels
KUZEY IŞIKLARI.
L'homme sans réservation qui a la meilleure chambre.
Plansız programsız seyahat eden adam yine de en güzel odayı kaptı.
C'est bien de l'avoir dans les alentours au cas où Grayson et moi s'endormont pendant notre soirée médiocre et sans événements.
Grayson'la ben bu sıkıcı, programsız gecemizde olur da kazara uykuya dalarsak diye burada olması iyi bir şey.
Passage imprévu en cours.
Programsız gelen ziyaretçi.
Activation extérieure non programmée
Programsız dünyadışı hareketlilik.
L'arnaque s'écroulait. On a eu l'argent! Car je te couvrais.
Senin plansız, programsız, - cin olmadan adam çarpma - ve dolandırıcılık kisvesi altında - hadi hep beraber hapse girelim - tarzın, ya da benim profesyonel ve - bütün açıları hesaba katıp yakalanmama - tarzım.
Alors Joy a pris des vacances surprise.
Joy, programsız bir yolculuğa çıktı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]