Translate.vc / французский → турецкий / Punching
Punching перевод на турецкий
179 параллельный перевод
Quand elle ne sert pas de punching-ball aux humeurs du boxeur, ce petit corps meurtri peut être aperçu près des docks se faufilant entre les entrepots.
Dövüşçü'yü yatıştırmak için kum torbası işlevi görmediği zamanlarda, Limehouse rıhtımında yara bere içinde, sessizce dolaşırken görülebilirdi.
La banque fermée, Pietro redeviendra un punching-ball humain.
Banka gidince, Pietro tekrar kum torbasına döner.
Un sac de sable? Un punching bag!
Kum torbası!
Pour l'instant, Rocky fait offiice de punching ball.
Doğrusu, Rocky yumrukları yüzüyle engelliyor gibi.
Il lui sert de punching ball.
- Onu kum torbası gibi dövüyor.
Tu vois ce poing? Je vais me servir de ta tronche comme d'un punching-ball.
Senin o... balta suratını kum torbası olarak kullanmama az kaldı.
Le patron prend mes fesses pour un punching-ball.
Bu yüzden patron kıçımı kültablası olarak kullanıyor.
- Vous voulez ce punching-ball?
- Bu kum torbasını mı istiyorsun?
Un punching-ball!
Kum torbası!
Je ne veux pas que ta tête serve de punching-ball comme la mienne.
Senin benim yaptığım gibi kafanı kum torbası olarak kullanmanı istemiyorum.
Ta tête ne ressemble pas à un punching-ball.
Kafan kum torbasına benzemiyor.
Je crois qu'enfant, mon père n'a jamais eu de punching-ball donc il en a épousé un.
Anladım ki babamın, bilirsin, küçükken hiç kum torbası olmadığını, bu yüzden de bir kum torbası ile evlendiğini farkettim.
J'suis pas un punching-ball. Notre deal : Terminé!
Onun kum torbası olmamı bekliyorsan, anlaşmamızı unut gitsin.
Si j'etais toi, je degagerais d'ici avant qu'il se pointe et qu'il transforme ta sale gueule en punching-ball.
Yerinde olsam o gelip senin o çirkin yüzünü kum torbasına çevirmeden önce giderdim.
Tape dans le punching-ball!
Haydi. Vur şuna.
Tape dans le punching-ball.
Şimdi şunu çalıştır, J-man.
Tu seras sur la scène internationale... et lui s'entraînera sur des punching-balls.
Sen uluslararası bir düşünce kuruluşunda çalışıyor olacaksın ve o da kum torbalarını tekmeliyor olacak.
Quand suis-je devenu le punching-ball de la vie?
Hayatım ne zaman böyle boks torbası halini aldı?
Comme un punching-ball. Paysan...
- Boksör torbası gibi, taşralı çocuk.
Ce punch est un punching-ball.
Halkım, top delikte.
On devrait aussi avoir un programme physique... abdos, punching bag...
Kondisyonumuzu da geliştirmeliyiz. Karın ve kollar.
- Ça va la tête? - Un vrai punching-ball.
- Kafan nasıl?
Et si j'avais des gants, je pourrais vous prendre comme punching-ball.
Benim de bir beysbol sopam olsaydı seni tavana asıp piñata oynayabilirdik.
Un punching-ball, hein?
Piñata demek.
- Elle se déchaîne sur mon punching-ball.
- Yukarda, kum torbama vuruyor.
J'étais son punching-ball à la maternelle.
Ana okulundayken beni hep döverdi.
Super. Je suis ton taxi et ton punching-ball.
Şimdi de hem taksi hem de şamar oğlanı oldum.
Sa vie de famille se résumait à se saouler... puis rentrer et frapper sa femme comme un punching-ball.
Galiba zil zurna sarhoş olup eve geliyor ve karısına kum torbası muamelesi yapıyormuş.
Je sers de punching-ball aux autres.
Oradaki çocuklar için kum torbası gibiyim.
Je veux accrocher un sac lourd, genre punching-ball.
Büyük bir kum torbası istiyorum.
Mon punching-ball.
Oh, Bu Kumadam.
C'ètait pile, un punching-ball, face toi.
Seninle yeni kum torbası arasında yazı tura attım.
Plutôt me couper la tête et en faire un punching-ball, que d'aller au club.
- Direk tuzağa düştüm. İlginç değil mi, kontrol eden kişinin sen olması? - Ben kontrol etm...
Tu vas me servir de punching-ball.
Seni kum torbası olarak kullanacağım.
J'ai un punching-ball pour ça.
Evimde kum torbam var.
Quel est l'intérêt d'être un punching-ball humain?
Ne diye canlı boks torbası olayım ki?
C'est exact... Un punching-ball humain...
Doğru... bir canlı boks torbası.
Il fait le punching-ball!
Canlı boks torbası!
Voici le dernier cri en punching-ball.
Amma da taş kafalıymış bu adam
Ils ont pris ma tête pour un punching ball!
Neden bir hokey pakı gibi hissediyorum?
Au lieu de vous battre, allez à la salle de gym. Cognez un punching-ball, soulevez des poids.
Kavga edeceğine spor salonuna git, boks torbasını döv, ağırlık kaldır.
Tapez dans le punching-ball.
Hadi, hadi.
Pas de mercure dans votre estomac, mais dans votre casier, sur vos punching-balls et vos bandages.
- Ama cıvayı midende değil,.. ... dolabında, spor çantanda, sargılarında bulduk.
Vous avez choisi d'être un paillasson, un punching-ball, quelle que soit la métaphore de victime qui vous convienne.
Bir paspas, bir kum torbası olmayı seçtiniz. Ya da hoşunuza giden bir kurban metaforu kullanabilirsiniz.
J'étais un punching-ball tout désigné.
Kum torbasına dönmüştüm.
Ecoutez, le rouquin, le tas de guimauve et l'erreur de la nature. Rentrez chez vous, pissez dans votre froc, pleurez un bon coup, bouffez des céréales, revenez ici et on recommencera tout, parce que j'aime m'exercer sur vous, punching-balls tachés de vomi.
Dinleyin, Kırmızı Kafa, Şişko, Hilkat Galibesi, eve gidin, donlarınıza işeyin, zırlayın, birbirinizin poposunu tokatlayın, sabah kalkın, bir Eggo yiyin, geri gelin ve devam edelim, çünkü kusmuk lekeli yumruk torbalarıyla antreman yapmayı seviyorum.
Pour moi, ce n'est pas un punching-ball, par exemple.
Benim aklıma boks torbası gelmiyor mesela.
Au punching-bag.
Sanirim biraz kum torbasiyla, caliscam.
Punching-ball.
Billy, çuvalı yumrukla.
Est-ce que vous prenez ma tête pour un punching-ball?
- Hadi vur! 30 defa daha vur!
Punching ball, plutôt.
- Daha ziyade kum torbanızım. O senin gömleğin.