Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / французский → турецкий / Pussycat

Pussycat перевод на турецкий

64 параллельный перевод
- Salut, Pussycat.
- Merhaba, pisipisi.
Pussycat, je t'aime.
Pisipisi, seni seviyorum.
Écoute, Pussycat.
Zaman çok değerli...
- Pussycat. On est jeunes.
Pisipisim, sen ve ben henüz çocuğuz.
Pussycat?
Merhaba, pisipisi.
Pussycat.
Pisipisi.
Mais tu es si tendre, Pussycat.
Ama... -... öyle çekicisin ki, pisipisi.
Pussycat?
Pisipisi.
Pussycat, je vais t'expliquer.
Pisipisi, lütfen, açıklayabilirim!
Pussycat?
Pisipisi!
Tu es tout ce que je veux, Pussycat.
Seni, dünyadaki her şeyden daha çok istiyorum, pisipisi.
- Pussycat.
- Pisipisi.
Au revoir, Pussycat.
Hoşça kal, pisipisi.
Pussycat tombée du ciel. Tu es irrésistible.
Gökyüzünden düşen pisipisi, sana karşı koyamıyorum.
Michael Voltaire James, Pussycat.
- Michael Voltaire James... -... pisipisi.
- Tu l'as appelée Pussycat.
- Ona niçin "pisipisi" dedin?
Au revoir, pussycat
Elveda, pisicik.
Je la voyais au Pussycat.
Onu genellikle Pussycat'de görürüm.
Avec l'argent qui devait servir aux leçons de bowling, j'ai maintenant un laissez-passer à vie pour le cinéma Pussycat
Bowling dersi için aldığım para vardı ya Pussycat salonuna ömür boyu girişim var.
Nous apprenons que le Dr Denfer s'apprête à vous piéger ce soir à l'Electro Psychedelic
Dr. Evil'dan elimize yeni bir mesaj gecti.. Planı bu gece seni tuzaga düşürmek. Yer olarak Electric Psychedelic Pussycat Swinger's Club...
Si Giles veut pourchasser le monstre qui a tué sa copine, je dis " Faster, pussycat.
Giles, kız arkadaşını öldüren canavarın peşine düşmek istiyorsa " acele et kedicik.
Faster, Pussycat!
Faster Pussycat!
Quoi de neuf, Pussycat?
- Yeni olan ne, korkak...
Il est très gentil. Un vrai petit chat.
Dostçadır, he's a pussycat.
- Peut-être... que si Miss Pussy Kat est d'accord, on peut aller voir le coucher de soleil sur le lac.
Belki bayan Pussycat ( Kedicik ) gölün üzerinde muhteşem bir şekilde yansıyan... güneşe bir göz atmayı arzu eder.
Miss Pussy Kat est on ne peut plus d'accord.
Bayan Pussycat arzu etmekten fazlasını istiyor. Pekala...
On est en Géorgie, Miss Pussy Kat.
Burası Georgia, bayan Pussycat.
En fait, Rita voulait l'utiliser dans le sens britannique, qui signifiait doux ou tendre, comme dans "le minou."
Aslında, Rita İngiliz tabiriyle tatlı veya kibar anlamında "Pussycat" olarak kullanmıştı.
Et Steve Holt ne voulait pas dire "minou".
Steve "pussycat" i kastetmiyordu.
Au fait, pouvez-vous obtenir pour moi et mon petit ami des tickets... pour le spectacle des Pussycat Dolls, ce soir pour la St-Valentin?
Bu arada, bana ve erkek arkadaşıma... bu akşam ki Pussycat Dolls'un Sevgililer Günü Şovu için bilet ayarlayabilir misin?
Ca fait très Pussycat.
Tam Pussycat tarzı olmuş. Gerçekten mi?
on a des places VIP pour le concert des Pussycat Dolls pour la St-Valentin... puis un dîner... et une soirée échangiste.
Önce Pussycat Dolls'un Sevgililer Günü gösterisine V.I.P biletimiz var... sonra akşam yemeği sonra da küçük bir eş değiştirme partisi.
- J'aime bien les Pussycat Dolls.
Ben Pussycat Dolls'u severim.
- Moi aussi. Apparemment "tailleur aguicheur" voulait dire "habille-toi comme ta fille préférée des Pussycat Dolls".
"Şık giyim", Pussycat Doll grubundakiler gibi giyinmekmiş.
Elle est trop jeune pour les Pussycat Dolls. Je reviens.
Pussycat Dolls'a hazır olduğunu sanmıyorum.
Il me fallait un truc pour passer le temps avant que les Pussycat Dolls ne passent.
Pussycat Dolls başlamadan önce zaman geçirecek bişeyler lazımdı.
Pussycat!
Kedicik!
J'ai dû les blanchir via le Pussycat. - Comme tu l'avais demandé.
Parayı aklamak için salona aktarmamı istemiştin, hatırladın mı?
Quel âge as-tu'Pussycat'?
- Kaç yaşındasın, fıstık?
Il y est allé direct et s'est battu comme une Pussycat Doll.
Orada durmuş, herifi bir Pussycat Doll gibi pataklıyordu.
Minou.
- Pussycat!
Je suis dans un groupe de musique populaire féminin, et on chante les chansons des Pussycat Dolls. La musique, c'est ma vie.
Hayatım müzik.
passait dans notre bus, enfin, notre chambre.
"What's new pussycat?" şarkısı, içinde olduğumuz otobüste çalıyordu. Yani olduğumuz odada.
Je t'aime, Pussycat.
- Seni seviyorum, pisipisi.
Descends, Pussycat, je te rejoins dans un moment et on se disputera bien.
- Michael! Bak, dinle. Şimdi aşağı in, pisipisi.
Salut, Pussycat.
Merhaba, pisipisi.
Barton-Mannering -
Pussycat Barton-Mannering Smith... - Çok Salak.
Quoi de neuf, Pussycat?
Yeni olan ne, korkak?
Ma mère traîne les pieds comme une Pussycat Doll,
Sonra annem ortalıkta boş boş dolaşmış falan.
Je suis membre d'honneur à vie au Pussycat Palace.
Pussycat Palası'nda ömür boyu onursal üyeliğim var.
Avec Joel, What's new pussycat?
Joel'layken olduğunda,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]