Translate.vc / французский → турецкий / Quél
Quél перевод на турецкий
114,458 параллельный перевод
Cette protomerde et la maladie génétique. Quel est le rapport?
Şu proto saçmalığı ve genetik bir hastalık arasındaki bağlantı nedir?
Et quel meilleur moyen d'y parvenir, que tuer quelques terriens.
Ve bunu yapmanın en iyi yoluysa birkaç Dünyalıyı öldürmektir.
Quel gugusse que vous soyez, partez et laissez-la parler.
Her kimseniz kenarda durun da Çavuş konuşsun.
Non, je me demandais quel était votre matière.
Hayır, aslında ne dersi vermen gerektiğini merak ediyorum.
- Dans quel service était votre père?
- Babanız hangi koğuştaydı?
Il y a quelques chapardages comme dans n'importe quel hôpital.
Her hastanede küçük hırsızlıklar olur.
- Quel est le problème?
Mesele nedir?
Je veux dire, quel genre de père êtes-vous?
Ne biçim bir babasın sen?
- Alors, quel est l'accord?
Anlaşma nedir?
Voyons à quel point tu es là.
Ne kadar varsın bakalım görelim.
Vous pouvez voir à quel point c'était effrayant.
Ne kadar korktuğumu görebilirsiniz.
- On sait quel numéro? - Elle est garée
- Hangi birimde olduğu belli mi?
Vous n'avez aucune idée à quel point ça compte pour nous.
Benim için anlamını bilemezsiniz.
Quel est le problème?
Sorun nedir?
À quel point?
Ne kadar çok?
Si n'importe quel esprit est relié à vous, ça va l'extraire.
Sana bağlanmış bir ruh varsa, bu onları çıkarır.
Quel vœu faisais-tu?
Ne dilerdin?
- Quel est son numéro de chambre?
- Oda numarası nedir? - 308.
Car quel que soit ce qui lui est arrivé vient juste de commencer.
Çünkü ona her ne olduysa muhtemelen yeni başladı.
Quel était le nom du vieil homme?
Hey, yaşlı adamın adı neydi?
- Quel étage?
- Kat?
- Quel est le problème?
- Sorun ne?
Je n'avais jamais remarqué à quel point tes yeux étaient beaux.
Gözlerinin ne kadar güzel olduğunu hiç fark etmemiştim.
Donc quel que soit cet événement qui arrive, ça doit être proche de l'équinoxe de mars.
O zaman bu olay her geldiğinde, Mart ekinoksuna çok yakın olması gerekiyor.
Quel miroir?
Ne aynası
- Quel est le problème?
- Sorun nedir?
Quel était ce projet?
Proje neydi?
Quel rapport avec les suspects?
Bunun şüphelilerle ne ilgisi var?
Quel pressentiment?
Nasıl garip bir his?
De ce que j'en sais, ils sont enracinés au sol comme n'importe quel arbre.
Bildiğim kadarıyla, Jubokkos başka herhangi bir ağaç gibi yere dikilmiş durumda.
Tu avais quel âge?
- Hmm. - Kaç yaşlarındaydın?
Quel livre?
Ne kitabı?
On ignore quel est son pouvoir et d'où ça vient ou quel effet ça peut avoir sur toi, sur nous.
Bu şeyin ne tür bir güce sahip olduğunu bile bilmiyoruz. Ya da nereden geldiğini, Ya da sana ya da bize nasıl bir etkisi olacak.
Je suis inflexible pour l'éloigner et foutre le camp d'ici, quel qu'en soit le prix.
Onu almaya kararlıyım Oradan cehennemden çıkmak için, ne gerekiyorsa yap.
Quel autre endroit?
diğer hangi yerde?
Quel Wesen est-ce?
Be ne waseni
Quel est cet endroit?
Burası ne
On est quel jour?
Aman Tanrım, bugün ne?
Quel mal y aurait-il à nous laisser l'utiliser?
Kullanmamıza izin vermesinin ne zararı olabilir?
Quel est cet endroit?
Bu yer nedir?
Maintenant, elle sait à quel point on en a marre.
Artık bıktığımızı biliyor. Bu iyi bir şey.
Vous avez vu à quel point il était dangereux.
Hele de sen ne kadar tehlikeli olduğunu kendin gördün.
Quel con.
Siktir.
Quel con!
Siktir!
Quel est leur problème?
Bunlar niye hep böyle?
Quel que sera son prénom, tu lui donneras son nom de famille.
Çünkü adı ne olursa olsun ona soyadını veren sen olacaksın.
Mais quel magasin voulez-vous braquer?
Hangi manavı patlatacağın asıl önemli soru.
Dans quel domaine?
Ne tür işler?
Tu sais à quel point cette boisson doit être forte pour obtenir un cheval ivre?
Bir atı sarhoş etmek için ne kadar sert içki gerektiğini biliyor musun?
Je ne contrôle même pas le monde dans lequel mon corps est réveillé, et ma femme sexuellement agressive peut me réveiller à n'importe quel moment à Fillory.
Vücudumun uyanık olduğu... dünyayı ve cinsel açıdan agresif karımı kontrol edemiyorum. Fillory'de beni her an uyandırabilir.
D'ailleurs, quel type de serviteur n'a pas de putain de mains?
Ayrıca, nasıl bir uşağın elleri olmaz ki