Translate.vc / французский → турецкий / Reebok
Reebok перевод на турецкий
63 параллельный перевод
Avant que leur cul s'affaisse et qu'elles portent des Reebok.
Popoları sarkmadan ve Reebok giymeden önce.
Si leurs bas prix ne vous suffisent pas, le Père Noël, portant des Reebok disponibles chez Weejee, arrivera en parachute dans un moment.
Sanki ucuz fiyatlar yetmiyormuş gibi Noel baba Weejee's de satılan son model Reebok ayakkabıları ile birazdan paraşütle atlayacak.
Ils tournent une pub pour Reebok.
Aşağıda bir Reebok reklamı çekiliyor.
Et évidemment, rien de Reebok.
Belli ki, Reebok'da beni sevmiyor.
- Je t'ai parlé du truc avec Reebok?
- Sana Reebok hikayemi anlattım mı?
Reebok peut aller se faire foutre!
Reebok'ı siktir et!
Je sais qu'il fallait cette commission, mais ça va pas attirer Reebok... cette pub Camel.
O komisyona ihtiyacın vardı ama, bölgesel bir deve reklamıyla Reebok'ı dize getiremezdik. Özür dilerim.
Je lui mets des Reebok violettes aux pieds.
Ayağındaki "Joan and Davids" i mor "Reebok" larla değiştirdim.
Reebok lance la campagne dès que je passe les 2 000 yards.
Reebok'ın reklam kampanyası var. 2000 yard yaptığım an yayınlanacak.
Que signifie Reebok?
Reebok neyi temsil ediyor?
Euh, je crois que le Reebok est une sorte de gazelle africaine.
Sanırım Reebok, Afrika ceylanını temsil ediyor.
Reebok veut dire crédibilité et prestige.
Reebok güven ve prestiji simgeliyor. Küreselleşiyoruz.
Reebok nous veux pour... leur campagne de chaussures pour adolescentes.
Reebok bizim aradaki kızlar için yapacakları reklam kampanyasını üstlenmemizi istiyor. Aradaki mi?
Où ça en est avec la campagne Reebok?
Reebok kampanyası nasıl?
OK, Reebok.
Reebok. Pekala.
Nous avons deux poussins... et tous les deux portent des Reeboks.
İki tane piliç var. İkisi de Reebok giyiyorlar. Bir tanesi " "Ree" " diyor.
Reebok, Reebok.
Ree... bok!
Tu as des filles à une fête, des filles sur le terrain de foot... des filles à un concert... toutes portant des Reebok.
Futbol sahasındaki kızlar. Konserdeki kızlar. Hepsi Reebok giyiyorlar.
"Reebok, un pas vers le futur."
" "Reebok. Geleceğe adım atın." "
Permettez-moi de vous présenter... ce que nous croyons être la nouvelle campagne de Reebok.
Size Reebok'ın yeni reklam kampanyası olacağına... ... inandığım konsepti sunmama izin verin.
Reebok veux des gens avec son genre de passion.
Reebok'un onun gibi tutkulu kişilere ihtiyacı var.
Reebok ne vous veulent plus dans la campagne.
Reebok senin kampanyadan çekilmeni istiyor.
Mais Reebok, ils ont hésité... sans jeu de mots.
Ama Reebok korkakça davrandı.
Il me reste deux minutes avant la réunion Reebok... et si je ne fais pas ces copies... toute ma proposition est à l'eau.
Eğer bu kopyaları çı kartmazsam Reebok teklifi çöpe gidecek.
Reebok a signé le contrat.
Reebok anlaşmayı imzaladı.
Reebok a besoin de ton talent et de ta passion... surtout après leur avoir dit que c'était ton idée.
Reebok'ın... ... senin yeteneğine ve tutkuna ihtiyacı var. Özellikle de konseptin senin fikrin olduğunu söyleyince.
C'est pour Reebok?
Reebok mu?
Non.
Reebok değil.
Mon pote prend son contrat avec Reebok un peu trop sérieusement.
Sanırım o Reebok anlaşmasını fazla ciddiye alıyor.
- Au club Reebok.
- Sport Club Reebok.
Le footballeur des pubs Reebok?
Reebok reklamlarındaki o yapılı, yakışıklı futbol oyucusu mu?
- Reebok.
- Reebok.
- Reebok?
- Reebok mı?
Un autre plat chinois, comme vos Reebok?
Reebok yemeğinin yanında gelen bir meze mi?
Personne d'autre ne veut sentir mes Reebok dans ses raisins?
Bel altında benim Weebok'ımı hissetmek isteyen başkası var mı?
Reebok aussi, et je vais faire aussi pour les Big Macs et les Whoppers.
Reebok da buna dahil. Big Mac ve Whopper da.
C'est probablement des bobards, mais on m'a dit que deux de vos cadres ont mis le nez dans mon compte Reebok.
Dinle, muhtemelen saçmalıktır ama adamlarımdan biri senin yöneticilerinden birkaçının Canton'a gidip Reebok işimi kapmaya çalıştıklarını duymuş.
Je représente Reebok depuis 11 ans.
11 yıldır Reebok reklamlarını ben yapıyorum.
Vous n'avez pas blindé Reebok.
Reebok işini elinde tutmak için gerekenleri yapmadın.
Bienvenue à New York, ou encore... Reebok Land!
Beyler, New York'a, ya da öteki adıyla Reebok Kenti'ne hoş geldiniz.
Dans le stationnement, on a retrouvé son Reebok, avec son pied dedans.
Ayakkabısını otoparkta buldular, ayağı da içindeydi.
Avec deux bandes blanches sur le côté.
Reebok'a benziyor çünkü yan tarafında iki çizgi varmış.
Il a aussi acheté un jogging noir et une cagoule de ski.
Ayrıca spor mağazasından siyah Reebok bir eşofman ile kar maskesi satın almış.
Oui Frère Archie, celle-là, Les Reebok
Evet Archie, bunu. Bu markayı.
Tu veux importés des chaussure Reebok?
Reebok ayakkabıları mı ithal edeceksin?
Avec la plus grande entreprise de chaussure dans le monde Reebok.
Dünyanın en büyük ayakkabı şirketi Reebok.
La liste des derniers article : 1000 Chaussures Reebok.
Listedeki son parça 2,000 Reebok ayakkabı.
Maintenant nous avons dédouané 2000 chaussures Reebok sans aucun droit de douane.
Şimdi herhangi bir gümrük vergisi ödemeden temiz iki bin Reebok ayakkabıya sahiptik.
Frère Archie ne pouvait pas croire que les recrues comme nous lui fournissait des chaussures Reebok à un prix aussi bas.
Archie inanamadı bizim gibi çaylakların böyle düşük bir fiyata orijinal Reebok ayakkabı temin ettiğimize.
Le paiement a été rapide, car Archie savait que les chaussures Reebok à ce prix lui permettrai d'assurer son monopole à Bombay.
Ödeme hemen yapıldı, çünkü Archie Reebok ayakkabılarını bilirdi..... çünkü bu fiyat Mumbai'da tekdi.
Reebok est en ligne.
Onlara beklemelerini söyler misin?