Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / французский → турецкий / Ridiculé

Ridiculé перевод на турецкий

11,669 параллельный перевод
- Elle est ridicule.
Saçmalıyor.
- Tu es ridicule.
- Saçmalıyorsun.
Quel homme ridicule.
- Ne saçma sapan bir adam.
Je ne sais pas trop comment faire pour que ça paraisse... ridicule
Sahneyi saçma olmadan nasıl yazacağımı bilmiyorum.
Mais cela s'avéra être un conseil ridicule.
Ama bunun çok saçma bir tavsiye olduğu ortaya çıktı.
- C'est ridicule.
- Bu çok saçma.
Ca serait ridicule.
Bu çok saçma olurdu.
C'est ridicule.
Bu çok saçma.
C'est ridicule.
Bu saçmalık.
C'est ridicule. Tu n'as rien fais de mal.
Sen yanlış bir şey yapmadın.
Dites, je sais que ça va sembler ridicule, mais je reviens.
Bu kulağa saçma gelecek ama hemen döneceğim.
- Qui? La brute ridicule de l'allée?
Ara sokaktaki şu rezil hayvan mı?
Soixante-dix pour cent des actifs de Mlle Hogarth, c'est ridicule.
Bayan Hogarth'ın mal varlığının yüzde yetmişini istemek saçmalık.
Tu es ridicule.
Zavallısın sen.
- Et comment tu le sais? Parce que c'est ridicule.
Çünkü bu çok anlamsız.
C'est ridicule.
Kusura bakma ama öyle.
Ça semble un peu ridicule, mais croyez-moi, vous devez vous protéger quand vous utilisez ce produit.
Aptalca göründüğünün farkındayım ama bana inanın bunu kullanırken kendinizi korumalısınız.
C'est ridicule.
Bu çok saçma yahu.
C'est la chose la plus ridicule que je n'ai jamais entendue.
Bu hayatımda duyduğum en gülünç şey.
Que ce soit une prémisse ridicule pour un journal étudiant alternatif, beaucoup moins pour la Vieille Dame Grise.
Bu üniversite gazetesine göre... gülünç bir öncül.
- Je me sens ridicule.
- Kendimi rezil hissediyorum.
Ne sois pas ridicule!
- Saçmalama.
C'est ridicule.
Komik.
Tu es ridicule.
Çok komik görünüyorsun.
Une ridicule histoire d'amour.
- Saçma bir âşk hikayesi.
Une ridicule histoire d'amour.
Gülünç bir aşk hikâyesi.
Ce qui est vraiment ridicule.
O da ayrı bir saçmalıktı.
Est-ce que j'ai l'air ridicule?
Komik mi görünyorum?
J'ai l'air ridicule.
Kesin komik görünüyorum.
C'est ridicule.
Saçmalıyorsunuz.
C'est ridicule.
- Saçmalık bu.
Tu réalises à quel point ça a l'air ridicule?
Bunun ne kadar saçma geldiğini biliyor musun?
Je sais qu'elle tombe amoureuse de tout le monde, mais c'est ridicule!
Gördüğü herkese aşık olduğunu biliyordum... -... ama bu saçmalık! - Ben...
C'est ridicule...
Bu çok saçma...
Si vous vous inquiétez que je sois en colère que vous aidez mon mari avec ce spectacle ridicule, et bien, ne le soyez pas.
Eğer şu aptal gösteri için kocama yardım ettin diye sana kızacağımdan korkuyorsan, korkma.
Ridicule!
- Gülünç!
Car c'est ridicule.
Çünkü çok saçma.
C'est pas ridicule.
O kadar da saçma değil.
Parce que si tu ne l'es pas, qu'est-ce que tu fous au volant de ce pick-up ridicule?
Çünkü değilsen şu gülünç kamyoneti kullanarak ne halt ediyorsun?
C'est ridicule.
- Çok saçma.
Non, non, non, non. [soupirs] C'est ridicule.
Bu çok saçma bir şey.
- C'est tellement ridicule.
Çok saçma.
( se moquant ) : Oh, ne soit pas ridicule.
Saçmalama.
Pour s'assurer que cette histoire ridicule de résurrection n'influence pas les plus naïfs.
Bu saçma diriliş hikayesinin, saf insanlar arasında itimat toplamasını önlemek için.
Hé, je ne voulais pas dire que tu es ridicule.
Saçma davrandığını demek istemedim.
C'est ridicule, il n'est pas gay.
Gay? Saçmalama. Oscar gay değil.
Allez, c'est ridicule.
- Hadi ama dostum ya deli misin sen?
Je ne suis pas expert en droit, mais il est clair - que c'est ridicule.
Bu konuların uzmanı değilim ama çok acayip bir şeyler olduğu aşikar...
Ridicule excuse, mon garçon.
- Ne içler acısı bir bahane, çocuk.
C'est ridicule, Adam.
Adam bu saçmalık.
Il est ridicule.
- Gülünç biri.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]