Translate.vc / французский → турецкий / Russell
Russell перевод на турецкий
3,290 параллельный перевод
Sait-on qui a déterré Russell pour commencer?
Russel'ı en başta toprak altından çıkaran kimmiş öğrenebildik mi?
Salome interroge Russel, mais...
Salome Russell'ı sorguladı fakat...
À partir de maintenant, ils sont officiellement reconnus comme les gars qui ont descendu Russel Edgington.
Şu andan itibaren resmen Russell Edgington'ı alaşağı edenler olarak tanınsınlar.
Pour être francs, Gardien, on a rien fait d'autre à part vous mener à Russell.
Doğruyu söylemek gerekirse Muhafız sizi Russell'a götürmek dışında hiçbir şey yapmadık.
Roman a décrété l'exécution de Russell ce soir.
Roman, Russel'ın infazının bu gece olmasına karar verdi.
Nora, tu savais où était Rusell?
Nora, Russell'ın nerede olduğunu biliyor muydun?
Elle a épousé Russell Brand.
Ve Russell Brand'le evlendi.
Tu arrives à Los Angeles à quatre heures du matin, tu passes prendre Russell tu reprends l'avion à midi, où à l'heure qui te convient pour parcourir environ 12000 km.
Russell'ı alıp, öğlen havalanıp, ya da Katy ne kadar geç isterse. Ve 8,000, 7,000 mil kat ediyorsun.
L'objectif de Katy est de faire la tournée pendant deux semaines et de prendre trois ou quatre jours de congé avec Russell parla suite.
Katy'nin emri iki hafta boyunca turlamak, ve sonra Russell'la zaman geçirmek için 3-4 gün dinlenmek.
Pour voir Russell, elle allait à New York, à Los Angeles, à la Nouvelle-Orléans,
Katy Russell'ı görmek için, New York'a da uçar. LA'e de, New Orleans'e de uçar.
Katy a rencontré Russell sur le plateau de Get Him to the Greek.
Katy'nin Russell'la ilk tanışması, Get Him to the Greek *'in setindeydi.
Elle a toujours voulu un amour comme dans les contes de fées, et je crois qu'elle l'avait trouvé avec Russell.
Hep peri masalı tarzı durumdan bahsediyordu, ve bence bunu Russell'la buldu.
Elle va rejoindre Russell pour le bien de leur relation. Elle le fait parce que c'est important pour elle.
Russell'ın olduğu yere uçarak, devam etmeleri için çalışarak, önemli olduğunu, önemsediğini göstermek için.
Le collier que Russell lui a offert pour son anniversaire Celui qu'elle croyait avoir perdu le lendemain, au concert.
Russell'ın doğum günü için aldığı kolye aldığı gün orada kaybettiğini sanıyordu.
Ce matin, l étoile de la pop Katy Perry et Facteur Russell Brand ont annoncé leur rupture.
Bu sabah, pop yıldızı Katy Perry ve komedyen Russell Brand, bittiğini ilan etti. Boşanma davasının sonuçlanmasını bekliyorlar...
N'oublions pas que Russell a une réputation.
Hatırlayalım ki, Russell'ın hala şöhreti var.
Remue toi un peu, Russel.
Elini çabuk tut, Russell.
Russel a dit que la bague était aussi une de celles.
Russell, yüzüğün eşsiz olduğunu söyledi.
Russell : Salut, doc!
Selam, doktor.
ça l'a cuit de l'intérieur. Russell :
Adamı içeriden pişirmiş.
Je twitte mes idées de business à Russell Simmons.
Twitter'da Russell Simmons'ın işle ilgili fikirlerini inceliyorum.
J'ai entendu Russel te remettre au travail.
Russell sana yine iş vermiş.
le labo criminel. D.B Russell.
D.B. Russell.
Mr Russel, même les rumeurs sont tressées à partir d'une once de vérité.
- Bay Russell dedikodu bile gerçek bir tehditle örülmüştür.
La petite-fille de Russell a été enlevé. Quoi?
Russell'ın torunu kaçırılmış.
Rejoins Russell.
Sen Russell'ın yanına gitsen iyi olur.
Russell... on a trouvé des empreintes de chaussures.
Russell birkaç ayak izi bulduk.
McKeen s'en ai pris... à Russell et Ecklie cette nuit, et tu pourrais être le prochain. Je sais que tu as démissionné, mais est-ce que tu pourrais m'appeler s'il te plait?
McKeen köpeklerini salmış bu gece Russell ve Ecklie'ye, senin peşinde de olabilirler bıraktığını söylediğini biliyorum, ama lütfen beni arayabilir misin?
Russell à l'appareil.
Russell dinlemede.
Heu, hum, il a la petite-fille de Russell. Ils sont à sa recherche maintenant.
Russell'ın torunun kaçırttı.
Hey Russel
Hey, Russell.
Je ne sais pas, je n'ai pas encore parlé à Russel pour l'instant.
Bilmiyorum, Russell'la henüz konuşmadım.
Ca n'a rien avoir avec Russel.
Russell'la alakası yok ki.
Alfred Russell Wallace.
Alfred Russell Wallace.
C'est Kurt Russel dans Miracle?
Bu Miracle'den Kurt Russell'in konuşması değil mi?
Roman a décrété l'exécution de Russel ce soir.
Roman, Russell'ın infazının bu gece olmasına karar verdi.
Elle doit avoir fait sortir Russell.
Russell'ı o serbest bırakmış olmalı.
Mais j'étais avec elle au moment de l'exécution de Russel.
Ancak sen, Russell'ın idamını izlemek için hazır bulunurken onun yanındaydım.
Je me fous de l'âge de Russell Edgington.
Russell Edgington'ın ne kadar yaşlı olduğu sikimde bile değil.
- Russell, ça suffit.
- Russell, yeter.
Oui, je savais pour Russell, mais c'est pour ça que j'ai essayé de te sauver.
Evet, Russell'dan haberdardım, bu yüzden seni kurtarmaya çalıştım.
J'ai déterré Russel.
Russell'ı çıkartan bendim.
Russel Edgington était le seul vampire à ma connaissance assez puissant pour avoir Romain Zimojic.
Russell Edgington, Roman Zimojic'i saf dışı bırakabilecek kadar güçlü olduğunu bildiğim tek vampirdi.
Avec Nora, avec Russel, avec vous deux, avec tout le monde.
Nora ile Russell'la, ikinizle ve herkesle.
Je crois... que Lilith a pardonné à Russel Edgington pour ce qu'il a fait.
İnanıyorum ki Lilith, Russell Edgington'ı yaptıkları için affediyor.
En totalité, je, renie mes déclarations.
Ben Russell Edgington, evrensel olarak yaptığım açıklamaları geri alıyorum.
Russell c'est quoi son nom!
Russell bilmem ne!
Russell Edgington.
Russell Edgington.
Appel radio, Mr.
Dedektif Crenshaw, CSI Russell'ı anons ediyor.
C'est l'Inspecteur Crenshaw, il veut parler au CSI Russell.
Bir çağrıyı takip etmekten daha iyi.
Russell?
Russell.