Translate.vc / французский → турецкий / Said
Said перевод на турецкий
784 параллельный перевод
Le convoi sera à Port-Saïd demain soir.
Konvoy yarın gece Said Limanı'nda olacak.
# She said that brooms Were much too dear
Derdi ki süpürgelerimi seviyorum ben fazlasıyla
- Oui, je prendrais bien un verre. - Include me out. As Goldwyn, a real producer of Hollywood, once said.
"beni bu işin dışında tutun!" ; idealleri olan gerçek bir Hollywood yapımcısının bir keresinde dediği gibi.
Elle a dit : "Je savais que Roger pouvait y arriver."
Hayır. She said, "Roger'in bunu yapabileceğini biliyordum." Hmm?
- You said l should kick you.
- Sana vurmamı istedin.
M. Said Abadin, un appel sur le téléphone blanc.
Bay Said Abadin, lütfen beyaz telefona geliniz.
I said no!
- Hayır dedim!
I waited for a long time, then God said :
Bunun için çok sabrettim ve derken Tanrı bana şöyle seslendi :
Pour dix points, quel philosophe américain a dit :
İşte sorunuz. 10 puan için. What home-grown philosopher said :
Qui se dit je veux la gloire, Et je veux du blé
"Said gotta find some glory, Gotta make some dough"
Oh mon dieu! Oh mon dieu! - the white rabbit said. -
Tanrım! " dedi Beyaz Tavşan.
Les Turcs vont prendre d'assaut les murailles!
TürkIer surIara saIdırmak üzere.
- Le pire est écarté.
- SaIdırı bitti.
Here's what she said to me
# # O da bana şöyle derdi #
Pourquoi tu ne te jettes pas à l'eau avec maman, histoire d'en avoir le coeur net?
Niçin birden anneme saIdırıp bu işi bitir miyorsun?
"Tout le monde disait que la Californie " Etait un vrai paradis
# Now, everyone said Californie Is the place that you oughta be
Mon papa m'a dit "Fiston, viens ici"
# My daddy said, son, come here to me #
"Dans la vie, il s'en passe des choses"
# Said things may come, and things may go #
Ca suffit!
- I said that's enough!
Johnny looked around him and said : "Hey, l've made the big time at last"
Johnny etrafa bakındı ve dedi ki hey, sonunda güzel vakit geçirdim
Et je lui dit que je n'aime pas la façon dont les choses se passent
# And I said I didn't like the way he got things done
C'est la vie disent les vieux
# "C'est la vie" said the old folks
- Personne d'autre - Hey, hey - Je dit que je veux que vous sachiez
# Hey, hey I said I want you to know
- Personne d'autre Je dit que je veux que vous sachiez maintenant
# I said I want you to know right now
- Bonjour, Aqa Sayed.
- Merhaba, Said Ağa.
Voilà Kareem Saïd, le leader des musulmans. Le moment est venu.
Bu Kareem Said, burada en çok sözü geçen Müslüman.
Que se passe-t-il?
Neler oluyor Said?
PORT SAÍD
Port Said.
Port Saïd?
Port Said.
Algériens, retournez à votre travail...
Kardeşim said'i gördünüz mü?
Ta gueule, Saïd!
Kes sesini, Sayid.
Saïd, té-ma... ll est trop vé-nère!
Sayid sakin ol. Orada. Çok sinirli.
Tu vas me faire pleurer! Saïd, arrête.
Sayid, kes sesini!
Saïd!
Sayid! Piç!
Arrête, Saïd!
Yeter, Sayid!
Saïd? Le chef? !
- Elebaşı Sayid'miş.
T'as pas 2F, Saïd?
- Çek ellerini! - Sadece bakıyorum! - 2F var mı sende?
Dégage! Saïd!
Yıkıl karşımdan!
Je demande rien à un mec qui vend ses fesses aux keufs. ( Saïd rit )
Birşey sanmıyorum, polisin kıçını öpen birinden beklentim olmaz.
* Saïd?
Sayid?
Saïd! Calte!
Sayid, çıkar onu dışarı!
Saïd!
Sayid mi?
C'est joli, Saïd!
Ne güzel isimmiş!
Où sont Saïd et Hubert?
Sayid ile Hubert nerede?
C'est bon, Saïd.
Gel, Sayid!
C'est Saïd qui a raison.
Korna için değil! Sayid haklı.
Il est bon, ton te-shi! Saïd!
Otun sağlammış.
Aide-moi, Saïd.
Yardım et, Sayid! Yardım et bana, lütfen!
Selon de bonnes sources... El Saïd Jaffa, l'un des terroristes les plus recherchés... a été enlevé hier... en assistant incognito au mariage de sa fille.
Edinilen bilgilere göre dünyada en çok korkulan ve aranan terörist El-Sayed Jaffa dün ele geçirildi gizlice gittiği kızının düğünü sırasında.
"lls levèrent le voile qui aveuglait Takar."
"Just as the seer said they would, they lifted Takar's blinding hood."
Et Saïd et Alvarez?
Tamam. Peki ya Said ve Alvarez?