Translate.vc / французский → турецкий / Sais
Sais перевод на турецкий
522,530 параллельный перевод
- Je sais. Ahmadi.
Ahmedi...
Je sais ce que je fais.
Ne yaptığımı biliyorum.
Je ne sais rien.
- Nerede olduğunu bilmiyorum.
J'ai vérifié le numéro de série et je sais où il a été vendu :
Üreticinin seri numarasını kullanarak nereye dağıtıldığını buldum.
Je ne sais pas trop, mais elle voulait des infos au sujet de MacAllan.
O konuda emin değilim ama Aidan Macallan'la ilgili bilgi istedi.
Je ne sais pas.
- Bilmiyorum.
Je sais que les derniers mois ont été difficiles.
Son aylar senin için ne kadar zordu, biliyorum.
Je ne sais pas quoi faire.
- Ben sadece... - Ne yapacağımı bilmiyorum.
Je sais que ça a été dur pour vous.
Sizin için kolay olmadı, biliyorum.
Je sais.
- Biliyorum.
J'ai des doutes sur vos intentions, et je ne sais que penser de l'attention.
Niyetinizden şüpheliyim ve ilgiye maruz kalma konusunda çelişkiliyim.
Je sais, oui.
- Farkındayım.
Si tu sais quelque chose, parle.
Bir şey biliyorsan şimdi söyle.
C'est dramatique, Claire. - Je sais.
Durum trajik Claire.
Je sais ce que fait Hammerschmidt.
Sean... Hammerschmidt'in ne üzerinde çalıştığını biliyorum.
J'en sais déjà trop.
Bildiklerimden bıktım.
Je ne sais pas.
Bilmiyorum.
Je sais que vous avez contacté Bridget Cohen.
Bridget Cohen'ı aradığını biliyorum.
Je sais tout.
Her şeyi biliyorum.
Je ne sais plus me passer de toi.
Sensiz ne yaptığımı bilmiyorum.
Je ne sais pas quoi faire.
Ne yapacağımı bilmiyorum.
Je sais ce que vous faites.
Ne yaptığının farkındayım.
C'est ce que je sais sur Doug.
- Doug'la ilgili bildiğim şey bu.
- Je sais, mais... je dois former ma propre équipe, publiquement.
- Bir düşün. Kendi ekibimi kurmalıyım. Halkın gözü önünde.
Tu sais... Doug, on ne va pas se voir pendant quelque temps.
Bu arada... birbirimizi bir süre göremeyeceğiz.
Tu sais veiller sur toi-même.
Sen başının çaresine bakarsın.
Je sais que son opinion compte beaucoup pour vous.
Bak, onun fikrinin senin için çok önemli olduğunu biliyorum.
Je ne sais pas vraiment.
Emin değilim.
J'espère que tu le sais.
Umarım biliyorsundur.
Tu sais que je n'aime pas les hôtels.
Otelleri sevmediğimi bilirsin.
Je ne sais même pas ce que je fais là.
Burada ne işim var, onu bile bilmiyorum.
Je sais pas trouver les citations.
Yaşlı teyzeler alıntıda daha iyiler.
Mais je sais recoller les morceaux.
Parçaları birleştirebildiğimi bilmiyorlar mı?
Oui, je sais, j'avais compris.
Evet, biliyorum. Anlamıştım zaten.
Je sais tout de vous.
Her şeyini biliyorum.
Je sais aussi des choses.
Benim de bildiklerim var.
Je ne sais pas...
Bilmem ki...
Je ne sais pas, elle ne m'a même pas donné de raison.
Bilmiyorum, herhangi bir sebep belirtmedi.
Tu sais, je viens de lire qu'une équipe du MIT a développé un appareil qui aide les gens à lire les émotions humaines.
MIT'de bir ekibin, insan duygularını okumaya yardımcı olan bir cihaz geliştirdiklerini okudum.
Je sais, et Amy a dit que je ne peux pas avoir de salle de trains.
Biliyorum, Amy'de tren odası yapmama izin vermiyor.
Léonard, si t'es heureux et que tu le sais, pas la peine de taper dans tes mains, parce que j'ai un détecteur d'émotion.
Hey, Leonard, mutlu olduğunda ellerini çırpmana gerek yok, çünkü duygu tespit cihazım var.
Leonard. Je sais reconnaître quelqu'un d'énervé quand je le vois.
Leonard, lütfen, kızgın bir yüz gördüğümde anlarım.
Et je sais que j'ai dit la même chose après la chaise massante, mais cette fois je le pense.
Aynı şeyi masaj koltuğu hakkında da söylediğimi biliyorum, ama bu sefer ciddiyim.
Tu sais, la même chose m'est arrivé.
Biliyor musunuz, bende de aynı şey oldu.
D'accord, tu sais quoi?
Tamam, bak ne söyleyeceğim.
Je ne sais pas. Quelle différence ça fait?
Bilmem, ne farkeder ki?
- Qu'est-ce que tu sais?
- Bu konuda ne biliyorsun?
- Je ne sais pas.
- Bilmiyorum.
- Que sais-tu?
Ne biliyorsun peki?
- Je sais.
Biliyorum.
- Tu le sais bien.
- Nedenini biliyorsun.