Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / французский → турецкий / Schmidt

Schmidt перевод на турецкий

1,785 параллельный перевод
On ne partira pas sans Schmidt!
Yayılın. Schmidt'i almadan gitmiyoruz.
Schmidt, tu ferais mieux de nous dire ce qui se passe.
Schmidt bize neler olduğunu söylesen iyi olur. - Vanek keçileri tamamen kaçırmış.
- Quelqu'un a du l'informer.
Lanet olsun Schmidt.
- Merde, Schmidt! Tu penses vraiment que c'est le meilleur moment pour balancer quelqu'un?
Sence şu an birini ispiyonlamak için iyi bir zaman mı?
Fi, on pourra frapper Schmidt plus tard.
Fi Schmidt'i sonra hırpalayabiliriz.
Schmidt a essayé de vendre Vanek au FBI, et maintenant Vanek nous a coincé dans une usine sur Palm Drive.
Schmidt Vanek'i FBI'a satmaya çalıştı şimdi de Vanek bizi Palm Drive'daki bir fabrikada kıstırdı.
Je n'ai aucun problème avec toi.
Seninle bir derdim yok. Ben sadece Schmidt'i istiyorum.
Je veux juste Schmidt. Ouais, ça ne va pas arriver.
Böyle bir şey olmayacak.
- Fais moi rentrer la dedans! Peut-être qu'on devrait envoyer Schmidt dehors pour parler à Vanek.
Belki de Vanek'le konuşması için Schmidt'i dışarı göndermeliyiz.
Schmidt, aller.
Hey Schmidt, gidelim.
Je ne sais pas si je plie de cette manière.
- Böyle eğilebilir miyim bilmiyorum. - Kımılda Schmidt!
Bouge, Schmidt! Fi, tu est la suivante.
Tamam Fi, sıra sende.
Schmidt, va chercher ce porte-palettes et ramène le ici.
Schmidt git şu palet krikosunu getir.
Schmidt, en ce moment on a besoin uniquement de ton aide.
Schmidt özürlerini sonraya sakla. Şimdi yardımın gerekiyor.
Mais c'est contre Schmidt que vous devriez être en colère.
Ama Schmidt yüzünden, ona kızmalısın.
Les choses ne vont pas aller mieux ici, à moins que vous alliez chercher Schmidt et vous me donnez sa laisse.
Schmidt'i yakalayıp tasmasını elime vermezseniz işler bundan sonra daha da iyiye gitmeyecek.
C'était soit l'emmener avec moi, soit la laisser chez Schmidt sans protection.
Onu ya yanıma alacaktım ya da Schmidt'in evinde korumasız bırakacaktım.
Je serais sûre de revenir pour toi. Schmidt, fini de se plaindre.
Schmidt şikâyet ettiğin yeter.
Oh, mon Dieu, Schmidt est cloué au sol.
Kahretsin, Schmidt orada sıkıştı kaldı.
Je vais me vider de mon sang! Tu as été effleuré, Schmidt!
- Sadece sıyırmış Schmidt.
Je déteste me répéter, mais Schmidt doit aller là-bas et résoudre ça avec Vanek.
Kendimi tekrarlamaktan nefret ediyorum ama Schmidt'in oraya gidip bunu Vanek'le halletmesi gerek.
Si Schmidt va là-bas et ne s'en sort pas...
Eğer Schmidt oraya gidip onu ikna etmezse- -
Schmidt nous a aidé à passer à travers le ventilateur géant là-bas!
Schmidt daha az önce o dev pervaneden geçmemize yardım etti.
Schmidt est...
Schmidt- -
Schmidt vous a dit que ces passeports étaient intraçables, pas vrai? Ouais.
Schmidt sana o pasaport çiplerinin izi sürülemez dedi, değil mi?
Parce que Schmidt sait que je balise ce que je vend, pour que je puisse le pister après.
Çünkü Schmidt sattığım her çipe takip edebileyim diye bir eklenti taktığımı biliyor.
Donc quand Schmidt a envoyé les flics après moi, il les a lancé après vous aussi.
Yani Schmidt federalleri peşime saldığında senin de peşine salıyordu.
Maintenant, voilà ma dernière offre : Vous rendez Schmidt et je vous ferez sortir du pays moi-même.
İşte son teklifim, Schmidt'i teslim et, seni ülke dışına ben çıkarayım.
Schmidt!
- Schmidt!
Tu as l'air surpris, Schmidt.
Şaşırmış görünüyorsun Schmidt.
Envoie Schmidt, et on pourra tous rentrer à la maison.
Schmidt'i buraya yolla da eve gidelim.
Lorsque vous serez là, j'enverrai Schmidt, et moi et mes amis pourront partir.
Oraya vardığınızda Schmidt'i göndereceğim sonra da arkadaşlarım ve ben ayrılacağız.
Ça coûte une balle pour perturber les composants électroniques sensibles et créer une surcharge électrique.
Ona bir mermi isabet ederse hassas elektronik malzemeye zarar verip trafoda patlama oluşturabilir. - Schmidt.
Schmidt. Je marche le plus vite que je peux!
- Gidebildiğim kadar hızlı gidiyorum.
Prend soin de toi, Schmidt.
Kendine iyi bak Schmidt.
- C'était pas un grognement.
- Açıkça homurdanmaydı Schmidt.
- C'était un grognement, Schmidt.
- Boğazımı temizliyordum.
Tout à l'heure, quand je t'ai donné le cookie, J'ai entendu très clairement, "je ne pense pas à toi, Schmidt."
- Sana kurabiyeyi verdiğimde "Seni düşünmüyorum Schmidt" dediğini gayet net duydum.
- Parce qu'on est amis, pas des animaux On est des mecs, Schmidt!
Erkeğiz biz Schmidt!
Schmidt, j'ai pas envie de te donner le cookie comme une maman oiseau.
Schmidt, seni beslemek falan istemiyorum. Aklından zorun mu var Schmidt?
C'est quoi ton problème, Schmidt? Pas de maman oiseau ici!
Kimseyi beslemiyorsun dedim!
Schmidt fait tellement attention à toi, mec.
Schmidt sana bu kadar değer verirken sen onu düşünmeye bile zahmet edemiyorsun demek.
Tu prends la défense de Schmidt?
Schmidt'in tarafında mısın şimdi?
Tu crois que Schmidt a raison, et que j'ai tort?
Schmidt haklı, ben haksızım mı diyorsun yani?
Tu savais qu'une fois par semaine, il va dans ta chambre et la nettoie, et puis il remet tout comme il l'a trouvé?
Schmidt'in haftada bir odana girip temizlediğini ve her şeyi bulduğu yere geri koyduğunu biliyor muydun?
- Schmidt te parle pas pour le moment.
- Schmidt seninle konuşmuyor.
Schmidt - - juste...
- Schmidt.
Schmidt. Les passeports.
Schmidt.
Oh. Schmidt m'a acheté un cookie.
Schmidt bana kurabiye almış.
Schmidt?
Schmidt.
Schmidt, qu'est-ce que tu fous, bordel?
Schmidt, ne halt ediyorsun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]