Translate.vc / французский → турецкий / Size
Size перевод на турецкий
108,071 параллельный перевод
Je vous offre le climax de nos festivités.
Size festivalimizin zirvesini sunuyorum.
- A vous aussi, Maître Bruce.
Size de, Efendi Bruce.
Faire l'intéressant ne te va pas.
Tiyatroculuk size yakışmıyor.
À vous aussi, Maître Bruce.
- Size de, Efendi Bruce.
Je peux vous aider.
- Size yardım edebilirim.
Je suis venu m'adresser à vous, la classe dirigeante de Gotham.
Size seslenmeye geldim Gotham'ın yönetici sınıfı.
Ça ne vous ressemble pas du tout.
Bu size göre değil, değil mi?
Vous voulez que je trouve Nygma et que je vous l'amène?
Nygma'yı bulup size getirmemi mi istiyorsunuz?
cette question que le Professeur Strange vous a demandé de poser à Bruce Wayne et Lucius Fox l'an passé à Indian Hill, celle qui vous a torturée, et dont vous n'aurez jamais la réponse.
Profesör Strange'in geçen yıl Indian Hill'de size Bruce Wayne ve Lucius Fox'a sordurttuğu soru. Size işkence eden cevabını asla bulamayacağınız.
Oh, j'aurais dû te le dire, le Pingouin recrute une armée de monstres d'Hugo Strange.
Size söylemem gerekirdi. Penguen, Hugo Strange'in canavarlarından oluşan bir ordu toplamış.
cet homme vous a menti.
O adam size yalan söyledi.
Iris et moi... Nous avons besoin de vous parler de quelque chose.
Iris'le ikimizin size söylememiz gereken bir şey var.
Je vous ai pris une plante les gars.
Size çiçek aldım.
Ce qu'on ne vous dit pas lorsque vous affrontez les méchants c'est que rien ne reste pareil.
Kötülerle savaşmak hakkında size söylemedikleri şey hiçbir şeyin asla aynı kalmadığıdır.
Je suis à court : - Bond, tu viens?
Kahvem azalmış, gelin size Jitters'ta birer kahve ısmarlayayım.
Je ne veux pas m'énerver sur moi. C'est juste que...
Size patlamak istemiyorum.
Ce que personne ne vous dit c'est que rien ne reste jamais le même.
Size söylemedikleri şey, hiçbir şeyin asla aynı kalmadığıdır.
Nous ne vous voulons aucun mal.
Size zarar vermek niyetinde değiliz.
S'il vous plaît... laissez-moi et mes amis partir, et je vous promets, que nous ne reviendrons jamais ici.
Lütfen arkadaşlarımı ve beni serbest bırakın ve size söz veriyorum bir daha buraya adımımızı bile atmayacağız.
Je t'ai dit que j'avais besoin de toi.
Size ihtiyacım olduğunu söylemiştim.
J'ai toujours besoin de vous.
- Size hala ihtiyacım var.
J'ai votre carte personnelle du jour des amis.
Size özel Arkadaşlık Günü kartlarınız.
Le Général Matthew McNally, et je te laisse deviner...
General Matthew McNally ve size tek tahmin hakkı veriyorum.
"L'un te trahira"
"Biriniz size ihanet edecek."
Vous donner une leçon.
Size bir ders vermek.
Je vous paye pour chanter, pas pour poser des questions.
Size şarkı söyleyin diye para veriyorum, beni sorulara boğun diye değil.
- On adorerait vous aider. - Vraiment on adorerait.
- Size yardım etmeyi çok isteriz.
Comment on peut vous aider?
- Yani size nasıl yardımcı olabiliriz?
Ne dites à personne que je vous ai emmené ici.
Size burayı gösterdiğimi sakın kimseye söylemeyin.
Écoutez, papas, il y a quelque chose... que je dois vous dire.
Bakın babalarım, size söylemem gereken bir şey var.
Peu importe à quel point elle a eu du mal à vous le dire, peu importe à quel point c'est dangereux pour elle, Tout ce qui compte, c'est qu'ils soient ensemble.
Size söylemekten ne kadar korksa da birlikte olmaları ne kadar tehlikeli olsa da tek önemli olan, birlikte olmaları.
C'est évident pourquoi il ne vous l'a pas dit tout de suite.
Size neden baştan söylemediği belli.
Si seulement vous l'écoutiez et que vous entendiez ses raisons. En essayant de voir les choses de son point de vue... Peut-être, vous comprendriez pourquoi il ne vous l'a pas dit... avant.
Belki sebeplerini dinlerseniz ve olaylara onun bakış açısından bakmaya çalışırsanız belki o zaman neden size daha önce söylemediğini anlarsınız.
J'essayais juste de vous amener à jouer le jeu, à chanter et danser. Est-ce que tu viens d'une autre...
Size oyunu oynatmaya, şarkı söyletip dans ettirmeye çalışıyordum.
Ça ne marche pas pour vous?
Size uygun değil mi?
Je ne vous fais plus confiance.
- Size artık güvenmiyorum.
J'ai manqué à cette promesse... je vous ai tous lésés.
Ona ve size verdiğim bu sözü bozdum.
Dans ce cas... bonne chance avec ton méta.
Öyleyse size meta konusunda iyi şanslar.
Bonne chance pour ça.
Size kolay gelsin.
Quand je vous l'ai dit, les gars Que nous ne pouvions pas manger dehors pendant un mois, Parce que j'avais de l'argent
Hani size, Barry ile senin üniversite harcınız için para biriktirdiğim için bir ay dışarıda yemek yiyemeyiz demiştim ya, hatırlıyor musun?
Permettez-moi de présenter les espoirs Miss Mystic de cette année.
İzin verin size bu senenin Miss Mystic adaylarını tanıtayım.
Matt a eu des visions à cause de ce journal, et tu arrives pour le prendre.
Size niye lazım? O günlük yüzünden Matt hayaller görüyor, ve sende onu aramaya geldin.
Mais si je vous disais que j'ai une meilleure idée?
Size daha iyi bir fikrim olduğunu söylersem?
Désolé de vous interrompre, mais si je vous disais que j'ai une meilleure idée?
Böldüğüm için üzgünüm, ya size daha iyi bir fikrim var dersem?
Qu'est-ce que je vous dis?
Size ne söylüyorum?
Et porter ces robes, et tout cela, mais cela ne sera pas aussi tôt que Maman vous l'avez promis.
ama annenizin size söz verdiği kadar erken olmayabilir.
Ce dont vous avez besoin, c'est de quelqu'un qui peut vous expliquer ce qui se passe avec vos jumelles du clan Gemini.
Asıl ihtiyacınız olan kişi size Gemini meclis ikizlerinize ne olduğunu söyleyebilecek birisi.
J'ai l'impression qu'il y a quelqu'un ici qui pourrait vous aider avec cela, mais je ne peux pas tout à fait mettre le doigt dessus.
Burada size yardım edebilecek birisi var gibi hissediyorum. Ama öylece parmakla gösteremiyorum.
Tu te rappelles quand je t'ai dit de te cacher s'il y avait un monstre?
Size söylediğim saklanma yerini hatırlıyor musunuz?
Puis-je vous offrir un verre?
Size içki ikram edeyim mi?
À bon entendeur.
Benden size tavsiye.