Translate.vc / французский → турецкий / Spit
Spit перевод на турецкий
82 параллельный перевод
- Salut, Spit.
- İyidir, Spit.
- Salut, Spit.
- N'aber, Spit.
- Allez, donne-les lui, Spit.
- Hadi, ver parayı, Spit.
- Spit.
- Spit.
Quand Spit revient, tu lui dis ça... Le type que j'ai poignardé est venu chercher Spit pour lui donner cinq billets pour balancer le coupable.
Spit buraya geldiğinde ona şey diyeceksin bıçakladığım adamın buraya gelip onu sorduğunu ve ispiyonladığı için beş dolar vereceğini söyleyeceksin.
Le type que t'as poignardé est venu ici chercher Spit pour lui donner cinq billets pour balancer le coupable.
Bıçakladığı adam Spit'i arıyordu ona beş dolar verecekti... Kimin yaptığını ispiyonladığı için.
Que feras-tu à Spit, si c'est lui?
Spit yapmışsa ona ne yapacaksın?
- Eh, Spit...
- Hey, Spit...
Eh, Spit.
Hey, Spit.
- Eh, Spit.
- Spit.
- Spit m'a balancé, Drina.
- Beni ispiyonladı, Drina.
Le Conseil de Porpoise Spit m'appuie à 100 %.
Porpoise Spit Belediyesi % 100 ile geri dönüyor bana.
Je ne t'ai pas vu depuis que tu jouais au foot!
Seni Purpoise Spit Devleri'nde bekte oynadığından beri hiç görmedim.
Le Conseil de Porpoise Spit croit au progrès.
Porpoise Spit Belediyesi ilerlemeye inanır.
Quand je pense à l'horreur de Porpoise Spit, je pense à Tania Degano et aux idiotes avec qui elle traînait.
Bir ara Porpoise Spit'in ne iğrenç olduğunu düşünürken Tania Degano ve onun bazı aptallarla takıldığı zamanları düşünüyorum.
Je t'ai pas vue depuis l'école à Porpoise Spit.
Porpoise Spit okulundan beri seni görmemiştim.
Pour Porpoise Spit.
- Porpoise Spit için savaşıyor.
A Porpoise Spit je passais des heures dans ma chambre à écouter Abba.
Porpoise Spit'te yaşarken, sadece odamda oturur ve sattlerce ABBA şarkıları dinlerdim.
Je ne peux pas retourner vivre avec maman.
Porpoise Spit'e dönüp annemle yaşayamam demek istiyorum.
A Porpoise Spit personne ne me regardait.
Porpoise Spit'de, kimse bana bakmıyordu bile.
On rentre à Porpoise Spit!
Benimle birlikte Porpoise Spit'e dönüyorsun.
Elle veut me ramener à Porpoise Spit.
Porpoise Spit'e dönmemi istiyor.
A Porpoise Spit, elles disaient que je ne serais jamais rien.
Porpoise Spit'te benden hiçbir şey olmayacağını söyleyerek benimle uğraşmaları -
après toi? A Porpoise Spit avec maman.
Annemle Porpoise Spit'e geri dönüyorum.
Rhonda! Ta maman dit que tu rentres à Porpoise Spit.
Rhonda, annen şimdi söyledi, Porpoise Spit'e geri dönüyormuşsun.
Salut Fun World! Adieu Porpoise Spit!
Güle güle Porpoise Spit!
Vous quittez PORPOISE SPIT Vous nous manquez déjà
PORPOİSE SPİT'TEN AYRILIYORSUNUZ SİZİ ŞİMDİDEN ÖZLEDİK
Tu sais jouer au Spit?
Hiç spit oynadın mı?
" Un, deux, trois...
Bir, iki, üç, spit.
What did you do, spit in his Alpo?
Ne yaptın, köpeğin yemeğine mi tükürdün?
I carry St. Peter in my breath and the saliva I spit
St. Peter'i nefesimde taşıyorum ve tükürdüğüm tükürük
Garçons de salive et de sang, 1988
Spit and Blood Boys, 1988.
On accueille les mitrailleurs Et les pilotes de Spitfire
Hurricane ve Spit kullanan askerlerimizi bekliyoruz
Black Chukkas, black skullies leather Pelle Pelle l take spit over Raymo shit l'm a fan l take spit over Raymo shit l'm a fan
Siyah botlar, siyah bereler Siyah deri ceket Raymo'nun müziğinden etkilendim Onun hayranıyım
Si ça t'ennuie pas, tu peux dire à Tom et Paulie G... que c'est ma faute? On spit-ballait.
Tom ve Paulie G'ye beyin fırtınası yaptığımız için benim yüzümden geç kaldığını söyleyebilir misin?
MON ONCLE CHARLIE
3.Sezon, 18.Bölüm "The Spit-Covered Cobbler"
Spark, Spit et Maps.
Kıvılcım, Tükürük ve Harita.
Mieux connus sous les noms de Maps, Spark, Spit et Misty.
Daha çok Harita, Kıvılcım, Tükürük ve Puslu diye bilinirler.
Spit, regarde ça.
Hey, Tükürük, şuna baksana.
Vraiment, Spit?
Gerçekten mi?
Tu es Spit?
Sen Tükürük'sün değil mi?
Allez, Spit.
Hadi ama, Tükürük.
Allez, Spit.
Haydi, Tükürük.
Je ne voudrais jamais que la bave de Spit finisse sur mon visage.
Açıkçası, Tükürük'ün ağzından çıkıp suratıma çarpacak bir şeyi pek istemezdim.
Spit est intelligent.
Tükürük zeki bir çocuk.
Spit, vite, avant qu'il s'échappe.
Tükürük. Kaçmadan, çabuk.
C'était Spit, mec!
Spit'in sesi.
Je le jure, ce mec est sorti de nulle part et à poignardé Spit dans le dos.
Adam birden çıkıp Spit'i sırtından bıçakladı.
Désolé, Spit, je ne sais pas comment on fait descendre deux mecs.
İki kişi indirmeyi bilmiyorum.
# Toreador, don t spit on the floor
Yere tükürme.
A Porpoise Spit.
Hayır, Porpoise Spit.