Translate.vc / французский → турецкий / Spot
Spot перевод на турецкий
770 параллельный перевод
Un peu plus par ici.
Spot ışığını biraz bu tarafa çevir.
Dirigez ce spot sur cette fille, ici.
Spot ışığı bu kızın üzerine tutacaksın!
Ce spot est pour ici.
O ışık buraya gelecek.
Je ne peux pas chanter sans spot.
Spot ışık olmadan şarkı söyleyemem.
Il vient ce spot ou pas?
Baksana, spotu buraya alabilir miyim?
Je paraissais en scène... Dans un décor champêtre. avec un projecteur rouge... braqué sur mon visage pâle.
Kırmızı spot ışıklarının yüzüme vurduğu arka fonda kır resimleri yer alan sahneye çıkıp şu şarkıyı söylüyorum :
"De gros projecteurs balaient la forteresse."
Dev spot ışıkları Earle'ün kalesine çevrildi.
Oh, dans quelle situation tu m'avais mise
# Oh, what a spot you had me in #
Agnes avait terminé son "spot".
Agnes spot'unu bitirdi.
Du bowling, tu es rentré puis t'es allé manger au White Spot.
Bowling salonundan eve geldiğini, yıkandığını ve White Spot'ta akşam yemeği yediğini söylüyorsun.
L'orchestre joue, les spots s'allument, et j'apparais!
Orkestradan bir tın, amber spot ve sahnedeyim.
Il est mis en évidence par les projecteurs et l'orchestre.
Göze batar. Üstüne spot ışıkları çevrilidir.
Que s'est-il passé avec le spot ambre?
Max, şu sarı spota ne oldu? Çok zayıftı.
Tu es le seul être vivant capable, avec un projecteur dans les yeux... d'apercevoir un diamant caché dans une poche.
Sahnede gözüne spot ışığı tutulmuşken, bir erkeğin cebindeki elması bir tek sen görebilirsin.
Pourriez-vous vous passer des spotlights?
Spot ışıkları olmadan olamaz, değil mi?
Vous etes sur d'avoir un veritable spot sur l'ecran?
- Gerçek bir sinyal aldığına emin misin?
J'ai un spot.
Bir temas var.
- Spot très net.
- Kesin temas efendim
Un lien avec ce spot de la BBC qui demande de déclarer les bateaux de plus de 9 m?
Sanırım bunun BBC'nin yayınları ile bir alakası var. 9 Metreden büyük tekneler kayıt altına alınıyor.
Regardez!
Bakın! Bu Spot.
C'est Spot, le chien de Bjørn.
Bjørn'ün köpeği.
Tu fais un remarquable Don Quichotte des temps modernes.
Zamane Don Kişotları üstünde bir spot ışıksın.
Andrews t'obtiendra des citations du député-maire et vous pourrez discuter et écrire un papier.
Belediye Başkan Vekilinin söylediklerini Andrews getirecek. Spot haber üzerinde birlikte çalışırsınız.
Le tournage du spot publicitaire est à une heure.
Reklam filminin çekimleri saat birde başlıyor.
Il y a un projecteur qui ne sera pas utilisé.
Kullanılmayan bir spot odası olacak.
Tu as le droit, pour la dernière fois, de chanter et de danser sous les projecteurs.
Şimdi kendi spot ışığın altında kendi şarkını söyleyip... dansetme hakkın var.
Tu crois que j'aime chanter à moitié nue?
Evet, sıradan. Spot ışıkları altında pis bir yerde şarkı söylemek çok mu hoşuma gidiyor sanıyorsun?
Il y a un spot de contrôle sur le Mur à l'endroit où vous devez grimper.
Duvarın tırmanacağın yerinde sürekli hareket eden bir ışık var.
Votre signal est quand le spot s'éteint.
Işık hareket etmeyi kesince, sen de çıkacaksın.
Quand vous approcherez le Mur, ils éloigneront le spot de cet endroit pour que les autres gardes ne vous voient pas.
Duvara geldiğinde, seni diğer nöbetçilerden saklamak için ışığı başka tarafa çevirecekler.
un projecteur se braquera sur Harry.
Sonra spot ışıkları Harry üzerinde toplanacak.
Un projecteur suit en solo comme une flamme.
Spot ışıkları baş dansçıyı alevler gibi takip eder.
"J'ai une sœur qui s'appelle Jane et un chien qui s'appelle Spot."
"Jane adında bir kız kardeşim ve Spot adında bir köpeğim var."
Le projecteur sur nous.
Nokta spot.
C'est maintenant que mon spot publicitaire Yamaha devrait passer.
Bu Yamaha reklamım için harika bir spot olur.
Prévoyez un spot sur mon visage.
Bunu anlatırken yüzümde az bir lokal ışık vermeliler.
C'est maintenant l'heure de notre interlude musical, et nous tournons ce soir les projecteurs vers le chœur de bicyclettes Rachel Toovey... et leur fantastique arrangement des "Hommes de Harlech"
Şimdi sırada müzik var. Spot ışığını, Rachel Toovey Bisiklet Korosu'na çeviriyoruz. Muhteşem "Men of Harlech" aranjmanları yalnız bisiklet zili için.
- On les aura ce soir à la lumière.
Spot ne?
" "TOO RA LEI, TOO RA LIE TOO RA LOO" "
Spot, otur. Otur.
- Spot. Assis. Assis.
Öyle kal.
- Spot, assis. Assis! " "HE SANG OF A BEAUTIFUL PALACE" "
Spot, otur!
- Allez, Spot.
Haydi, Spot.
Allez Spot!
Haydi, Spot.
- Bon chien, Spot.
Cici köpek, Spot.
- Spot, assis. "HE LOOKED FOR HER UPTOWN"
Spot, ayaklarını kaldır.
- Maintenant, roules, Spot.
Yuvarlan, Spot.
- Salut, Spot. SPOT!
- Merhaba, Spot.
- Ca va, Spot, ça va aller.
İyisin, Spot. İyisin.
- Ouais. Mon vieux Spot.
Yaşlı Spot.
" "HER BEAUTY WAS SOUGHT BY THE GIRL SHE WAS BOUGHT BY" "
Spot!
- Oh, Billy!
Spot! Billy!