Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / французский → турецкий / Taran

Taran перевод на турецкий

227 параллельный перевод
Commandant, nous sommes suivis au radar.
Efendim, bir radar tarafından taranıyoruz.
Une fois baignée dans un bain d'eau parfumée, une fois ointe des huiles les plus douces, une fois tes cheveux passés au bois de santal, tu n'auras plus le temps de verser des larmes.
Kokulu sularda banyo yapınca, kol ve bacakların tatlı yağlarla okşanıp, saçların gülağacıyla taranınca, gözyaşı dökmeyeceksin.
Balayage, vitesse normale.
Taranıyor, normal hız.
Balayage actuel, 20 tours par minute.
Dakikada 20 devirde taranıyor.
- On sonde notre vaisseau.
- Kaptan, şu anda taranıyoruz.
Admiration et gloire.
Taran, yalan, yalan ve gururlan.
- On nous scanne.
- Taranıyoruz.
Arrange-toi.
Taran, taran.
Raser la mer.
Deniz taranıyor.
Le radar repère... la zone des objectifs.
Radarlar açık, hedef alanı taranıyor!
Scanner.
Taranıyor.
Taram, la marmite déborde!
Taran! Yemek taşıyor!
Tout le monde s'écarte du fameux Taram de Caer Dallben!
Meşhur Taran'dan herkes korkuyor.
Un autre rêve, Taram?
Yine mi düş kuruyordun, Taran?
- Taram, ce que tu vas voir là, n'a jamais été révelé à personne.
Taran, görmek üzere olduğun şeyi hiçkimseye söylememelisin.
[Homme] Taram de Caer Dallben, le plus grand chevalier de tout Prydain, un véritable hero!
Caer Dallben'in arkadaşı Taran. Prydain'in en büyük savaşçısı. Gerçek bir kahraman.
Taram, l'épée.
Taran, kılıç!
[Eilonwy] Oh, non!
Hayır! Taran!
- Oh, ce n'est pas bien, Taram.
- Bu doğru değl, Taran. - Ama anlamıyor musun?
Non, Taram!
- Hayır, Taran!
[Eilonwy] Taram, attention!
Taran, dikkat et!
Oh, Taram. [Soupirs]
Taran.
Oh, mais, Taram, c'est impossible.
Ama bu imkansız, Taran.
- Je suis désolé, Eilonwy.
Taran! Üzgünüm, Eilonwy.
Je t'en supplie, Taram.
Lütfen, Taran!
Taram a beaucoup d'amis.
Taran'ın bir çok arkadaşı var.
- Mais, Taram, Je- - s'il te plait, je- -
- Taran, Lütfen. Ben...
Taram, regarde!
Taran, bak!
[Eilonwy] Oh, Taram.
Taran!
Ils nous sondent.
Taranıyoruz.
Capitaine, notre navire est sondé.
Kaptan, taranıyoruz.
Nous avons une lune sortie de son orbite de façon inexplicable et nous venons de nous faire sonder par un rayon berthold.
Önce açıklanamaz şekilde yörüngesinden düşen bir ay var, ve şimdi de gemi Berthold radyasyonuyla taranıyor.
Capitaine, ils sondent nos boucliers.
Kaptan, kalkanlar taranıyor.
Balayage.
Taranıyor.
Capitaine, levons les boucliers.
Kaptan, taranıyoruz.
- Nous sommes sondés par un système inconnu.
- Taranıyoruz. Bildiğimiz hiçbir algılayıcı sisteminden değil.
Nous sommes sondés par un satellite.
Bir uydu tarafından taranıyoruz.
- Attendez.
- Dur. Taranıyoruz.
- Contrôle du vaisseau en approche.
- Gemi taranıyor.
On nous sonde.
Komutan taranıyoruz.
Balayage de surface.
Yüzey taranıyor.
Nous avons détecté un vaisseau numiri.
Yaklaşan bir Numiri aracı tarafından taranıyoruz.
Activation des scanners.
Hedefleyici taranıyor.
- Balayage de la singularité.
Kara delik taranıyor. Herhangi bir şey?
Le carré des officiers sera sécurisé.
Subay salonunu o gelmeden önce taranıp güvenlik altına alınmış olur.
Cherchons une zone d'atterrissage.
İniş bölgesi taranıyor!
Taram!
Taran!
Ici maintenant, Princesse Eilonwy, Taram.
Beni dinleyin. Prenses Eilonwy, Taran...
Je veux dire, hum- -
- Evet, Taran?
Nous essayons de respecter des délais difficiles et il n'y aura aucun miracle tant que Malencon n'aura pas remis en marche les sondes hydrauliques.
Tüm güverteler planlı şekilde taranıyor. - Tüm güverteler mi? Bütün gemi mi?
Nous sommes scannés.
- Taranıyoruz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]