Translate.vc / французский → турецкий / Taste
Taste перевод на турецкий
40 параллельный перевод
C'est absolument délicieux.
Bak. Taste some of this fish.
On commence au Taste demain.
Yarın The Taste'te başlıyoruz.
Nous n'avons peur de rien à notre Taste-Vin annuel. Annuel?
Yılda bir topluca şarap içmekten hiç bir güç bizi alıkoyamaz.
D'une plouc endimanchée avec un peu de goût.
İyi yıkanmış, telaşlı bi rube, hafif bi tadla beraber A weII-scrubbed, hustIing rube, with a IittIe taste.
Goûte sa fraîcheur! C'est plein de vie!
"Taste that freshness Just can't beat it"
Il y a un mur entre nous, on ne peut pas se sentir ou se savourer.
There's a wall between us, we can't smell each other or taste each other.
Un goût de liberté
A Taste of Freedom
Ils parlent tous D'une drôle d'odeur dans l'air
They're all talking about a feeling About a taste that's in the air
LE GOÛT DU THE
THE TASTE OF TEA
# The way you touch, the way you taste #
# Dokunuşunu duyabilmek tadını hissedebilmek için #
But at that level once had a taste, I thought it was ganzo and that I wanted to hear My other recordings on the radio.
Yani, o seviyede bir kez tadını aldım mı, gerçekten havalı olduğunu düşündüm gelecek kayıtlarımı radyoda duymanın kesinlikle hoşuma gideceğini düşündüm.
There was enough of a taste their radio programmer.
Biz onların en büyük radyo programcılarını gördük.
Surprise, surprise bien que ton amie Leila ait l'air un peu * * * buzzed for my taste. * * * *
Ne şaşırtıcı. Ama arkadaşın Layla benim için biraz fazla kafası iyi görünüyor.
# And feel my touch # Jump, if you wanna taste my kisses in the night, then
# dokunuşumu hisset eğer gecelegin öpücügümü tatmak istiyorsan, Atla!
# Jump, if you wanna taste My kisses in the night then # Jump for my love... #
Zıpla, Eğer gecelegin öpücügümü tatmak istiyorsan # aşkım için zıpla... #
On m'appelle Taste.
Bana, Taste derler.
Ouah, Taste, tu es vraiment un génie du crime, toi!
Taste, suç işlerinde ustasın, değil mi?
Que voulait dire Taste quand il a dit qu'on était loin de chez nous?
"Evinizden çok uzaktasınız." derken Taste sence ne demek istedi?
Chéri, il s'appelle Taste. Pas la peine d'y réfléchir.
Tatlım, adamın adı Taste. ( tat ) Ona pek de aldırış etmezdim.
Que Taste et Whippit volent au Peppermint Hippo, où elle travaille.
Onu da kızın çalıştığı The Peppermint Hippo'dan.. ... Taste ve Whippit çalıyor.
C'est pourquoi Taste a paru si bizarre quand tu as parlé de Miletto.
Demek bu yüzden Taste, sen Miletto'nun ismini telaffuz edince garip davrandı.
l'd taste her baby pink lipstick and that s when l'd melt
O pembe rujunu tattım işte o zaman eriyip aktım.
"Taste the rainbow".
Gökkuşağının tadını çıkar.
The taste of her cherry Chapstick
* Rujunun kirazlı tadı *
♪ I got a taste of love in a simple way ♪
* Basit bir şekilde öğrendim hayatın tadını *
- ♪ Apples ♪ - ♪ You taste good ♪
- ♪ Elmalar ♪ - ♪ Tadın iyi ♪
I only taste the saline
* Sadece tuzlu bir tat aldım *
"A taste of what s come?" ( = Un goût de ce qui arrive?
"Layığını buldu."
Je sais quel goût ça a, un homme.
I know what it's taste, a man.
♪ Let's taste the crisp with the flavor and crunch ♪ with all our might
♪ Her an o çıtır Let's'in... ♪... tadını çıkaralım.
♫ Ahhhhhh! He's a frozen treat with an all-new taste, ♫ ( ♫ Ahhhhhh! C'est un dessert glacé avec un goût tout nouveau, ♫ )
O dondurulmuş yepyeni bir tat.
Prends aussi un couteau à pain, Taste.
Bu ekmek için de bir bıçak al, Taystee.
Ça s'appelle Taste Of Tandoor.
Adı Taste of Tandoor.
Taste Of Love est centré sur Joon et Seo-yon, et ce restaurant...
"Aşkın Tadı" Joon, Seo-yeon ve bu restoran üzerine kurulu...
Pour elle, c'est toujours une expression de sa mémoire, son point de vue, ses émotions, et c'est quelque chose auquel de nombreux chefs aspirent, mais, pour elle, ça semble vraiment central.
Onun için bu, anılarının... EŞ YAZAR ATELIER CRENN : METAMORPHOSIS OF TASTE bakış açısının, duygularının ifadesi... bu da birçok şefin arzuladığı bir şey... ama onun için çok önemli.
Ça vient de Goût de Tokyo?
- Bunlar Taste of Tokyo'dan mı?
Come in my kitchen you re in for a special treat one taste of my special spice and you won t be saying no you better come get it it s ready come in my kitchen, baby when it s gone, gone, gone
# Hadi gir mutfağıma # # Özel bir ikramım var sana # # Baharatımdan bir kez tadınca #
♪ the taste of her cherry chap stick ♪ - très bien.
- Çok iyiydi.
Il est terrorisé, et n'a plus toute sa tĂŞte.
Bu adamı deli gibi korkutur.
Il s'est pris une balle dans la tĂŞte.
- Suratından vurulmuş.