Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / французский → турецкий / Theater

Theater перевод на турецкий

86 параллельный перевод
Miss Manion, vous travaillez au Plaza Theater?
Bayan Manion, Plaza Sineması'nın bir çalışanı mısınız? Evet, efendim.
Paul Stewart me fit débuter à la Radio et plus tard s'associa au "Mercury Theater" :
Radyodaki ilk işimi Paul Stewart'tan almıştım... Ve daha sonra merkür'de o da bize katılığı için şanslıydık.
- Je tente ma chance au Bijoux Theater.
Şansımı bir de Bijoux Tiyatrosu'nda deneyeceğim.
L'autre jour, je suis entré au Public Theater... j'ai dit bonjour à tout le monde, ce sont tous de vieux amis.
Geçen hafta bir öğleden sonra halk tiyatrosuna gittim. İçeri girdiğimde herkese selam verdim ben onları tanırım, onlar beni bilirler, her zaman arkadaşça davranmışlardır.
Tous les soirs, au Palace Theater.
- Her gece Saray Tiyatrosunda.
XANADU STAR THEATER Cleveland, Ohio
XANADU STAR TİYATROSU Cleveland, Ohio
Je cherchais le Burt Reynolds Theater!
Sadece Burt Reynolds'un oynadığı bir sinemaya bakıyordum.
Gardez l'écoute pour la conclusion... de l'histoire terrifiante de cette semaine... du Manhattan Mystery Theater.
Manhattan Gizem Tiyatrosundan bu haftanın hikayesinin ürpertici sonu için bizden ayrılmayın.
Et j'avais acheté une place au premier rang pour aller voir l'American Indian Dance Theater, ils étaient en tournée ici.
Ve Amerikan KızıIderili Dans Gösterisi için ön sıradan biletim vardı. Buraya turneye gelmişlerdi.
Je suis au Beacon Theater, à la poursuite du Tueur.
Ben Beacon Tiyatrosun da Parti Sapığını kovalıyorum.
"L'Ombre", "Le Saint des Saints"...
- The Shadow, Inner Sanctum. - Evet. - Ve Orson Welles'le, the Mercury Theater.
J'avais 10 ou 11 ans, c'était au Roxy Theater et... le rideau a commencé à s'ouvrir...
Roxy Theater'a gittiğimde 10 ya da 11 yaşındaydım. Ve perde açılmaya başladı. Açıldıkça açılıyordu.
Vous ne regardez jamais la télé?
Hiç Mystery Theater'ı seyretmediniz mi?
Sans toi, je n'aurais jamais chanté "Memories" au Wintergarden Theater.
Sen olmasaydın be tek başıma asla Anılar şarkısını Kış Bahçesi tiyatrosunda söyleyemezdim.
J'irai voir un film au Texas Theatre.
Texas Theater'daki filmleri izleyeceğim.
"Cinq ans avec l'American Ballet Theater"?
"Beş yıl Amerikan Bale Tiyatrosu"?
Bosco, où tu mets les Theater Week?
Basco. Tiyatro notlarını nereye koydun?
- Je vous dois un Theater Week.
Sağ ol. Bulabilirsem, Tiyatro notları benden...
Mesdames et Messieurs... en direct de l'Apollo Theater... à Harlem, New York.
Bayanlar ve baylar... Harlem, New York'taki dünyaca ünlü Apollo Tiyatrosu'na... hepiniz hoş geldiniz.
S'il auditionne pour la reprise de "Cats". C'est le Winter Garden Theater.
Cats müzikalinin bir uzantısında lobi oluşturan delilerden değilse orası Kış Bahçesi Tiyatrosu'dur.
Car la fois où on faisait la queue au ciné je faisais coucou à la personne derrière toi.
That time when we were in line at that theater l was actually saying "hey" to the person behind you.
On va au Greek Theater. Ils se foutent de nous.
Ahbap hadi Greek Sinemasına gidelim, bu insanlar kafayı yemiş.
Je m'occupe du stand. Cours au Greek Theater. Achète tout ce qu'ils ont.
Ben buraya bakarım, sen Greek sinemasına git, neleri varsa al.
Dès que je suis arrivé, je suis allé directement au Tropicana et en particulier le Tiffany Theater.
Buraya ilk geldiğimde doğruca Tropicana'ya gittim. Kollu makinelerin ve masaların önünden geçip sahneye gittim.
C'est à minuit qu'ils diffusent "Speed" au Mann's Chinese Theater.
Mann's Chinese'de gece yarısı Speed oynuyor...
Un jour, il s'est produit au Woodgreen Empire Theater de Londres, en 1918.
- Buna bakacağım. Asıl inanılmaz olan şu, bir gün Wood Green İmparatorluk Tiyatrosu'nda gösterisi vardı, 1918'de Londra'da.
Puis avec la nouvelle version de Mötley, Theater of Pain, on voulait faire l'inverse de ce qu'on avait fait.
Bir sonraki albüm Theater of Pain için, çok farklı bir şeyler yapmaya karar verdik.
Revenons à "La Salade du Christ", de M.Gibson au Théatre de la Carotte Chrétienne.
Mel Gibson'ın The Salad of the Christ on Christian Carrot Theater filmine dönüyoruz.
... au nom de mon fils, pres du Chinese Theater.
- Ne? ... oğlumun onuruna... Çin Tiyatrosunun dışına dikilecek.
Cher public, le Detroit Theater poursuit son concours de talents avec les infatigables Stepp Sisters!
... yorulmaz Stepp Sisters'la devam ediyoruz!
N'oubliez pas : le vainqueur décrochera un contrat d'une semaine au célèbre Detroit Theater!
Unutmayın, kazanan ünlü Detroit Tiyatrosu'yla bir haftalık anlaşma yapacak.
Ca s'appelle comment? Chinese Theater.
Betonda ayak izleri olan yer...
Je vais potasser quelques épisodes de "Masterpiece Theater".
Masterpice'den bazı bölümleri ezberlersem iyi olur.
On a bouclé le Paramount Theater.
Paramount sinemasının çevresine iki tuzak telli barikat kurduk.
Les cérémonies d'ouverture de l'OMC auront lieu au Paramount Theater.
DTÖ'nün açılış seremonileri şehir merkezindeki... Paramount sinemasında yapılacak sevgili seyirciler.
Leur manager-producteur Ian Hawke affirme que le trio entamera ce soir sa tournée tant attendue à l'Orpheum Theater, à Los Angeles.
Söylemesi zor. Ama temsilci-yapımcı Ian Hawke topluluğun beklenen dünya turnesini Los Angeles'daki Orpheum Tiyatrosu'nda başlatacağını söyledi.
Je vais réserver un théâtre.
- Palace Theater'ı ayarlarım.
Je joue Willy dans une production café-théâtre de "Salesman" à Costa Mesa tout le mois prochain.
Önümüzdeki ay Dinner-Theater yapımcılığın çektiği Costa Mesa'da gösterime girecek "Salesman" filminde Willy rolündeyim.
Je vais faire un stage au Village Theater Arts Festival cet été.
Bu sene Village Theater Sanat Festivalinde stajyer oyuncu olacağım.
- Lâ, c'est le Ford Theater.
- Ford Tiyatrosu tam şurada..
Sur YouTube, épisodes courts de Mystery Science Theater 3000.
Youtube'da gizemli bilim sineması 3000'in kısa bölümlerini buldum.
C'est Plan 9. Si vous ne me croyez pas, il est joué au Pamela Theater.
Bana inanmıyorsan Pamela Sinemasında oynuyor.
Pas mon truc, mais la séance au Chinese Theater, c'est la meilleure clim de la ville, comme un grand congélateur.
Yani, aslında bana göre değildi ama Çin sinemasındaki matineler şehirdeki en iyi klima sistemi orada, dev bir soğutma ünitesi gibi.
Jeune femme de l'American Ballet Theater...
Amerikan Bale ve Dans Topluluğu'ndasın.
Bienvenue à tous au Hooligan Theater pour ce second showcase annuel.
Holigan Tiyatrosu'nun ikinci geleneksel grup gösterisine hoş geldiniz.
Je ne peux pas sortir, et j'ai un discours au Public Theater dans deux heures.
Dünyaya bu şekilde adım atamam ve iki saat içerisinde halka açık bir salonda konuşma yapmam gerekiyor.
a chick walks by you wish you could sex her but you re standing on the wall like you was poindexter movie show and so you re going could care less about the five you re blowin'theater gets dark just to start the show
* Bir kız geçti önünden, "götürebilir miyim?" dedin içinden * * ama duruyorsun duvarın önünde asosyal gibi * * Film varmış, biz de gidiyoruz tabi * * Umurunda değil, tavlayamadığın beşi *
Car Caleb a des billets - pour les Greek Theater, et ils sont...
Çünkü Caleb'in Yunan Tiyatrosu'ndaki konsere iki bileti var...
Mes amis du Public Theater ne m'ont pas vu!
Halk tiyatrosundaki insanlar beni görmediler.
Où se trouve le Chinese Theater?
Mann's Chinese Theatre'a nasıl gidebiliriz acaba?
Le Mercury Theater, avec Orson Welles.
- Mmm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]