Translate.vc / французский → турецкий / Transport
Transport перевод на турецкий
2,612 параллельный перевод
Dans le transport. Des biens et des services. Ce magasin même.
Yine de bu dükkâna ve genç Vettius'un Okul'una hizmet ile mal nakliyesi konusunda pek ilgiliyimdir.
Vous aurez besoin de transport aérien sur le toit de la tour EVAC.
Bizi tahliye kulesinin çatısından almanız lazım.
Au centre, se situe le dôme central qui abrite non seulement les pôles éducatifs et les centres de transport, mais aussi l'unité centrale qui conduit les opérations techniques de la ville.
Merkezinde, sadece eğitim tesislerini ve ulaşım anahatlarını barındırmakla kalmayıp aynı zamanda şehrin teknik operasyonlarını yöneten ana bilgisayarları da içeren Merkez Kubbe vardır.
Si les statistiques sont fiables, l'avion est le mode de transport le plus sûr.
İstatistiklere bakılacak olursa uçmak en güvenli ulaşım şekli.
Cet homme est responsable de 1 200 emplois à Hawaï dans le seul secteur du transport.
O adam sırf Hawaii taşımacılık endüstrisinde 1200'ün üzerinde iş olanağı sağladı.
Transport public.
Toplu taşıma aracı. Evet.
Transport 1 à base, nous avons besoin de renforts!
Nakil 1'den merkeze, desteğe ihtiyacımız var!
Il a résolu le problème de transport de peau en kidnappant le tissu vivant.
Deriyi taşıma sorununu canlı dokuyu kaçırarak çözdü.
Je pensais, tu as un nouveau moyen de transport, plus qu'assez d'essence pour partir loin d'ici.
Düşündüm de, yeni bir araban var. Dolu bir depo, buradan uzaklaşmak için işini fazlasıyla görür.
Transport, services, immobilier.
Taşımacılık, kamu hizmetleri, emlak işleri falan.
Hunt m'a mis en contact avec un militaire pour le transport au sol. Il s'est aussi proposé pour opérer pro bono. J'ai donc Hunt, Robbins, Bailey, Sloan, Shepherd...
O, o, o beni askeriyedeki, ah bir adamla nakliye için temasa geçirdi ve aynı zamanda parasız yapmayı da kabul etti ve elimde Robbins, Bailey, Sloan..
J'ai payé moi-même au début, puis j'ai tout mis sur mes cartes de crédit. Tout avançait, les avions étaient réservés, et même un transport militaire!
Ve ve baş-başta kendim ödedim sonra kredi kartlarımın limitini doldurdum ama kartopu büyüyordu ve uçaklar ayırtılmıştı ve lanet bir askeri nakliyesi?
Pour arranger un transport de drogue, faudrait passer l'inspection, ce qui est malin...
Kıta aşırı kaçakçılık yapmak istesen gümrüğe takılacaksın ki bunun yerine, aklını kullanıp...
Pétrole, nouvelles technologies, transport maritime, aérien et terrestre, des sociétés qui ont toutes recours aux services d'une même compagnie...
Petrol, yeni teknolojiler, nakliyat, hava ve yol ulaşımı şirketleri var. Hepsi de aynı şirketin hizmetlerini... -... kullanıyor.
Je suis chargé du transport de prisonniers.
Tüm mahkumların taşıma yetkisi bende, efendim.
Les autorités ont confirmé l'avion Le transport de Toller qui vient d'Arizona, où il a été appréhendé, a été forcé d'attérir d'urgence...
Yetkililer, Toller'ın yakalandığı Arizona'dan getirildiği uçağın acil iniş yapmaya zorlandığını bildirdi.
Quel que soit son moyen de transport, il reste sous le radar.
Ancak kullandığı araç radara giriyor.
Alors, allons-nous discuter de l'endroit où votre transport est?
Aracınızın nerede olduğunu söyleyecek misin?
Il y a toujours, soit les enfants, soit les problèmes de transport ou d'autres choses, alors je me disais...
Hep çocukları alıp vermekle meşgulüz, ben de dedim ki...
Le Premier ministre doit prendre chaque jour des décisions importantes et délicates, donc il ne faut pas en rajouter en faisant de son transport d'un point A à un point B un problème supplémentaire. Ce n'est pas la peine d'en dire plus.
Başbakan her gün hayati kararlar vermek zorunda bu yüzden A noktasından B noktasına gitmesi huzursuz edici bir soruna dönüşmemeli.
En déléguant certains services, comme les repas, le gardiennage et le transport, on peut augmenter les salaires des enseignants méritants.
Dışarıdan temin edilen okul ihtiyaçları..,... yemek, hademelik ve ulaşım gibi öğretmenlere hak ettikleri maaş artışını yapabilmemizi sağlar.
Le transport maritime suivi fera dégager tous ces idiots.
Nathan.
500 000 devrait suffire à couvrir la moitié, plus les frais de transport.
500.000 de hem yarısını hem de sevkiyat ücretinizi karşılar.
Un transport moderne pour les temps modernes.
Modern zamanların modern taşımacılığı.
Le mieux pour le transport.
Taşıma işlerinde birebir.
Mais si on continue à assurer le transport et le stockage des armes, - on doit être dédommagés.
Fakat eğer silahların nakliye ve depolamasına devam edeceksek, bunun telafi edilmesi gerekecek.
sans transport convenable.
Başlangıçta beni takip ediyordu. Abartıyorsun.
Nous avons contacté chaque agence de transport dans le but de la ralentir.
Onu yavaşlatmak için tüm ulaşım ajansları ile bağlantı kurduk.
Houston c'est pour l'espace, pas le transport aérien!
Houston günlük hava yolculuğu için değil!
Heu... et ici Heu... Il a son propre sac de transport.
Ve bu da kendi özel taşıma çantası.
Ils ont des gardes armés pour le transport d'or.
O altın nakliyatlarında ağır silahlı askerler olur.
Plus de transport à payer.
Ve yol masrafından kurtulurum.
Nikita va avoir besoin d'un nouveau moyen de transport.
Nikita yeni bir araç arayacak.
Nous avons eu les répartiteur de limo et de taxi à travers la ville, donc si ces gars essaient de prendre un transport privé, on les auras.
Metro hattı üzerindeki limuzin ve taksilerin hareket raporları elimizde, böylece özel ulaşım kullanırlarsa yakalayabileceğiz.
Tu sais, nous devrions prendre ces missions de transport en commun plus souvent, Jack.
Bu aktarma görevlerinden daha sık almalıyız, Jack.
Tous les trois sont morts. À cause du gilet-suicide dont vous avez facilité le transport.
Hepsi de senin oraya ulaşmasına yardım ettiğin canlı bomba yeleği sayesinde öldüler.
Ian, organise le transport du produit et des paiements dans des paquets diplomatiques scellés.
Adamımız Ian, malın diplomatik bir çanta ile taşınmasını sağlıyor.
Hé, si vous vous occupez du transport et de la livraison je dirais que c'est une aubaine, et je vous appellerais mon meilleur ami, ok?
Nakliyatla teslimat dertlerimi üstümden alıyorsan buna kelepir sana da en iyi dostum derim.
Nous avions des sociétés de transport et d'approvisionnement.
Nakliyat şirketlerimiz, ikmal depolarımız vardı.
Le mieux pour ça, c'est de choisir un mode de transport.
Bunu yapmanın en iyi yolu da önceden seçilmiş yerlere gitmen.
Le processus de transport et de restauration sont minutieusement documentés.
Nakliye ve restorasyon süreci titizlikle kayıtlara işlenmiş.
Um... La société de transport a perdu mon colis
Nakliye firması teslimatımı kaybetmiş.
Donc on a mis au point un guet-apens, en prétendant être des trafiquants cherchant à l'engager pour un transport, mais Spooner a découvert mon gars.
Bir senaryo hazırladık. Birkaç kaçak, biraz mal nakletmesi için kiralamak istedik sadece Spooner kaldı sonunda.
Donna Meagle, transport, alias voyage dans ma Benz.
Donna Meagle, ulaşım, yani Benz'imle gezinti.
Le service d'urgence est trop débordé pour disposer d'un véhicule pour le transport d'un patient.
Acil Servis, hasta transferine fazladan bir araç yollayamayacak kadar yoğunmuş.
Nous avons entendu parler de l'accident après ton transport à l'hôpital.
Kaza olayını seni hastaneye getirdiklerinde duydum.
Keasling prédit que dans deux à trois décennies à partir de maintenant, son nouveau bio diesel, produite par E. Coli modify nourris de cellulose végétale, aura remplacé jusqu'à 30 % des carburants de transport dans le monde.
Keasling, bitki selülozuyla beslenen değiştirilmiş E.Coli'nin ürettiği yeni biyodizelin bundan sonraki yirmi, otuz yıl içerisinde dünyada ulaşımda kullanılan dizellerin % 30'unun yerini alacağını öngörüyor.
Le mode de transport sera modifié pour améliorer..
Apple Bilgisayarın kurucu ortağı Cha-tiv Jobs! Cha-tiv Jobs!
Un moyen de transport fiable à un prix raisonnable.
İyi fiyata güvenilir taşımacılık.
Il faisait du transport et du courtage en douane.
Kurbanımız nakliyat ve gümrükler arasında komisyonculuk yapıyormuş.
On s'occupait du transport et du stockage.
Tüm depolama ve nakliyeyi kendimiz yaptık.