Translate.vc / французский → турецкий / Triple
Triple перевод на турецкий
1,820 параллельный перевод
L'homme triple, il danse dans des endroits déserts.
Üç misli güçlü adam ıssız köşelerde dans ediyor.
Disjoncteur triple-point dans le manipulateur psychokinétique!
- Psiko-kinetik manipülatördeki devre kesiciye tökezletme dikişi.
Maintenant, envoyons ce triple-point dans tout le vaisseau!
Bu tökezletme dikişini tüm gemiye yayalım!
- Tu es un agent triple!
Üçlü çalışan bir ajansın.
La prochaine fois que je me marie pour de l'argent, je demande le triple.
Gelecek sefer para için evlenirsem, üç katını isteyeceğim.
Ils t'auraient donné le triple pour m'avoir.
Sana üç katı para verirdi.
Non, elle était déjà sous triple antibio.
Hayır. Zaten üç misli veriliyordu.
Triple cappuccino avec double crème pour Zane, et un expresso bavarois pour Jo.
Zane için duble sütlü campucinne. Jo için de Bavyera usulü espresso.
Non, vous êtes un charlatan, qui est chanceux d'être en vie et vous êtes inculpé de triple homicide.
Hayır, sen sağ olduğuna şükretmesi gereken ve üç cinayetten yargılanacak, arka bahçesinde türlü işler çeviren bir sahtekarsın.
Le capitaine est un Triple-8 reconditionné.
Ne. Kaptan yerine kurcalanmış bir 888 kullanıyoruz.
Tu as liquidé le Triple-8? Tu en es sûre?
Emin misin?
Bien sûr. Je crois me souvenir d'une rupture de triple-A que vous alliez renvoyer chez lui.
Az kalsın evine yolladığın anevrizma hastasını hatırlamaya başlamıştım.
Il y a des doses égales... de scotch, d'absinthe, de rhum, de gin, de vermouth, de triple sec et deux sucrettes.
Bunun içinde scotch, absinthe, rom, cin, vermouth, triple sec, ve iki damla splenda var.
Si vous voyez un Starbuck, prenez-moi un triple lait vanille sans sucre.
İstediğiniz bir şey? Evet, eğer bir Starbucks'a rastlarsanız büyük şekersiz bir latte istiyorum.
C'est un triple moka chose.
Üçü bir arada kahve şeyi.
Dont une, sur un triple homicide.
Biri üçlü cinayetle ilgili.
Les urgences ont déclaré un triple cas de traumatisme spinal, mais nous l'avons déjà exclu.
Acil servis üçüne de belkemiği travması hükmü verdi ama biz bunu hemen kabul etmedik.
Le triple.
Üç katı.
- De la confiture à la framboise sans pépins, un laxatif et un rouleau de papier toilette triple épaisseur senteur lavande.
Bir kavanoz çekirdeksiz frambuaz reçeli ve bir rulo, kapitone, lanolinli tuvalet kağıdı.
Enregistrement, triple A. Des bordereaux de dépôt, un compte personnel.
AAA kaydı, depozit fişleri, kişisel hesaplar.
Ah, un triple!
Ah, üçlü oldu!
Et vous pensez pas qu'aider et encourager un meurtre et un triple homicide est un problème?
Yani üçlü bir cinayete yardım ve yataklık etmenin bir sorun olduğunu düşünmüyor musun?
C'est une adulte avec des étoiles dans les yeux et amoureuse d'un triple loser.
Tabi, gözlerine sim süren ve üç kez başarısız olmuş bir adama aşık bir yetişkin kadın.
Non, c'est un triple expresso.
- Hayır, bu üçlü espresso.
Tu sais que je suis une triple menace.
Biliyorsun, ben üçlü tehlikeyim.
à des sociétés étrangères. Donc c'est une double, triple, quadruple malédiction.
Çifte, üçlü, hatta dörtlü darbe!
Alors, qu'est-ce que tu es, un agent triple?
Nesin sen, üçlü ajan falan mı?
ELle a le triple processeur Core, les manettes sans fil et tout.
3 çekirdekli işlemcisi ve geri kalan her şeyiyle birlikte.
M. le président, la menace est triple. D'abord, les actions des guérilleros. Ensuite, un combat anti-guérilla inefficace à tous les niveaux, y compris votre état-major.
Sayın Başkan, tehdidin üç faktörü var birincisi gerillaların hareketleri ikincisi yüksek emriniz altındaki tüm bölümlerin kapasitesinin yetersiz oluşu üçüncüsü ise nüfusunuzdaki farklı oluşumların durumu zorlaştırmasıdır.
Comme vous pouvez voir, MM. les généraux... la mine antipersonnel "Jumpin'Johnny" M-47 de Deathco Amalgamated... a été notée triple-A dans les essais et tue dans une proportion de 98 %... en faisant la mine antipersonnel la plus efficace du gouvernement.
Sizin de gördüğünüz, Deathco Amalgameted firmasının M-47 "Zıplayan Johnny" kara mayını arazi denemelerinde 3 adet A kalite ödülü ve yüzde 98'lik öldürme oranıyla devletin dolarlarını harcamak için seçilmiş en iyi kara mayını olacaktır.
Une triple andouille de superhéros que vous êtes!
Sen ne biçim bir kahramansın?
Triple champion local.
Bölgede üç sürat şampiyonluğu var.
Le triple champion, Joe la Mitraille.
Üç yarışın galibi Makineli Tüfek Joe.
Plaques en Kevlar renforcé sur fibre titane tresse triple pour la flexibilité.
Simdi sertleştirilmiş kevlar tabakalar, esneklik için titanyumlu üçlü örgü lifler.
C'est dommage que le volcan le détruises Quand les trois soleils seront alignés pour le Triple dimanche.
Maalesef Üçlü Pazar günü üç güneş yan yana gelince volkan onu yıkacak.
Comme vous le savez tous, demain c'est le Triple Dimanche!
Ve bildiğiniz gibi yarın Üçlü Pazar günü!
Pitoyables esclaves de Malgor... bienvenue au Triple Dimanche!
Malgor'un yerlerde sürünen zavallı köleleri! Üçlü Pazar Günü'ne hoş geldiniz!
Oui, une triple fracture.
Evet, üç noktadan.
C'est un triple péché?
Bu yaptığımız resmen 3 misli günah.
Tu es née au 3e but, et tu crois que tu as frappé un triple!
Bu işi bildiğini sanıyorsun ama baban sayesinde buradasın.
Je suis vraiment qu'une triple truffe.
Niye bu kadar aptal bir süs bebeğiyim?
J'aimerais un "grande" et un triple déca écrémé brûlant Caramel Macchiato sans mousse, chantilly, supplément caramel, rempli à 70 %.
Bir büyük boy filtre kahve bir de dev boy kafeinsiz yağsız çok sıcak köpüksüz, kremalı ve ekstra karamelli karıştırılmış Karamel Macchiato alabilir miyim?
Mes seins nains, mon triple cul, le bide qui tangue comme un caddie de famille nombreuse!
Ufacık göğüslerim, devasal bir k... çım var. Göbeğim önümde, lastiği kopmuş alışveriş arabası gibi sallanıyor. Seni olduğun halinle de beğenecek bir sürü adam var.
Elle est triple championne de Belgique.
Üç kez Belçika şampiyonu oldu.
On vise le triplé cette semaine.
Üçüncü tacımızı da alacağız.
Nos actions ont triplé depuis qu'elle est là, donc je cracherais pas dans la soupe.
Peki, seçeneklerimiz o göreve geldiğinden beri üçe katlandı yani senin yerinde olsam ona karşı gelmezdim.
Le taux de meurtre a triplé dans ma ville, hier soir.
Geçen gece kasabamdaki cinayet oranı üç katına çıktı.
Votre présence a au moins triplé le nombre de gens.
Varlığınız bunu en azından üç kat arttırdı.
Triplé votre sécurité.
Güvenliğini üç katına çıkar.
Donc on va prendre deux de ces plats au maïs, avec des frites, et un autre gin triple. Ton temps est écoulé.
Vakit doldu.
... et notre rendement hebdomadaire en sera presque triplé. Dès lors, avant la fin de l'été...
... demek oluyor ki haftalık imkanlarımız neredeyse üçe katlanacak, yani böylece yaz sonuna dek...