Uh перевод на турецкий

Uh, Mr. le Président, je n'ai pas pu m'empêcher de constater que vous aviez des problèmes de production d'énergie.

- Bay Başkan, fark ettim ki enerji üretmede problem yaşıyorsunuz galiba.

Uh, s-suce moi.

Yarağımı yiyin.

- Uh, Teenyvers.

- Ufak-evren.

- Uh-huh.

Iyy.

Uh, c'est quoi?

- Ne yapıyorsun?

Oh, mec. Uh... Ce sont mes petits enfants, Summer et Morty.

Vay canına, tanıştırayım, torunlarım Summer ve Morty.

Summer, Morty, c'est, uh, Unité.

Summer, Morty, bu da Birlik.

Nous sommes en quelque sorte... uh sortis ensembles.

Biz bir ara... çıkmıştık da.

Ouais, uh, mon nom c'est Ron Benson

Benim adım Ron Benson.

Uh, Rick, je pense qu'on devrait tous y aller

- Rick, bence hepimiz gitmeliyiz.

Uh, si on allait voir ce qu'en pense Unité?

Bakalım Birlik bunun hakkında ne düşünüyor?

Uh, mon nom est Blim Blam de Korblok

Ben "Korblok" Blim Blam.

Beauregard, et Summer. Uh, papa, t'as nommé 10 personnes.

- Baba, bu 10 kişi etti.

Hit the sack, Jack. Uh-oh!

Yat aşağı, ser daşağı.

Uh, où?

- Nereye?

♪ Uh-oh ♪ Se mettre "schwifty"?

"Schwifty" mi?

Uh, pouvez-vous pilotez un black hawk?

Bir kara şahin uçurabilir misiniz?

- ♪ Oh, yeah ♪ - uh-huh.

# Evet.

- Uh, Teenyvers.

- Minik-evren.

Oh, Mr. Smith?

Oh, uh, Bay Smith?

Oula.

Uh-oh.

C'est offert par la maison. Oh, et, uh, pourquoi--pourquoi ne prendriez-vous pas quelques bonbons, aussi?

Hatta buyurun, gofret de vereyim.

Uh, Morty, dans l'espace, on a quelque chose qu'on appelle la politique de non-interférence.

Morty, başkalarının işlerine karışmama politikası dediğimiz bir şey var uzayda.

Je veux dire, merci de m'avoir aidé à mettre un terme au festival, mais j'ai un petit ami, et, uh, il est juste - -

Yani, festivale son vermede yardım ettiğin için çok teşekkürler ama sevgilim var işte ve o...

Hé, est-ce que vous vous ennuyez.. Uh... .. Seul à la recherche d'un ami?

Sıkıldınız mı, yalnız mısınız, arkadaş mı arıyorsunuz?

Uh... un simple officier fera l'affaire.

Tek bir memur verseniz olur.

J'aimerais parler à Katherine Beckett s'il vous plait.

Uh... Katherine Beckett, lütfen. Tabii.

2011 pourrait être l'année.

Uh, 2011 yıl olabilir.

C'est réconfortant.

Uh, millet, bu çok dokunaklı.

Désolé.

Doğru. Uh, üzgünüm.

Beckett, voici Hayley.

Uh... Becket, bu Hayley.

Uh, merci, Mme Hyde, mais je suis heureuse ici.

Teşekkürler, Bayan Hyde, burada mutluyum.

Uh, probablement la quantité de temps qu'il faudra pour siphonner une personne fois la quantité de gens dans cette salle.

Muhtemelen bir kişiyi çekmek ne kadar sürüyorsa onun bu odadaki kişinin çarpımı kadar.

Eh bien, vous voyez que, euh...

Peki, bakın, o uh...

Euh!

Uh!

Euh, pouvez-vous me dire où est l'école secondaire?

Lise nerede Uh, bana söyleyebilir?

Euh...

Uh...

Uh-uh. Ce sera juste nous deux fois.

Yine sadece ikimiz olalım.

Uh, quoi?

Ne?

Nous recousons un patient.

Uh, biraz izin verebilir misiniz?

Et pendant ces dernières semaines

Uh, yok.

C'est un plaisir de vous rencontrer aussi.

Oh. Uh, ben de sizinle tanıştığıma memnun oldum.

J'ai utilisé la structure osseuse du cadavre et les preuves ADN de coloration et les cheveux pour recréer cette approximation des traits du visage de la victime.

Uh, cesedin kemik yapısını, DNA kalıntılarını ve saç rengini kullanarak kurbanımıza en yakın yüz yapısını oluşturuyorum.

Okay, uh, hé bien, selon les données il a été enterré à Twickenham, Angleterre.

Tamam. Uh, evet, kayıtlara göre Twickenham, İngiltere'de gömülmüş.

De mieux en mieux.

Uh-oh. Bu iş daha da iyiye gidiyor.

C'est parce que tu ne regardes pas au bon endroit.

Uh, çünkü doğru yere bakmıyorsun.

Non, il n'y a rien d'impossible au sujet de la résolution d'un meurtre.

Uh, hayır, cinayeti çözmekte imkansızlık yoktu.

Depuis que tu es d'humeur explicative, uh, par l'enfer comment ceci est sensé fonctionner encore?

Madem açıklama moduna girdin, bir daha anlat bakalım nasıl çalışacak bu şey?

Uh-huh. Je ai réfléchi à ce sujet, et vous pourriez avoir raison.

Düşündüm de haklı olabilirsin.

Uh, la bonne nouvelle est que l'acide n'a pas compromis les organes internes.

Asidin iç organlara zarar vermemiş olması iyi haber.

Uh, le fait que j'ai écrit ce chiffre veut dire qu'il y a quatre parasites. T'es sûr de ça, Rick?

- Emin misin Rick?