Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / французский → турецкий / Uses

Uses перевод на турецкий

187 параллельный перевод
Tu uses le tapis. Ah, oui?
Halıyı eskiteceksin.
Comment uses-tu si futilement du mot "ultime"...
'Son'diyen sesinin tonunu hiç beğenmedim.
Quand t'arrêtes le tam-tam tu t'uses les yeux sur ces saletés
Onların kafirlik yeteneklerini geliştirmediğin zamanlarda bu saçmalıklarla gözlerine işkence yapıyorsun.
Tu uses le sol.
Çok sıkıntılı görünüyorsun. Şu Wilma'ya bak.
Tu uses de ton influence... pour financer des cons qui ne visent que leur intérêt.
Bencil piçlere para toplamak için insanları zorluyorsun.
À propos, pourquoi tu n'uses pas de ton charme légendaire avec nos invités?
Onlara kovulduklarını söyleyebilirsin. Bundan bahsetmişken neden şu eski dünyanın cazibeli halinden biraz olsun konuklarımıza göstermeyi denemiyorsun?
Tu uses ton corps.
Tüm vücut şeklin değişecek.
Grande perche, tu uses tes vêtements à toute allure.
Sana fasulye sırığı desem iyi olur ; giysilerin göz açıp kapayana kadar küçülüyor.
Uses-en!
İyi kullan!
Oui, uses-en...
Tamam, iyi kullanacağım...
Si tu uses les piles, comment feras-tu à 15h, quand Wapner passera à l'écran?
Pilini bitireceksin. Saat 15 : 00'te, Wapner başladığında ne yapacaksın? Evet.
Et si tu uses de moi... Je serai de mieux en mieux.
Beni al, beni alırsan, en kötü bana dayan ve bana dayanırsan... git gide daha iyi olur.
Tu uses la glace.
- Merhaba. Şunları giymeyi bırak.
Laisse tomber. Tu uses les batteries pour rien.
Pilleri harcıyorsun.
Des fusils si usés que les balles reviennent sur nos troupes.
Toplarımız öyle eskimiş ki, attıkları mermiler bizim adamların tepesine düşüyor.
Dis, ces vêtements, je les ai usés.
Baksana Dan, galiba ben bu elbiseleri... biraz eskittim.
Les pneus de cette voiture sont très usés.
O külüstürün lastikleri çok eskidi.
Ils sont usés.
Hiç yaratıcı değiller.
Ils sont usés.
bunlar kullanıImış.
Quatre sont usés, deux sont neufs.
hepsi değil. bu ikisi yeni. - kaç parça?
Ils sont usés.
bunlar kullanıImış. Bunlar kullanıImış.
Ils sont vieux. Usés.
Çok eski ve yıpranmışlar.
Savez-vous combien de domestiques il a usés en 6 mois?
6 ayda kaç tane hizmetçisi oldu biliyor musunuz?
Deux pantins usés, au-dessus du berceau de la vie.
Yaşamın beşiğinin üstündeki bu rüzgârlı tepebaşında bir çift korkuluk gibi.
Ils sont usés.
Çok keskin değil
Norman, l'ange gardien des idiots et des numéros de vaudeville usés.
Norman, aptalların ve yorgun vodvillerin koruyucu meleği.
Tout ce qui s'est passé peut s'expliquer par des courts-circuits, une direction rouillée, des joints usés. C'est peut-être un truc publicitaire.
Bu küçük araba bu gece sadece bir şey yapmadı... açıklanamayan kısa devreler, yaylı kapılar, kapma direksiyon, aşınmış eklemler, belki biraz reklam hilesi.
On enterre ces cerveaux au summum de leur potentiel créatif... sous le prétexte... que les corps sont usés.
Öldükleri zaman beyinleri, yaratıcı güçlerinin zirvesinde olur. Ve biz de onları, sahip oldukları vücutları bitkin düştüğü için gömerek, çürümeye terk ederiz.
Shack, les cylindres sont usés!
Shack, silinder kaplaması deliniyor!
Les billets sont usés avec des numéros différents.
Şey, efendim, banknotlar yeni ve sıralı değildi.
Mes rênes sont le langage et les principes usés. J'essaie d'emprunter une autre voie, dont je ne fais que deviner l'existence.
O atın kafası benim omuzlarımın üzerinde duruyor... eski bir lisanın içinde, eski varsayımlara zincirlenmişim... bunlardan bir sıçrayışta kurtulup toynaklarımı orada olduğunu umduğum yeni bir patikaya basmak istiyorum.
- Et des slips usés!
- Eski suspansuvarlar.
Mes lassos sont usés.
Genç zamane kovboyları eşyalarının kıymetini bilmiyor.
Ramollis par l'âge, soucieux de leur petit confort, usés par les enfants et les femmes, ils ne voulaient plus me suivre.
Yaşları ilerledikçe gevşemiş, çocukları ve kaşık düşmanı eşleri tarafından yıpratılmış ve konforlu hayatlarını kaybetme endişesi içinde oldukları için, artık sözümü dinlemek istemiyorlardı!
Ses pneus sont usés.
- Lastikler aşınmış.
Le dépannage et 4 pneus usés m'ont coûté 500 dollars.
Demin dört kabak lastiğe ve bir çekiciye 500 dolar verdim de!
Les fers sont usés mais les clous sont neufs.
Eski ayakkabılar, yeni nallar.
Des fers usés et des clous neufs!
Eski ayakkabılar ve yeni nallar!
J'embrasse vos doigts chéris Que vous avez tant usés pour moi
Benim için yorulan sevgili parmaklarını öpüyorum.
Les mots sont usés, difficiles à dire, ils ont été gaspillés par des publicités pour shampoings et parfums.
Sözcükler bitti, söylenmeleri zor, hepsi boşa harcandı şampuan reklamlarında, ilanlarda, tatlandırıcılarda.
Des blocs de granit usés par le temps, d'anciennes tombes qui parsèment cette péninsule de long en large.
Yıpranmış çekirdeksiz granit döşeme. Antik mezarlar sanki, bu yarımadanın bağrına saçılmışlar.
Les pauvres Anglais condamnés... comme des victimes offertes en sacrifice... attendent patiemment assis autour de leur feu de bivouac... et ruminent dans leur coeur le danger du matin. Leur grave attitude... transfigure leurs joues creusées... et leurs habits usés par la guerre... et les fait apparaître au regard de la lune... comme autant de spectres affreux.
Zavallı, umutsuz İngilizler... kurbanlık misali... ateşlerinin başında sabırla oturmakta... ve sabahki tehlikeleri düşünmektedirler... üzgün duruşları... çökmüş avurtları ve yıpranmış ceketleri... onları ayın bakışları altında... çok sayıda hayaletler gibi göstermektedir.
Mais chaque matin on trouvait leurs souliers usés comme si elles avaient dansé toute la nuit
"Fakat, sanki bütün gece dans ediyorlarmışçasına... "... her sabah, ayakkabıları yırtık halde bulunurmuş.
On me donne que des trucs usés!
Hep eskileri verin bana.
- Usés.
- Azalıyor.
Tes vêtements sont usés.
Teşekkürler usta.
Avec mes yeux usés je ne pouvais plus continuer.
Gözlerim bu hâlde olduğu için artık devam edemedim ama.
Le combat nous avait usés, on était tous fous.
Savaş bizi bitirmişti, hepimiz delirmiştik.
Les plus vieux sont usés, ce qui est normal,
Eski kemikler, beklenildiği gibi, aşınma ve çürüme belirtileri gösteriyor.
Je peux repriser les costumes des filles quand ils sont usés.
Kızların kostümleri eskiyince yenisini dikebilirim.
Alors, je me tenais là à fixer ce putain de vieil homme, mon père, tu sais, dans ce fauteuil, cette putain de chaise horrible, qui est lustrée, les bras usés.
Şimdi düşünüyorum da, babam o kahrolası koltukta oturur, ben de onu izlerdim. O berbat, eskimiş kolçaklara yaslanır otururdu. O kahrolası koltuğu yakmam gerekirdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]