Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / французский → турецкий / Vol

Vol перевод на турецкий

15,765 параллельный перевод
Ces gars vont prendre un vol, mais pas commercial.
Hava yoluyla gitmeleri lazım ama ticari uçuşlarla olmaz.
Vérifiez tous les plans de vol sortant de la zone de Vegas, tous ceux partant ce soir, des avions privés aux compagnies privées.
Bu gece Vegas'tan ayrılacak bütün özel hava yollarını, özel uçuşları kontrol et.
Il y a 2 jours, le proprio d'un cargo C-130 a prévu un vol de Mojave à Puerto Vallarta.
İki gün önce C-130 kargo uçağının sahibi Mojave'den Puerto Vallarta'ya uçuş ayarlamış.
- Comment était ton vol? - Ça a été.
- Uçuşun nasıldı?
La chanteuse de 20 ans qui a fait un vol plané en face du club Apocalypse. parce qu'elle avait trop bu?
Kulüp Apocalypse'nin önünde... çok feci sarhoş olduğu için suratını yere çarpan 20 yaşında ki şarkıcıyı mı?
- Le vol s'est bien passé?
- Uçuşun nasıldı? - Güzeldi.
Tu sais quoi, c'était mieux que la fois où j'ai arrêté ce vol à la pizzeria et que le gérant m'a donné 12 pizzas.
Biliyor musun, pizzacıdaki soyguna engel olup mal sahibinin 12 tane pizza verdiği o zamandan bile daha iyiydi.
Je commence à penser que c'était plus qu'un simple vol d'œuvres d'art.
Bunun bir tablo soygunundan daha da fazlası olduğunu düşünmeye başlıyorum.
Notre homicide et cette tentative de vol sont connectés.
Cinayet ve bu çalma girişimi birbirine bağlantılı.
Elle a un casier judiciaire avec vol de bateau et vol à main armée, et, d'après les documents que le FBI possède sur elle, elle aime fuir avec un complice non identifié qui correspond à la même description que notre gars.
Sicilinde tekne hırsızlığı ve silahlı soygun bulunuyor ve FBI'daki dosyasına göre işlerini kimliği belirsiz suç ortağıyla yapmayı seviyor ortağı da aradığımız hırsızın eşkaline tam uyuyor.
Oui, quand je l'ai interrogé là-dessus, il a dit que la mort de Crane était un accident mais prendre l'argent aurait été un vol.
Evet. Bunu ona sorduğumda Crane'i kazara öldürdüğünü ama parayı almanın hırsızlığa gireceğini söyledi.
C'est à cause du vol?
Uçuşla alakalı mı?
Passe un bon vol.
Tamam, pekâla, iyi uçuşlar.
Le système d'innondation s'actionne, envoi du sable. et l'un de nous ^ ^ Vol dans l'espace de stockage chimique.
Yağmurlama sistemi devreye girerek kum gönderecek ve içimizden biri, kimyasal depo odasına uçuş yapacak.
Détenu 28, Daniel Rojas, tentative de vol a l'étalage.
Erkek 28, Daniel Rojas, mağaza hırsızlığı girişimi.
58, Melle Brantmey, vol d'alcool?
58, Bayan Brantley, içki dükkanı hırsızlığı?
Femme 42. Vol à l'étalage d'un montant de 899 $.
Bayan 42. 899 dolarlık mağaza hırsızlığı.
Je vous rappelle bientôt. Femme 44, vol à l'étalage pour 71 $.
Sizi birazdan çağıracağım. 44 numara, 71 dolarlık mağaza hırsızlığı.
- M. Waller, voici le rapport que vous avez rempli sur le vol de Maia Sachs.
- Bay Waller,... Maria Sachs'ın hırsızlığını rapor eden sizdiniz.
Nous venons de réintégrer la police, nous ne voulons pas de rumeurs sur un supposé vol.
Soruşturmasının zamanlaması çok kötü oldu, en hafif deyimiyle. New York Polis Müdürlüğü'ne daha yeni döndük bu yüzden en son ihtiyacımız olan şey bir hırsızlıkla bağlantımız olduğunun yayılması.
Les médicaments sont la cible habituelle du vol médical.
İlaçlar. Tıbbi hırsızlığın en yaygın hedefi onlardır, elbet.
Il a pris une peine pour incendie criminel d'un commerce, et est soupçonné par le HPD de vol qualifié et contrefaçon
Kasten kundaklamayla işi biraz abartmış ve büyük hırsızlık ile sahtecilikten sabıkası var.
J'y ai passé six ans pour vol de grande envergure.
Araba hırsızlığından altı sene yattım.
Sur le vol de retour de DC.
Uçakla DC'den dönüyor.
Et, juste pour rendre les choses plus intéressantes, j'ai appelé la police pour le vol de diamant.
Bir de işleri ilginçleştirmek için elmas soygununu L.A. Polisi'ne bildirdim.
Puno Airlines, Vol 232 de JFK à Caracas.
Puno Havayolları, JFK'den Karakas'a 232 numaralı uçuş.
C'est le seul vol direct pour le Venezuela aujourd'hui, Et, comme tu peux le voir, il est déjà en route.
Bugün Venezuela'ya yapılan tek direkt uçuş bu ve görebildiğin üzere çoktan yola çıkmış bile.
Il n'y a aucun moyen qu'ils s'enfuient en prenant un vol commercial.
Normal bir uçuşla kaçmalarına imkan yok.
Et s'ils voulaient quitter le pays, ils pourraient décoller sans plan de vol et éteindre le transpondeur.
Eğer bu uçağı ülke sınırları dışına çıkarmak isteselerdi bir uçuş planı olmadan kalkış yapıp uydu alıcılarını kapatırlardı.
Regarde le vol 232.
232 numaralı uçuşa bak.
Le vol 232 voyage à la même vitesse que n'importe quel jet dans le ciel, mais il y a 2 fois plus de quantité de gaz d'échappement.
232 numaralı uçuşun uçağı havadaki diğer tüm uçaklarla aynı hızda ilerliyor ama iki kat fazla yakıt tüketiyor.
Escroquerie, vol, chantage. Toutes vos arnaques impliquaient de vieux hommes riches. Puis prendre leurs argent.
Tüm suçlamalar senin aynı taktikle zengine yapışıp tüm paralarını almanla alakalı.
Ni un vol.
Ya da bir soygun.
21 ans, plusieurs arrestations pour vol et attaques à main armée.
21 yaşında silahlı soygun ve saldırıdan birkaç kez tutuklanmış.
Ensuite on bouge quand les jeunes se montrent pour leur vol.
Çocuklar, uçuş içinde geldiklerinde harekete geçeriz.
J'ai fait de la spéléologie et constaté qu'après avoir raté son vol, Coleman n'a pas utilisé sa carte mais celle de sa société pour louer une voiture.
Biraz keşif sonucu şunu buldum, Coleman uçağı kaçırınca şahsi kartıyla değil şirket kartıyla araç kiralamış.
Lance Coleman ne l'aurait pas prise s'il n'avait pas raté son vol.
Lance Coleman uçağını kaçırmasa o yolda olmazdı.
Si ils manquent leur vol sans aucune raison...
Uçuşlarını sebepsiz yere kaçırırlarsa...
Parce qu'il vit dans un avion, ravitaillé en vol.
Çünkü havada yakıt ikmali yapan bir uçakta yaşıyor. Bir dakika! Nasıl?
Plus maintenant. Nous l'avons interdit de vol.
Artık değil, onu indirdik.
On a trouvé des collants sur le sol de son placard, les mêmes que vous portiez sur la tête lors du vol.
Külotlu çorabı dolaptaki yerde bulduk soygun sırasında kullandığınla aynısı.
Je pourrais reprogrammer le plan de vol de l'avion depuis ce panneau de commande, nous ramener à Coughlan.
Bu kontrol panelinden uçağın rotasını yeniden programlayıp... -... rotayı Coughlan'a çevirebilirim.
Selon le journal, lui et Dunn était séparé à la toile pour les témoins à un vol de la station de gaz.
Kayıtlara göre Dunn ile benzin istasyonu soygunu tanıklarıyla konuşmak için ayrılmışlar.
Le vol a mal tourné.
Soygun kötü bitti.
Lui et son frère étaient sur un vol de retour à la Serbie moins de trois heures après Harry Cole a été abattu.
Kardeşiyle beraber Harry Cole vurulmadan üç saat önce Sırbistan'a geri dönmüşler.
Vous étiez et Goran coéquipiers à Milwaukee pour deux saisons jusqu'à ce qu'il a été coupé pour tirer un couteau dans un conflit de jeu de cartes sur un vol d'équipe.
Goran takım uçağında kart oyununda tartışıp bıçak çekene kadar iki sezon Milwaukee'de takım arkadaşıydınız.
Donc, j'imagine que tu n'étais pas très amatrice de vol dans ton passé, hein?
Uçmak konusunda pek istekli değilsin sanırım.
On a un vol retour pour Metropolis à 19 heures.
Daha fazla emir yok, baba.
Vous pouvez vous asseoir sur ce banc en attendant le début du jugement de votre précieuse cliente. Femme 65. Vol à l'étalage pour 93 $.
Bayan 46. 93 dolarlık mağaza hırsızlığı.
Elle est dans un vol pour New York.
Gece yarısına kadar iniş yapmayacaklar.
Nous sommes partis pour un vol mouvementé.
Sarsıntılı bir yolculuk olacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]