Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / французский → турецкий / Volta

Volta перевод на турецкий

198 параллельный перевод
Faites les cent pas comme si vous attendiez quelqu'un.
Sanki birisini beklermiş gibi, burada volta at.
Vous pourriez vous arrêter de marcher une minute?
Volta atmadan duramaz mısın sen?
Circulez.
- Volta atmaya devam et.
Tu ressasses ton rôle, tu t'inquiètes, tu te lèves en pleine nuit. Tu restes silencieux pendant des journées entières.
Uyanır, tüm gece volta atarsın, gün boyunca sessizliğe gömülürsün.
Ça lui permettra de faire les cent pas comme un père à la maternité.
Eşinin doğurmasını bekleyen biri gibi dışarıda volta atması yeterdi.
Encore un bord et il sera à l'entrée.
Bir volta sonra liman ağzında olacak.
Il faut déconnecter le filament avant de brancher. Avec 4.000 volts, vous feriez tout sauter.
Projektörü açmadan önce lamba telini kapamalısınız, aksi takdirde katot 4000 volta maruz kalıp, patlar.
Cela fait trois heures, que je fais les cents pas comme un lion en cage.
Üç saatten beri odanın içinde volta atıyorum!
Après avoir indiqué 33 000 volts sans aucune variation.
- Sızdırmadan 33,000 volta dayandıktan sonra patladı.
Marchez donc un peu.
Biraz volta atın.
- Arrête de faire les cent pas.
- Ses çıkararak volta atmayı kes!
Vous permettez que je marche?
Volta atmamın sakıncası var mı?
Prenez note : il vous sera défendu de communiquer avec les détenus, même pour l'exercice.
Düşün bunu. Volta atmak için bile öteki mahkûmlarla bir araya gelmene izin verilmeyecek.
Je l'ai trouvé dans la cour.
Volta atılan bahçede buldum, efendim.
Tu as ton heure d'exercice à faire.
Volta zamanın.
Il se basait sur la prise de la clé de la cour, ce qui, au moins, permettrait aux détenus de sortir.
"Plan, mahkûmların açık alana ilerlemelerini sağlayacak olan..." "... volta avlusunu ele geçirme üzerine kuruluydu. "
Viens par là.
Gel biraz volta atalım.
Il fait les cent pas depuis 2 heures.
Neredeyse iki saattir volta atıp duruyor.
Cette vallée est infestée de vautours.
Bu vadide akbabalar volta atıyor.
Un endroit où je passe mon temps à me demander si tu vas un jour quitter ce fichu aéroport et rentrer chez toi.
Şu havaalanından çıkıp, birkaç dakika da olsa uğrarsın diye sürekli volta atıp seni merak ettiğim bir yere dönüştü.
Si parla uno pera volta.
Teker teker konuşun!
Sa fusion avec le cuivre nous la connaissons sous le nom de pile de Volta.
Bakır ile birleştirilen ise bizde volta pili olarak bilinir.
Un seul Watt, mais haut voltage.
"Tek bir vat, bir sürü volta eşittir" derler ya hani.
- Il attend là.
- Neden sordun? - Çünkü evin önünde volta atıp duruyor!
Un d'eux devrait faire les cent pas dehors, mais ils savent qu'on prend notre douche.
En azından birisi dışarıda ileri geri volta atacaktır ama bizi içeride duşta diye bilecekler.
Tu faisais les cent pas dans le couloir, tout le long du voyage, de St Louis à Sioux Falls.
Ve sen St. Louis'den Sioux şelalelerine kadar koridorda volta atıyordun.
Font les cent pas de l'autre côté du mur
Volta atıp durdu duvarın dışındakiler.
Combien de fois m'as-tu aidé dans les vestiaires avant un match en me faisant boire du café?
Tanrım! Kaç kere maçlardan önce soyunma odasında benimle volta atıp bana kahve içirttin?
Bordez le spi.
Ön taraf volta.
Dans la pile de Volta, le contact de deux métaux différents... produit un flux d'électrons... qui est conduit d'un élément à un autre.
Volta'nın pili, iki farklı metalden oluşan hücreler arasında elektron akımının artması prensibiyle çalışır.
- ll marche en 13,8 volts.
13.8 volta ihtiyacı var. Gilbert'tan Lewis'e. - Gilbert.
Vous parlez du Col de Mboto où on a massacré ces Pygmées pacifiques et volé leur récolte de fruits?
Mboto Gorge denilen yer, Yukarı Volta'lı barış sever pigmeleri katlederek, tüm meyvelerini çaldığımız yer değil miydi?
On peut lui administrer quelques milliers de volts.
Birkaç bin volta maruz bırakabilirsin, sonra da yalıtımının dayanması için dua edersin.
On pourrait tirer des bords toute la nuit sans le rattraper.
Bütün gece volta atıp onu asla yakalayamayabiliriz.
Le recruteur des marines m'a vu faire les cents pas au bureau et m'a dit :
Piyade Teşkilatı memuru beni posta ofisinde volta atarken görüyor ve :
Pouvons-nous laisser des êtres omnipotents vagabonder dans l'univers?
Her şeye kadir varlıkların öylece evrende volta atmalarına kolayca izin verdiğimizi mi sanıyorsun.
Un guerrier Minbari, déambulant sur un vaisseau Narn, aurait beaucoup trop attiré l'attention.
Narn gemisinde volta atan bir Minbari savaşçısı dikkatleri üzerine çekebilirdi.
La cour avait été repeinte. Je tournais à nouveau en rond.
Yeni baş gardiyan avluyu boyattı... ve ben de tekrar volta turlarına başladım.
Pour qui vous prenez-vous à pavaner comme un paon dans votre costume bon marché?
Sen kendini ne zannediyorsun da Tavuskuşu gibi buralarda, O kötü ingiliz model Elbiselerinle volta atıp duruyorsun.
Tu seras déçu et tu te mettras à tourner en rond comme un taureau andorien.
Hayal kırıklığına uğrayacak Andorya boğası gibi kös kös düşünüp etrafta volta atacaksın.
Ils font les cent pas en fumant.
Ortam çok gergin. Volta atıp sigara içiyorlar.
- On ne peut pas le laisser... se tourner les pouces pendant qu'on fait sauter son manoir.
- Gelincikler Kurbağa Malikanesi'ni patlatırken Kurbağa orada volta atamaz.
Vous n'avez qu'à rester ici à vous tourner les pouces... pendant qu'on fait sauter votre manoir.
O zaman Gelincikler Kurbağa Malikanesi'ni patlatırken sen burada volta at.
Mon père m'entendait faire les cent pas.
Babam odamda volta attığımı duydu.
Marchez-vous toujours ainsi?
Hep böyle mi volta atarsın?
Comment désirez-vous que je marche?
Nasıl volta atayım?
Tes va-et-vient commencent à me déranger.
Ayrıca volta atman da rahatsız edici olmaya başladı. - Öyle mi?
Je dois virer de bord, non?
Volta vurmam gerekir, değil mi?
Je dois virer de bord.
Volta vurmalıyım!
Giles, vous arpentez.
Giles, volta atıyorsun.
J'aurais la place de faire les cent pas.
İşte, ihtiyacım olan volta atılabilinir bir oda. Ben hikaye üzerinde çalışıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]