Translate.vc / французский → турецкий / Vraimént
Vraimént перевод на турецкий
251,571 параллельный перевод
Attendez. Vraiment? Non.
Gerçekten mi?
Candace, va dire au capitaine qu'elle ferait mieux de garder cet avion vraiment stable.
Candace, gidip kaptana uçağı tamamen düz bir şekilde uçurması gerektiğini söyle.
Je ne veux vraiment pas parler de ça. Bien.
Bu konuyu konuşmak istemiyorum.
Et à la fin, ce qui compte vraiment c'est que nous nous soucions les uns des autres ; et ça ne changera jamais.
Sonuç olarak, asıl önemli olan birbirimize değer veriyor olmamız ve bu asla değişmeyecek.
Et j'ai tout arrêté, et je l'ai empêché jusqu'à ce que je ne puisse plus rien, et je suis vraiment très désolée.
Görmezden geldim, artık dayanamayacağım ana dek kendimden uzaklaştırdım. Gerçekten çok üzgünüm.
Elle se déplace tellement, je ne peux pas vraiment lire.
O kadar çok hareket ediyor ki değerleri düzgün biçimde alamadım.
Je suis vraiment désolée.
Çok özür dilerim.
Des choses assez routinières, vraiment.
Her zamanki rutin işlerimizden biriydi.
- Ew. - Il était vraiment long.
Çok uzundu.
Oh, pas vraiment.
İkisi de değil.
J'étais célibataire durant 6 ans avant que nous nous rencontrions en ligne, et j'étais vraiment douée à être seule
Dennis'den önce altı yıl yalnızdım. İnternette tanıştık. Yalnız olmaya alışmıştım.
APRIL : Ouais, elle est gentille. Et c'est vraiment triste.
Evet, hoş biri ve bu gerçekten üzücü.
Ils s'aiment vraiment.
Birbirlerinden çok hoşlanıyorlar.
Je me sens vraiment mal.
Kendimi çok kötü hissediyorum.
Non, je dis que... Je dis que toi et Catherine Avery êtes des femmes vraiment semblables.
Hayır, demek istediğim Catherine Avery'le ikiniz çok benzer kadınlarsınız.
Vraiment.
Çok.
Je veux dire, vraiment.
Gerçekten çok.
Je suis vraiment désolée que j'ai foiré et que je t'ai blessée.
İşleri berbat edip seni incittiğim için özür dilerim.
Je sais que c'est compliqué, mais je pense vraiment que...
Karmaşık olduğunu biliyorum ama ben gerçekten- -
Cette chute a vraiment bousculé mes plans et... pas de la bonne manière.
Düştüğüm için planlarım bozuldu. Üstelik iyi anlamda bozulma değil.
Et bien, je ne cherche pas vraiment un gardien.
Koruyucu birini aramıyorum.
Holly a eu une journée très difficile elle n'est pas vraiment prête à recevoir des visiteurs maintenant. Donc...
- Bir gün için çok şey yaşadı ve şu anda ziyaretçi kabul edecek durumda değil.
Je suis vraiment désolée.
Çok üzgünüm.
Vraiment?
Öyle mi?
Tu dois vraiment aimer prendre des trains?
Trene binmeyi gerçekten seviyorsun sanırım.
Le truc effrayant c'est de survivre et d'accepter que vous avez vraiment une vie à vivre.
Asıl korkutucu olan hayatta kalmak yaşaman gereken bir hayatın olduğunu kabullenmek.
Vous pensez vraiment que vous pouvez avoir la tumeur?
Gerçekten tümörümü alabileceğinizi düşünüyor musunuz?
Vraiment?
Ciddi misin?
Mais ça ne peut pas se refermer complètement ou alors c'est qu'on ne vit pas vraiment, n'est-ce-pas?
Fakat tamamen kapanamaz. Yoksa yaşayamazdık değil mi?
Malgré ce grand boom que tu as entendu? Vraiment?
Duyduğun büyük patlama sesine rağmen mi?
Oui. Il est vraiment, vraiment parti.
Evet, fena halde gitti.
Bien, Erin... Ce que je vais faire va vraiment te faire mal.
Pekala Erin şimdi yapacağım şey canını acıtacak.
Il y a vraiment trop de fumée, d'accord?
Çok duman var.
- Vraiment.
- Kesinlikle.
Non, on avait vraiment du mal avec l'argent.
Eskiden parayla başımız dertteydi.
Je n'ai vraiment aucune raison de vivre.
Yaşamak için bir amacım kalmadı.
J'ai dit : "C'est vraiment cool."
Ben de "Adamım, bu çok iyiydi."
Vraiment plein.
Hem de çok.
Vraiment.
Gerçekten öyle.
Je ne veux pas vraiment parler de ça.
Bu konuda konuşmayı pek...
Je veux vraiment que tu joues dedans.
Filmde oynamanı istiyorum.
Vraiment.
Gerçekten.
Vraiment, ils se font descendre pour les mauvaises couleurs.
Aynen birader. Yanlış renk giydikleri için vuruluyorlar hem de.
Je veux vraiment dire la vérité à Emma.
Emma'ya gerçeği söylemek istiyorum.
Peut-être parce que tu es vraiment l'homme qu'Emma veut épouser.
Belki gerçekten de Emma'nın evlenmek istediği... adam olduğun içindir.
Tu as vraiment battu les ogres?
Gerçekten devleri yendin mi?
Tu pensais vraiment qu'une potion d'amnésie marcherait sur moi?
Hafıza iksirinin üzerimde işe yarayacağını mı düşündün?
Je suis vraiment désolé, Père.
Gerçekten üzgünüm, baba.
Tu pensais vraiment que je ne verrais pas l'absence de mes potions?
Gerçekten de sihrimin yok olduğunu farketmeyeceğimi mi sanıyorsun?
Je voulais vraiment trouver une utilité ici, mais tu rends ça si dur.
Gerçekten burada bir amaç edinmek istedim... ama sen bunu çok zorlaştırdın.
Si tu veux vraiment partir, je fouillerai dans tous les livres que j'ai pour trouver comment briser ce sort.
Gerçekten gitmek istiyorsan... koruma büyüsünü bozmanın yolunu bulmak için... elimdeki bütün kitapları karıştırırım.