Translate.vc / французский → турецкий / Végan
Végan перевод на турецкий
248 параллельный перевод
Tenez, prenez cette côtelette de rhino-végan.
Vegan gergedanı pirzolası al!
Mais si... si vous pensez comme un Végan.
Sıralanırlar bir Vegalı gibi düşünürsen.
C'est un végan *.
- O bir etyemez.
Hitler était un végan.
Hitler de etyemezdi.
Elle a la chorioméningite vegan.
- Biliyoruz. Vegan LCM hastalığına yakalandı.
... Cool... Le super pied...
O kadar vurdumduymaz davranacağım ki, bir Vegan kar kertenkelesini bile telaşa düşürecek.
L'arrivée à bon port du convoi PQ - 1 dans le système vegan a mis un terme à notre mission d'escorte.
Covey PQ-1'in Vegan Sistemi'ne güvenli olarak ulaşmasının ardından onlara refakat etme görevimiz sona erdi ve eve dönmek üzere yola koyulduk.
Voici Cassandra Menage, chargée de Mission sur Vegan.
Bu bayan Cassandra Menage, Vegan'ın yöneticisi.
Oui, Vegan est une base lunaire, Comme la Zone 51, mais invisible de la tere par un bouclier en forme de bulle, et cette base est pleine d'étrangés.
- Evet Vegan ayda bir üs tıpkı 51ci bölge gibi Fakat Dünyadan görünmemesi için yansıtıcı bir kalkanla gizleniyor.
et il est prisonnier sur Vegan.
Beyaz saraydaki ise onun klonu.
Je suis aller dans une des mines de Vegan pour enquêter sur une plainte d'un mineur...
Madencilerin şikayeti üzerine araştırma yapmak için vegan madenlerine gitmiştim.
- Dix, je veux que vous allie zsur Vegan pour une inspection de routine.
Dix, Senden Vegan'a gitmeni ve rutin kontroller yapmanı istiyorum.
et lorsque vous vous rencontrerez sur Vegan, vous vous serez jamais vu avant.
Sen ve Bayan Menage Veganda karşılaşırsanız, daha önce birbirinizi hiç görmediniz.
J'avais un avion pour cap Kennedy, ensuite une navette pour Vegan j'étais vraiment un homme pressé.
Vegan'a giden mekiği kaçırmamak için Cape Kennedy'e giden uçağa yetişmem lazım.
Osgood avaitraison quand il disait qu'il y avait beaucoup d'Alien sur Vegan.
Bakan Osgood, Vegan'da bir sürü yaratık olduğunu söylediğinde haklıymış.
Lieutenant Shitzu, Sécurité surVegan.
Vegan güvenliğinden, Yüzbaşı Shitzu. - "Misswick."
- Bienvenue sur Vegan, Inspecteur Dix...
- Vegan'a hoş geldiniz, şef Dix.
Il n'y a pas de Président sur Vegan.
Vegan'da hiç başkan yok, Şef.
Bienvenue à Vegan, Inspecteur Dix...
Vegan'a hoşgeldin, şef Dix. Burada olduğuma memnunum.
Tout ce qui se dresse sur Vegan émane de mon brillant cerveau, vous savez.
Biliyorsunuz, Vegan'da tüm kalkanlar benim bilgim dahilindedir.
Si il y avait des plans qui pouvais nous amenez au laboratoire de clonage secret et au Président,
Eğer Vegan'ın bir krokisi varsa, insan klonlama laboratuvarını ve kaçırılan başkanı nerede bulacağımıza yardımcı olacağından emindim.
Votre Majestée et humbles terriens. Veuillez acceuilir sur Vegan
Majesteleri ve mütevazi yaratıklar, Şovlarıyla Vegan'ı ısıtan yıldızımıza... hoşgeldin diyelim.
Atendez une minute, vous dites que le Président est prisonnier sur Vegan?
Dur bir dakika. Başkanın burada Vegan'da esir mi tutulduğunu söylüyorsun?
Votre dextérité au combat nous a bien sorti d'affaire, vous savez.
Senin tekmelerininde yardımları oldu tabi. Vegan'da herşey yolunda mı?
JEANNIE SMITH Végétalienne
JEANNIE SMITH - "Vegan"
- Je pensais devenir végétalienne.
Ama vegan olmayı düşünüyorum.
Je suis végétalien niveau 5.
Ben 5.derece bir veganım.
Tu te souviens de cette productrice qui cherchait un chef végétalien?
Vegan aşçı arayan bir film yapımcısından bahsetmiştim hani.
C'est une végétalienne pure et dure mais elle boit comme un trou et elle sniffe pas mal.
Katı bir vegan. Fakat sünger gibi içiyor ve kokain kullanıyor.
- Je pourrais vivre avec un végétalien.
Belki de vegan olayına alışabilirim.
des végétaliens?
Irkçı mı? "Vegan" mı?
Puis, adieu le végétalisme.
- Sonra vegan olmayı bıraktı.
Il est végétalien, c'est un saint homme.
O bir vegan, Tanrı onu korusun.
C'est quoi, un végétalien?
Peki vegan ne demekti?
Il mange pas ce qui a une figure.
Hayır. Yüzü olan şeyleri yiyemeyenlere vegan denir.
Je pourrais pas être végétalien?
Bu, ben vegan olamam anlamına mı geliyor?
Enfin, si comme je le prétends il est du genre Indou, énervé, végétalien.
Onu çok kışkırtıcı buldum, biraz da vegan.
Oh, mon Dieu, j'aimerais qu'il soit végétalien...
Onu vegan görmek isterim.
Megan, ça rime avec vegan.
Megan, seni çatlak vegan.
- Megan vegan!
- Megan vegan!
C'est pas comme si je voulais sa bouffe, elle mange des trucs bio, du tofu, du lait de soja, et elle est devenue végétarienne, je sais pas ce que c'est, j'ai grandi à Cleveland,
Zaten onun yiyeceklerini istemiyorum. Hep tofu ve soya sütü gibi organik yiyecekler yiyor. Sonunda vegan da oldu.
J'en parlais avec Diana, qui est végétalienne...
- Deanna ile bu konuda konuşuyordum geçen, çünkü biliyorsun o bir vegan... - Ya, evet...
Je suis végétalienne.
Ben veganım.
Oui, et ils sont 100 % végétaliens.
Evet ve hepsi yüzde yüz vegan.
Mon estomac crie famine, mais être végétalien, c'est super.
Açlık krizlerini bir yana koyarsak vegan olmak gibisi yok.
C'est un végétalien, un vogatalien?
Vegan mıdır, vogan mıdır, onlardan mı?
Bonne nuit, la végétalienne!
İyi geceler vegan!
Vous connaissez le crudivorisme?
Çiğ yiyecek vegan hareketine aşina mısınız?
Je ne le suis pas.
Ben vegan değilim.
Je croyais que tu l'étais, c'est pourquoi je t'ai emmenée ici.
Değilim, senin vegan olduğunu düşündüğüm için burayı seçtim.
Oui, sur un forum de végétaliens de Los Angeles.
Los Angeles Vegan forumu.