Translate.vc / французский → турецкий / Véut
Véut перевод на турецкий
138,419 параллельный перевод
Barney veut lancer une émeute raciale.
- Lütfen. Barney beni ırk isyanıyla tehdit ettiğini söyleyecektir.
On ne veut pas donner l'impression d'imposer - la Garde nationale à Jim Matthews.
Ulusal Muhafızları Jim Matthews'a dayatıyormuşuz gibi görünmek istemeyiz.
Qu'est-ce que ça veut dire?
Lafı dolandırmayı bırak.
Et vu les cendres, le bon pasteur ne veut pas de votre argent sale.
Arazideki küllere bakılırsa iyi niyetli papazımız senin kirli paranı istemiyor.
Sam, on veut simplement vous aider.
Sam, yardımcı olmaya çalışıyoruz.
On veut vous aider.
Yardım etmek istiyoruz.
Excusez-moi, qu'est-ce qu'elle veut?
Affedersiniz, ne istemiş?
Ça veut rien dire.
Bir bok olmadı.
Donc, que veut nous dire la Bible... par là?
Burada İncil'in bize anlatmak istediği ne olabilir?
Ça veut dire quoi, ça?
Bu ne demek lan şimdi?
Qu'est-ce qu'il vous veut?
Onunla ne münasebetiniz var?
Personne veut se faire bouffer par des asticots.
Kimse solucan maması olmak istemez.
C'est sûrement mon patron qui veut des nouvelles.
Herhâlde son durumu öğrenmek için patronum arıyor.
Ça ne veut pas dire qu'il est en danger.
Kötü durumda olduğu anlamına gelmez.
- Ça veut dire non.
- Yani eve gitmiyoruz.
Si je deviens Mike Fleming... ça veut dire que Jonah Byrde meurt.
Mike Fleming olduğum anda Jonah Byrde ölmüş olacak.
Elle veut miser sur la sécurité et tuer la progéniture et la mère ensemble.
Güvende kalmak ve hem yumurtlayanı hem de anneyi birlikte öldürmek istiyor.
Tant que ton problème n'est pas mort, ce qui veut dire toi.
Yani, sorununuz ölünceye kadar değil, demektir.
Tu ne peux pas venir, ça ne veut pas dire que tu ne peux pas être là.
Çünkü gelemiyor olman, orada olamayacağın anlamına gelmez.
Ce qui veut dire?
Ne demek istiyorsun?
Roan te veut en vie.
Roan seni canlı istiyor.
Roan te veut vivante.
Roan seni canlı istiyor.
Qui veut aller faire un tour?
Kim yolculuk yapmak ister?
J'ai des raisons de penser qu'il veut tuer votre roi.
Senin kralını öldürmeyi deneyeceğini düşünüyorum.
Il veut empêcher un massacre.
Bir katliamı durdurmaya çalışıyor.
Est ce que ça veut dire que vous allez à nouveau ramener Rhonda?
Bu Rhonda tekrar gelecek anlamına mı geliyor?
Holly veut dormir en bas. Je l'ai installée dans le canapé.
Holly küçük odada kalmak istediği için kanepeyi hazırladım.
Larkin Prep veut qu'il enseigne à temps plein.
- Gerçekten mi? - Larkin Koleji tam zamanlı iş teklif etti.
On veut que votre mariage soit parfait.
Biz sadece düğününüzün mükemmel olmasını istiyoruz.
Enfin... personne nous a fait une fête, mais ça ne veut rien dire.
Yani, işte, yani... Kimse bizim için parti falan vermedi ama bu önemli sayılmaz, değil mi?
Megan, ton père veut dire que tu mérites mieux que ça.
Megan, baban senin bundan daha iyisini hak ettiğini söylüyor.
Quelqu'un veut saboter mon mariage, et je vais découvrir qui.
Birisi düğünümü sabote etmeye çalışıyor ve kim olduğunu bulacağım.
Le fait est que si on veut vraiment une chose, on n'abandonne pas.
Olay şu ki bir şeyi gerçekten istiyorsan asla pes edemezsin.
C'est aussi le genre d'homme qui veut racheter votre société.
Evet. O ayrıca şirketini ele geçirmeye çalışan türden bir erkek.
C'est une formule simple, mais ça ne veut pas dire qu'elle n'est pas puissante.
Bu basit bir büyü. Ancak bu güçlü olmadığı anlamına gelmez.
Shawna veut savoir quoi faire.
- Bekleyin. Shawna ne yapılıp yapılamayacağını sormak istedi.
"Fottuto" veut dire baisé.
- Fottuto harcanmak demek.
Qui veut manger d'une chose si adorable?
Kulağa sevimli gelen bir şeyi kim yemek ister değil mi?
Si on y va doucement, comme Bruno le veut, on perdra la plus grosse partie des 500 millions.
Bruno'nun istediği gibi zorlamazsak rahat 500 milyon içerideyiz.
Qu'est-ce que ça veut dire?
Bu ne anlama geliyor?
Je vais au mess prendre un café, je verrai Cinq affligée, ensuite Solara veut s'entraîner avec moi, et tu trouves un ongle dans cette soupe de Balda 4!
Gidip bir kahve alacağım... Five yerleri siliyor, ve Solara... benimle dövüşmek isteyecek, ve sonra sen Balda-4'ten aldığın çorbanın içinde tırnak bulacaksın.
Qu'est-ce que tout ça veut dire?
Tüm bunların anlamı ne?
Il veut notre soutien pour continuer une guerre qu'il ne peut pas gagner.
Senin desteğini istiyor ki böylelikle kazanamayacağı bir savaşa devam etsin.
Si on veut.
Birazcık.
Si on veut, c'est la version courte.
Bu kısa versiyonu.
C'est exactement ce que veut Ferrous...
Ferrous tam olarak bunu istiyor...
Ça montre qu'on veut vraiment que ça marche. Et si une bande de...
Sanırım bu, bu işi ne kadar istediğimizi gösteriyor.
crapules égoïstes veut aider votre cause, ça peut vous inciter à faire un effort.
Ve birkaç tane bencil haydut... davanızda yardımcı olacaksa... bu seni daha eforlu olmaya itebilir.
Voyez, il veut votre soutien pour poursuivre une guerre qu'il ne peut gagner.
Bak, senin desteğini sadece kazanamayacağı bir savaşa devam etmek için istiyor.
- Je crois qu'il veut... - Vous êtes là.
- Sanırım onun istediği.
- Que veut-il?
- Ne istiyor?