Translate.vc / французский → турецкий / Wagon
Wagon перевод на турецкий
1,027 параллельный перевод
Il a dû s'endormir et tomber du wagon.
Uyuyakalmış ve yük arabasından düşmüş olmalı.
Il y a comme un parfum de roses, dans ce wagon.
AnlaşıIan bu arabada güçIü bir hanımeli kokusu var.
On va décrocher le wagon et les laisser derrière.
Vagonları ayırıp onları arkada bırakacağız.
Ce n'est pas le bon wagon!
Yanlış vagondayız!
Du wagon rose et blanc, Napaloni et sa femme passeront sur le tapis rouge où Hynkel leur souhaitera la bienvenue.
Napoloni ve karısı beyaz vagondan indiklerinde antik halıdan yürüyecekler ve liderimiz Adenoid Hynkel onları karşılayacak.
Vous le trouverez dans le dernier compartiment, wagon 66.
Onu son vagonda bulabilirsiniz. 66. Vagon.
- Wagon 66 avez-vous dit?
- 66. vagon mu dediniz?
Pas mal, ton wagon particulier.
Vagonun güzelmiş.
Ce wagon va aux Etats-Unis!
- Bizi ülkeden çıkarıyorlar. - Ülke dışına mı?
Va dire de renvoyer ce wagon.
- Makiniste söyle bu vagonu geri yollasın. - Tamam.
On te renvoie le wagon 8772.
8772 numaralı vagonu geri gönderiyoruz.
Imaginez que vous y êtes allé dans un wagon à bestiaux. ou je ne sais quoi.
Oraya şu yük treninizle gittiğinizi farz edin.
Qu'est-ce que tu faisais dans ce wagon?
Kaçak yolculuk ederek ne yaptığını sanıyorsun?
Je pourrais avaler un wagon entier de navets avant même le coucher du soleil.
Şimdi otursam gün batana kadar bir vagon dolusu şalgam yiyebilirim.
Il était dans un wagon de marchandises près de Paris.
Paris'in varoşlarında bir kamyonete saklamışlar.
J'en ai assez sur elle pour remplir un wagon!
Aman vermeksizin ona yüklendim.
- Nous en avons parlé... - Nous avons un wagon particulier.
Diğer üyelerle bu durumu konuştuk ve...
Retournez dans votre wagon ou j'enverrai un câble et vous ferai tous enfermer!
Vagonunuza dönün, yoksa telgraf çekip sizi içeri attıracağım!
Retournez dans votre wagon!
Vagonunuza dönün!
Ils sont dans le compartiment B... le wagon privé derrière le wagon-restaurant...
B kompartımanında. Yemek vagonunun arkasındaki özel kulüp vagonunda...
Mes affaires sont dans un wagon là-bas quelque part je ne sais comment... et maintenant ce wagon ne semble pas être là.
Eşyalarım bir şekilde o vagona giriverdi ve şimdi o vagon da yerinde yok.
Pas ce wagon plein d'ivrognes, j'espère, qu'ils ont dû déconnecter.
- Ayırdıkları o sarhoşlarla dolu vagon değildir umarım.
J'ai essayé le wagon panoramique, le wagon restaurant, les Pullmans...
Camlı vagona, restorana, yataklı vagona baktım...
- J'étais dans le wagon ordinaire.
- Normal yolcu vagonundaydım. - Sahiden mi?
Pourquoi ne pas sauter dans un wagon et sortir de là?
Neden yük vagonlarının birine atlayıp buradan uzaklaşmıyorsun?
Il y a un bagage de plus. Il a été emporté dans l'autre wagon. - Vous pouvez aller le chercher?
Bayım, arabada bir çanta daha var, onu getirebilir misin lütfen?
J'ai parlé à tous les clients du wagon-bar.
Doğal olarak konforlu vagonda bulunan herkesin ifadesini aldım.
J'aimerais voir ce wagon-bar.
Şu konforlu vagona bir göz atmayı çok istiyorum.
- Je vais jeter un œil au wagon.
Siz bunlarla uğraşırken ben de konforlu vagona bir göz atayım.
Le wagon ayant été mis à sac après le meurtre de Grayson et les agressions des autres passagers, les documents ont sûrement disparu d'ici bien avant, mais comment?
Grayson'un öldürülmesinden, Senatör Babcock, Bayan Jellison ve Matmazel Pringle'e saldırılardan sonra burası darmadağın edildiğine göre, kuvvetle inanıyorum ki, belge bu olaylar olmadan önce vagonu terketti, ama nasıl?
Envoyez-en 4 douzaines, Wagon A, Canadian Limited, à la gare.
Güzel. Merkez İstasyonu bekleme salonuna dört düzine daha yollayın.
- Un Wagon-lit, c'est parfait.
- Yataklı vagon tutman çok zekice Hunter.
Il y a que... on vient de faire sauter un wagon d'essence, à la gare de ce quartier.
- Teşekkürler. Ve kısa bir süre önce bir araç patlatıldı. Ağzına kadar benzin yüklüydü ve... demiryolu bölgesinden geçiyordu.
Voilà votre petit billet. Le billet pour le wagon-lit et des bonbons. Et un journal, s'il vous plaît.
İşte biletiniz, bir tane yataklı vagon için, bir tane de şekerleme için ve bir de dergi.
Dans le wagon, tu m'avais dit que tu n'en avais pas peur.
O yük vagonundayken korkmuyorum demiştin.
Et cette chanson sensationnelle "Fast Ride in a Patrol Wagon".
Ve sansasyon yaratan hüzünlü parçası "Fast Ride in a Patrol Wagon."
J'ai raté le bon wagon.
Fırsatı kaçırma olasılığım ne?
- Où? Là-bas. Le dernier wagon.
İlerideki, son araç.
Quand j'étais garde-frein, j'ai une fois trouvé un clodo endormi dans un wagon.
Tren yolunda çalışırken vagonun birinde uyuyan bir avare ile karşılaştım.
Je change de wagon.
Etrafta dolaşmayı severim.
Ici, on est mieux. C'est comme un wagon-lit!
Burası daha iyi, yataklı vagon gibi.
Ne touche pas au panier à pique-nique, il n'y a pas de wagon-restaurant en allemagne.
Piknik sepetine dokunma. Almanya'da karavan restoran yok.
Merci, mais j'irai au wagon-restaurant.
Yemek vagonunda yiyeceğim.
Mais voyons, nous étions assis face à face... dans le wagon-salon.
Gözlem vagonunda karşılıklı oturuyorduk.
Vous ne vous êtes pas trompée de wagon?
Yanlış vagona gelmedin mi?
Le grand wagon arrive!
Büyük vagonu da buraya getirin!
On donne une fête dans le wagon de la trésorerie.
Kırmızı vagonda bir parti veriyoruz.
Oui. En général, il est dans le grand wagon.
Evet Doktor genellikle öndeki vagonda bulunur.
Ceci arrêtera le wagon rouge.
Yolda kırmızı Vagonun arkasında duracak.
C'est le wagon des filles.
Bu kadınların vagonu.
Retournez dans votre wagon!
Vagonunuza geri dönün!