Translate.vc / французский → турецкий / Warp
Warp перевод на турецкий
1,854 параллельный перевод
Tu sais, cet étranger de Tau Ceti, celui qui contrôlait la distorsion par l'esprit?
Tau Ceti'den gelen yabancıyı hatırlıyor musun aklıyla warp alanlarını kontrol edebileni?
J'effectuais une simulation sur une configuration de distorsion.
Yeni bir warp alanı dizilimi denemek için canlandırma çalıştırıyorum.
Vous voyez, cette configuration augmente l'intégrité du champ de distorsion de 7 %.
Görebileceğiniz gibi, bu düzenleme genel warp alan bütünlüğünü yüzde yedi arttırdı.
Quand ces découvertes seront publiques, les configurations de distorsion seront différentes.
Bulguları yayınlandığında warp alan işleyişlerinde model oluşturacaklardır.
Avec votre permission, j'aimerais faire des tests pour voir si cette technique peut s'adapter à nos moteurs.
İzniniz olursa efendim, bu tekniğin bizim warp motorumuza uyarlanması için denemelere başlamak isterim.
Je sonde leur signature de distorsion.
Warp imzalarını tarayacağım.
Ro s'est glissée entre les propulseurs.
Ro bizi Warp beşiklerinin arasına park etti.
Pour éviter que le vaisseau de Riker et de Ro ne soit pris pour cible, j'ai transmis aux forces leur signature de distorsion.
Yarbay Riker ve Yüzbaşı Ro'nun gemisine ateş edilmemesi için warp imzalarını, saldırı gücümüze ilettim.
Autorisation de dépasser les limites de vitesse de distorsion pour cela.
Bu görev süresince warp hız sınırlarını aşmaya yetkilendirildiniz.
Le vaisseau fut détruit par une rupture du coeur de distorsion.
Bunu duyduğumu hatırlıyorum. Gemi Warp çekirdeği bozunumu sonucu yok oldu diye hatırlıyorum.
La fréquence est celle d'un coeur de distorsion de la Fédération.
Frekans değişimine bakılırsa, bu bir Federasyon warp çekirdeği.
C'est peut-être le Pegasus.
Pegasus'un warp çekirdeği olabilir.
D'après la force de la signature, le coeur du réacteur est intact.
İmzanın gücü ve kutuplaşmasına bakılırsa, warp çekirdeği halen sağlam gibi görünüyor.
La gaine est dans une chambre plasmique de distorsion.
Efendim, o kanal bir warp plazma kuyusunda.
"Vitesse exponentielle".
- Warp hızına çıkmalıyız!
"Vitesse exponentielle" pour la radio.
Telsizde warp hızı istiyorum.
Sautez-vous toujours sur les femmes à vitesse de distorsion, M. Paris?
Kadınlara her zaman warp hızında mı uçarsınız, Bay Paris?
Vitesse de croisière : distorsion 9,975.
9.975 warp hızını uzun süre sürdürebilir.
Le réacteur de distorsion aurait laissé une trace de résonance.
Hala, warp alanı tınlaması izlerini tespit edebiliyoruz. Kaptan.
- Pouvons-nous passer en distorsion?
Warp hızına geçebilir miyiz?
- Possible brèche dans le réacteur.
Muhtemelen, warp çekirdeği patlamak üzere.
Attention. Microfracture du réacteur.
Warp çekirdeğinde kılcal çatlaklar.
- Quelle est la pression du réacteur?
Warp çekirdeğinin basıncı ne?
Microfracture du réacteur.
Warp çekirdeğinde kılcal çatlaklar.
Cap sur DS9. Distorsion maximale.
DU9'a rota ayarlayın, azami warp.
Je relève un amas de signatures de distorsion par 187, marque 025.
Yönelme 187'ye 025'ten yaklaşan warp izi kümesi tespit ettim.
Je vais essayer de le dévier sur le moteur de distorsion.
Warp sürücüsüyle paralel bağlamaya çalışacağım.
Le moteur de distorsion.
Warp sürücüsü.
Les tachyons ont une vitesse supérieure à la lumière. Leur impact sur les voiles pourrait avoir fait passer le vaisseau en distorsion.
- Takyonlar ışıktan daha hızlı gittiği için,... yelkenler üzerindeki etkileri bizi bir şekilde warp hızına çıkarmış olabilir.
Passage en distorsion.
Warp hızına geçiyorum.
Si je ne me trompe pas, et je ne suis pas un expert, le Flaxien est sur le point de passer en distorsion.
Uzman olmamakla birlikte eğer göstergeleri doğru okuyorsam Flaxian gemisi warp hızına geçmek üzere.
Le vaisseau flaxien a explosé au moment où il est passé en distorsion.
Sensör kayıtlarımıza göre Flaxian gemisi warp sürücüsü çalıştığı an patlamış.
Je repasse en impulsion.
Warp hızından çıkıyorum.
Peut-être la radiation résiduelle d'une nacelle endommagée.
Hasarlı bir warp beşiğinden kalan atık radyasyon olabilir.
Un conduit à plasma était fracturé.
Warp plazma kanallarının birinde moleküler çatlak varmış.
Il nous a fallu deux fois plus de temps pour créer notre Alliance... 5000 ans, 10 000 ans... quelle différence ça fait?
Bizim için Ferengi Birliğini kurmak iki katı sürmüştü ve üstüne üstlük warp teknolojisini satın almak zorunda... 5.000 10.000 ne fark eder?
Nous avons déjà dépassé de 10 % la vitesse limite.
Şu anda bile güvenli seyahat hızını warp etkeninin 2 / 10'u kadar aşmış durumdayız.
Le réacteur de distorsion ne répond pas.
Deniyorum ağabey ama warp çekirdeği cevap vermiyor.
Quel est le pire qui puisse arriver?
Yani warp motorları kapanmayacak. Olabilecek en kötü şey ne?
Ejecter le réacteur de distorsion?
Warp motorunu atalım mı?
Le plasma du réacteur de distorsion pourrait lancer une réaction en chaîne dans la kémacite.
Warp çekirdeğinden ambara plazma salarsak, kemasit içerisinde zincirleme reaksiyon başlatabiliriz.
Ce qui créerait un flux d'inversion dans le champ de distorsion et ramènerait le vaisseau en vitesse normale.
Sonra reaksiyonu düzenleyip warp alanının içerisinde bir çevrim dalgası yaratır ve gemiyi normal uzaya zorlayabiliriz!
Si nous trouvons une source d'énergie assez puissante, nous pourrons déclencher un flux dans le continuum subspatial et recréer la distorsion temporelle qui nous a amenés ici.
Eğer yeterince güçlü bir enerji kaynağı bulabilirsek alt uzay sürekliliğinde bizi buraya getiren zaman warpını yeniden yaratabilecek geçici bir dalgalanma oluşturabiliriz!
Ce qui leur donnera la technologie de distorsion bien avant les humains, les Klingons, ou même les Vulcains.
Ferengilerin İnsanlardan, Klingonlardan hatta Vulkanlardan yüzlerce yıl önce warp teknolojisi olacak.
Nous venons du futur.
Warp çekirdeğimiz sabote edilmişti.
- Nous irons au coeur du champignon, exposant ainsi notre kémacite aux rayons, puis je lancerai les moteurs.
Oraya vardığımızda ne olacak? Doğrudan atom patlamasının içine uçacağız kemasiti beta radyasyonuna maruz bırakacağız ve warp motorlarını çalıştıracağız.
Si nous avons assez de kémacite, cela créera une distorsion temporelle - qui nous ramènera chez nous.
Yeterince kemasitimiz varsa tersine zaman warpı oluşturup, eve döneceğiz.
Envoyez les secours au tarif de distorsion, peu importe le coût.
Bağış malları sevkiyatının yüksek warp hızlı kuryeyle gönderildiğinden emin ol. Maliyeti hakkında da endişelenme.
- Le réacteur de distorsion va exploser.
Dax, bunu şimdi kontrol altına almazsak warp çekirdeğini harekete geçirecek.
Distorsion maximale.
Azami warp.
- Comment ça se fait?
Warp hızıyla gidiyoruz.