Translate.vc / французский → турецкий / Will
Will перевод на турецкий
11,380 параллельный перевод
Super. Will Kenney, inspecteur, Criminelle.
Adim Will Kinney, Cinayet Büro dedektifiyim.
♪ Will you keep moving on like you do?
# Böyle devam mı edeceksin?
♪ Will you keep moving on?
# Devam edecek misin?
♪ So will you keep moving on like you ♪
# Yani devam edeceksin... #
La seule chose qui y ressemblait c'est quand Jake ne savait pas qui était Will Shortz.
Kavgaya en yakın olayımız Jake, Will Shortz'u tanımadığı için olmuştu.
♪... will always love you ♪ - Tu arrives à croire ça? - Non.
Bazen hayat sana istemediğin şeyler verir ama sonunda bunun tam da ihtiyacın olan şey olduğu ortaya çıkar.
Oh, Will!
Will.
Will, voici Dani.
Bu Dani.
- Dani, Will.
- Dani, bu Will.
Ton service a lancé un avis pour un certain Will Balint.
Görünüşe bakılırsa departmanın Will Balint'i arananlar listesine almış.
Will Balint était suspecté dans une affaire de viol.
Will Balint yakın zamandaki bir tecavüz vakasının sanığıydı.
Will était un bon ouvrier.
Will iyi bir işçiydi.
- Qu'était-il avant ça?
Will'in önceki pozisyonu neydi?
Alors, j'ai vu Will qui gisait dans la boue.
Ve Will'in çamurda yattığını gördüm.
Trot a trouvé Will là-bas, un tuyau de 10 m à côté de lui.
Trot Will'i şurada aşağıda buldu. 30 foot borunun hemen yanında.
Vous avez écarté le corps de Balint pour pouvoir continuer à bosser?
Yani işinize geri dönebilesiniz diye... Will Balint'in cesedini kenara mı yuvarladınız?
Qu'avait Will Balint de si spécial pour qu'il y fasse exception?
Öyleyse Will Balint'in onu bir istisna yapan özelliği nedir?
Si c'est le cas, on doit trouver qui en savait assez pour identifier Balint comme le violeur.
Eğer öyleyse, davayı Will Balint'i tecavüzcü... olarak tanımlayabilecek kadar kim biliyor bakmak lazım.
Vic a dit que Will Balint venait d'être promu.
Vic Will Balint'in yeni terfi aldığını söylemişti, değil mi?
Elle doit savoir que Balint est mort.
Will Balint'in öldüğünü bilmeye hakkı var.
On est venu vous dire que Will Balint est mort.
Sana Will Balint'in öldüğünü söylemeye geldik.
Qui est Will Balint?
Will Balint kim?
C'était juste après qu'on ait trouvé Will.
Ama biz Will'i bulduktan hemen sonraydı.
Vérifie s'ils ont fini l'autopsie de Will Balint.
Will Balint'e otopsi yaptılar mı öğren.
J'essaie de savoir s'il ne veut pas le rappeler, ou si l'affaire Will Balint l'occupe vraiment trop.
Ben de anlamaya çalışıyorum. İstemediği için mi aramıyor... yoksa kendini Will Balint davasına mı kaptırdı.
Will Balint?
Will Balint?
Malheureusement. Le shérif Wilkins a conclu que la mort de Balint était accidentelle.
Maalesef, Şerif Wilkins Will Balint'in ölümünü kaza olarak raporladı.
J'ai vu les évaluations des employés. Will Balint n'était absolument pas qualifié pour ce poste.
Newett'in çalışan incelemelerine baktım... ve Will Balint bu pozisyon için kesinlikle yetersizdi.
Ferg voulait savoir s'il manquait une dent à Will Balint.
Ferg Will Balint'in dişinde eksik olup olmadığını sormuştu.
Will Balint est mort. Dans la boue. Le matin même où tu es arrivé au boulot couvert de boue.
Will Balint bu sabah çamurda öldü... senin işe çamur içinde geç geldiğinle aynı sabah.
On sait déjà que vous avez pointé pour partir à 9h21, cinq minutes après qu'on a trouvé le corps de Will Balint.
Vardiya çıkışını saat 9 : 21'da yaptığını biliyorum... Will Balint'in ölü bulunmasından beş dakika sonrasında.
Si vous n'avez aucune explication à tout ça, je vais devoir vous accuser du meurtre de Will Balint.
Şimdi, eğer tüm bunlar için bir açıklaman yoksa seni... Will Balint cinayeti ile suçlamaktan başka bir seçeneğimiz kalmayacak.
- Vous avez tué Balint? - Non.
- Will Balint'i öldürdüğün için mi?
Je suis arrivé. Trot Simic faisait du bouche-à-bouche à Will. Mais je pouvais voir que c'était trop tard.
Ben oraya varana kadar Trot Simic'e Will ağzıdan hava veriyordu ama bariz şekilde bunun için çok geçti.
Will Balint est venu me voir. Il voulait savoir à qui s'adresser quand on n'est pas à l'aise avec son superviseur.
Will Balint geçen hafta bana geldi ve süpervizörün ile... konuşmaktan çekiniyorsan nereye gitmen gerekir diye sordu.
Qu'avez-vous répondu?
Sen Will'e ne dedin?
Je me suis dit qu'ils avaient acheté le silence de Will.
Sonra anladım ki, Will'i satın almış olmalılar.
Ce que Will a dit à ces types l'a mené à la mort.
Will bu adamlara ne söylediyse ölümüne neden oldu.
Et ils doivent croire que Will m'a dit ce qu'il savait.
Ve bildiğim kadarıyla, Will ne biliyorsa benim de bildiğimi sanıyorlar...
Mais je suis prêt à parier que celui qui a tué Will doit avoir du bol en ce moment.
İddiaya girerim ki... Will'i öldüren kimse şu an aptal bir iyi şansın sefasını sürüyor.
J'ai pu enfin imprimer l'autopsie de Will Balint.
Nihayet Will Balint'in otopsi çıktısını aldım.
Il y avait de la boue dans l'œsophage de Will Balint et son estomac.
Will Balint'in boğazında ve midesinde çamur varmış.
Je sais qui a été promu après la mort de Will.
Onun ölümünden sonra kimin terfi aldığını da öğrendim.
Dommage que Will ne soit pas là pour fêter ça.
will'in burda olup kutlayamaması ne kötü.
Toutes les feuilles d'automne vont tomber.
"All the autumn leaves will fall away."
Et il ne s'arrêtera pas, jamais...
And it absolutely will not stop, ever...
et le mec de Good Will Hunting. Je veux dire, wow.
Böylece şüphelilerimiz Einstein, Dekart,..
Will, vous n'avez qu'à revenir à votre époque, et nous retournerons dans la nôtre.
Will, sen kendi zamanına geç biz kendi zamanımıza geçelim, her şey...
Will?
Will?
Youpi. Tu n'aimes pas Will, n'est-ce pas?
Will'den hoşlanmadın, değil mi?
Et moi qui disait à Mme Powell que jamais j'utiliserai l'algèbre dans la vie.
... ve Good Will Hunting'deki adama indirgendi. Yani...