Translate.vc / французский → турецкий / Yat
Yat перевод на турецкий
35,273 параллельный перевод
Si tu dois lui donner un entrepôt... J'espère juste que tu coucheras avec elle.
Ona depoyu vermek zorunda kaldıysan umarım onunla yatıyorsundur.
Qu'on découchait juste chez tante Susan.
Susan teyzesinde yatıya kalacağımızı söyledim.
Il l'a porté sur un yacht il y a cinq ans de ça.
Beş yıl önce yatındayken takmıştı.
Vous me faites penser que je devrais investir dans une montre correcte.
Bana düzgün bir saate yatırım yapmayı düşündürüyorsunuz.
En fait, nous prendrions un plus gros risque de perdre l'argent que nous avons investit dans cette maison.
Üstelik bu eve yatırdığımız parayı kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabiliriz.
Je suis allé chez sa mère après que tout est allé vers le bas.
Olaylar yatıştıktan sonra annesine uğradım.
À terre!
Yat!
Sur le sol!
Yere yat!
Ta famille a essayé de t'interner?
Ailen seni yatırmaya mı kalktı? Hayır.
D'abord tu prétends être une sœur aimante, et maintenant tu vas essayer d'être ma mère.
Yani önce ilgili kız kardeş ayaklarına yatıyorsun şimdiyse annelik taslamaya çalışıyorsun.
" Ci-gît Colt Bennett.
" Burada Colt Bennett yatıyor.
J'ai un homme innocent à la morgue qui a laissé derrière lui une femme et deux jeunes enfants, donc oui, c'est comme ça.
Morgda geride bir eş ve iki küçük çocuk bırakan masum bir adam yatıyor. Yani evet, aynen öyle.
Mais pour la défense de Jane, elle n'était pas au courant.
Ama Jane'in de hakkını verelim, bu olaylardan hiç haberi yoktu. Yatıştırıcı vermişler.
Et tu vas dormir sur le canapé.
- Git de kanepede yat.
Où allons-nous investir notre zéro pourcent supplémentaire?
Kazandığımız sıfır lirayı nereye yatırsak?
... un repas avec toutes les entreprises du pâté de maisons, et tu n'es pas invité.
... tüm meseleyi masaya yatıracağım, ve sen davetli değilsin.
Je n'ai pas juste investi dans ce bar, j'ai investi en toi.
Sadece bu bara yatırım yapmadım, Nick. Sana yatırım yaptım.
Vous avez une bouteille de rosé Domaine Chandon Étoile dans la glace, et cette magnifique femme qui est la votre dans vos bras.
Buza bir şişe şarap yatırmışsınız ve kollarınızda güzeller güzeli karınız.
Je ne sais pas où il déposait l'argent ni comment il l'obtenait.
Parayı ne zaman yatırdığını veya nereden bulduğunu bilmiyorum.
À terre.
Yere yatın.
À terre, tout de suite, arrête-le.
Yere yat, yere yat! Hemen alın şunu!
- Juste mens, d'accord?
- Yatıştayız tamam mı?
Le problème est étendu juste là. Tom, le Marine mort.
Problem tam orada yatıyor, Tom, ölü denizci.
Il investissait dans des start-ups, il était intransigeant concernant les boites qu'il finançait.
Teknoloji yatırımlarıyla başladı ve desteklediği şirketlerle uzlaşamaz oldu.
C'est sûrement pas pratique pour vous de me mettre de l'argent tous les mois sur mon compte, alors pourquoi ne mettriez-vous pas tout l'argent sur mon compte pour tout le reste de l'année maintenant, et comme ça vous seriez débarassé?
Muhtemelen her ay hesabıma para yatırmak sizi rahatsız ediyordur neden bu yılki toplam paramı hemen hesabıma yatırmıyorsunuz? Hem sonra meşgul olmazsınız.
Il m'a prise juste là sur le sol de la cuisine.
Beni mutfakta yere yatırırdı.
Il a investi 800 millions.
800 milyon dolarlık yatırım yapmıştı.
Dernier dépôt, il y a trois jours. Pas de retraits depuis.
En son üç gün önce para yatırılmış, o günden beri de çekilmemiş.
Vous ne faites pas un dépôt si vous pensez fuir rapidement.
Acil durumda çıkışın olsun istiyorsan para yatırmazsın.
Couches-tu avec mon mari?
Kocamla yatıyor musun?
J'ai appris une chose à Khe Sanh... ne pas tomber et faire le mort.
- Khe Sanh'ta öğrendiğim bir şey varsa yere yatıp ölü numarası yapmaman gerektiğidir.
Il appartient à père.
Babamın yatırım amaçlı gayrimenkullerinden birisi.
À moins qu'il ait braqué un banquier avant de tuer O'Neal...
Hırsız O'Neal'i öldürmek isteyen bir yatırım bankerini soymadıysa tabii.
Cependant, des radios ont probablement été faites quand M. Luana a été admis pour la première fois à l'hôpital.
Ancak Bay Luana hastaneye yatırıldığında muhtemelen röntgeni çekilmiştir.
Caches-toi!
Yere yat!
Au sol, évadés de la loi.
Yere yat yasa kaçkını.
Ouais, ou tu peux le dire à la femme de Frank, parce que c'est lui qui dort sur mon canapé.
Aynen, ya da Frank'in karısına söyle çünkü Frank benim kanepemde yatıyor.
Je vous subventionne seulement si vous restez ensemble.
Sadece bir arada kalırsanız büyük yatırımcınız olurum.
À force de m'en prendre, c'était devenu ma deuxième maison.
Uzun süredir "ilk ders" demek yerine "evde yatış" demeye başlamıştım.
Ton verre d'eau arrive. Mais ensuite, au dodo.
Tamam bir bardak su geliyor ama sonra hemen uykuya yatıyorsun.
Mon mari et moi, on a couru vers sa chambre, mais quand on est arrivés, mon bébé était par terre, inconscient.
Kocamla odasına koştuk ama oraya geldiğimizde bebeğim yerde bilinçsiz yatıyordu.
Tournez-moi sur le dos, c'est plus facile de trouver une veine.
Beni sırt üstü yatır. Damar bulmak daha kolay olur.
Et tu veux parier beaucoup, genre, quelques centaines?
- Fazla yatırmak mı istiyorsun, birkaç yüzlük gibi?
Oui. J'en suis pour 800 $.
Tamam. 800 yatırıyorum.
Bon, ces documents vous permettront officiellement de prendre Bill en charge.
Bu formlar Bill'i resmi olarak yatırmanızı sağlayacak.
Je rentre à 800.
- 800 yatırıyorum.
Rester sur ce canapé pour le restant de tes jours.
Hayatın boyunca kanepede yat o halde.
Quand la police l'a trouvé, il était inconscient, gisant au beau milieu de la route.
Polis bulduğunda bilincini yitirecek kadar kötü dövülmüş yolun ortasında öylece yatıyormuş.
Tony dîne et va se coucher vers 3h30.
Tony akşam yemeğini yedi ve 15 : 30 sularında yatıyor.
Peut-être que nous devrions tous juste dormir dessus.
Bir gece yatıp düşünelim.
Ils ont essayé de m'interner.
- Beni hastaneye yatırmaya çalıştılar.