Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / французский → турецкий / Yôko

Yôko перевод на турецкий

483 параллельный перевод
Yoshiko Tsubouchi Yoko Katsuragi
YOSHIKO TSUBOUCHI YOKO KATSURAGI
KAGAWA Kyoko : l'épouse d'Ishun MINAMIDA Yoko : la servante
Kyoko KAGAWA • Osan Yoko MINAMIDA • Otama
Yoko Mizuki
YOKO MIZUKI
Yoko Sugi, Teruko Nagaoka Yatsuko Tanami
SATOSHI YAMAMURA
Scénario de Yoko MlZUKI
Senaryo : YOKO MIZUKI
Delmonico est une boîte de nuit, péquenot!
Del Monico, Yoko'daki bir lokantanın adıdır.
Yoko
- Yoko'nun.
Yoko s'est disputée avec elle?
- Onunla tartışmış mı?
Yoko finira par comprendre.
Yoko sabretmeyi öğrenmeli.
Peu après la naissance de Yoko.
Yoko'nun doğum gününde kafayı çektiğinde.
Histoire originale KOIZUMI Yakumo Scénario MIZUKI Yoko
Original Story by Yakumo Koizumi Screenplay by Yoko Mizuki
Toshie KIMURA
TOSHIE KIMURA, YOKO MIHARA
- Yoko MIHARA Takeshi KATO
TAKESHI KATO, SHIGERU AMACHI
Elle ressemblait un peu à Yoko Tsukasa.
Biraz Yoko Tsukasa'yı andırıyordu.
Omatsu : NAITO Yoko
Isamu Kondo :
Shichibei : NISHIMURA Ko
Yoko Naito
Yoko!
Yoko!
TSUKASA Yoko KATO Go
YOKO TSUKASA GO KATO
ASAOKA Ruriko, TSUKASA Yoko,
ASAOKA Ruriko, TSUKASA Yoko,
Yoko.
Hey, Yoko.
YOKO YAMA Rie KISHIBE Shiro SAKAI Osamu
Yokoyama Rie Takamori Gen Asahina Naoyuki Sakai Osamu
Faites entrer Mme Yoko?
Bayan Yoko'yu içeri gönderir misiniz?
Félicitations Mme Yoko!
Tebrikler bayan Yoko.
Quand j'ai connu Yoko, on a pu y voir clair sur le moment dans ce qu'on faisait.
Biz Yoko'ylayken... daha eserlerin yaratım aşamasında bunun farkına vardık.
Je pense à moi, ou à Yoko, dans les chansons d'amour.
Biri olmalı. Kendimi düşünüyorum. Eğer bir aşk şarkısı ise Yoko'yu düşünüyorum.
"je t'aime, Yoko."
"Seni seviyorum Yoko." gibi şeyler işte.
Yoko exposait à l'Indica Gallery, à Londres.
Yoko'nun, Londra'daki lndica Galeri'de bir sergisi vardı.
Hier, John Lennon et son amie Yoko Ono ont été arrêtés en possession de marijuana.
Dün, John Lennon ve kız arkadaşı Japon aktris Yoko Ono... marihuana kullanmaktan tutuklanıp mahkemeye verildiler.
Et quand je suis négatif, j'ai Yoko.
Umutsuzlanınca, yanımda Yoko oluyor.
Si vous croyez me connaître, posséder une part de moi à cause de la musique, si vous pensez que je suis comme un chien en laisse si vous pensez que je suis comme un chien en laisse parce que je fais des choses avec elle, allez vous faire foutre.
Müzik yüzünden, beni tanıdığınızı ya da bir parçama sahip olduğunuzu... her şeyi Yoko'yla yaptığım için, tasmalı bir köpek gibi... beni idare ettiğini düşünüyorsanız... siktirin gidin derim size kardeşlerim.
Je ne suis pas là pour vous. Je suis là pour elle et moi.
Bu dünyada sizin için değil, kendim için ve Yoko için varım.
Vous devez admettre, John et Yoko, surtout vous, John, que vous vous êtes aliéné le public de vos débuts.
Sanırım ikiniz de kabul etmek zorundasınız ki, özellikle sen John... bu evre, sizi bu ülkede esas sevmiş olan insanlara karşı yabancılaştırıyor.
Ça a commencé lorsque j'ai rencontré Yoko.
Yabancılaşma, Yoko'yla tanıştıktan sonra başladı.
Qu'on critique notre travail, d'accord, mais la presse anglaise a dit que Yoko était laide.
Yaptığımız işle ilgili eleştirilere açığız. Ama İngiliz basını, gazetelerde Yoko için "çirkin" diye yazdı.
"Oh, Yoko." II s'est déjà arrêté là, tu te souviens?
"Oh, Yoko." Burada durmuştuk, hatırladın mı?
On va faire les harmonies sur "Oh, Yoko".
"Oh, Yoko." kısmının uyumunu yapacağız. Haydi ama!
Yoko et moi, en vivant ensemble, on savait que ce qu'on ferait serait dans les journaux.
Yoko ve ben... birlikteyken... ne yaparsak... Biliyorduk ki... ne yaparsak yapalım gazetelere çıkacaktık.
Ça va?
John ve Yoko.
John et Yoko, le dessinateur Al Capp.
Çizer Al Capp ile tanışın.
Quand John s'est mis avec Yoko, il a dit :
John, Yoko'yla evlendiğinde dedi ki...
" Yoko fait maintenant partie de moi.
" Yoko artık, benim bir parçam.
" Autrement dit : J'ai une main droite, une main gauche, et j'ai Yoko.
" Başka deyişle, sağ ve sol ellerim olması gibi, Yoko'm da var.
Elle venait en régie, on ne me prévenait pas.
Birdenbire, Yoko kontrolü eline almıştı.
Yoko, c'est un pot de thé frais?
Yoko, çaydanlıktaki çay taze mi?
Joyeux noël de la part de John et Yoko
John ve Yoko Mutlu Noel'ler Diler
Même dans les dessins, je parlais à Yoko.
Çizimlerimle bile. Yoko'yla konuşuyordum.
J'étais marié avant Yoko, je l'ai tout de suite épousée.
Yoko'dan önce evliydim ve ara vermeden Yoko'yla evlendim.
Il laissait derrière lui son innocence, sa jeunesse, pour devenir un homme, sérieux.
Bir adam, ciddi bir adam olmak için... Yoko'yla olmak ve çocuk sahibi olmak için... masumiyetiyle ve gençliğiyle... vedalaşması gibiydi.
Il voulait être avec Yoko, faire un enfant.
Bu da...
Yoko a suggéré qu'elle serait la compagne idéale pour cette mission.
Yoko, John'un bu görevi boyunca, Pang'in... uygun bir yoldaş olacağını söylemişti.
Le pire était d'être séparé de Yoko et de comprendre que j'avais vraiment besoin d'être avec elle, que je voulais être avec elle, et que je ne pouvais pas survivre sans elle.
En kötüsü Yoko'dan ayrılmaktı. Onunla olmam gerektiğini, onu istediğimi... onsuz yaşayamayacağımı... fark ettim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]