Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / французский → турецкий / Zam

Zam перевод на турецкий

2,698 параллельный перевод
Et une augmentation.
Zam da isterim.
Est-ce le genre de comportement qui disparaît avec une augmentation?
Böyle rol yapmanızdan korkup zam yapacağımızı mı düşündünüz?
Liz Schneider en était, elle a eu la rubéole.
Liz Schneider dördüncü kişiydi ama kızamık oldu.
J'ai retrouvé la mémoire! Et c'est grâce à un putain de charlatan bolivien.
Hafızamı tazeledim ve lanet bir Bolivya ördeğine benziyor artık.
Si je me souviens, vous avez toujours dit que les hommes tués à San Vicente n'étaient pas vos bandits.
Hafızam beni yanıltmıyorsa siz hep San Vicente'de öldürülen haydutların sizinkiler olmadığını söylüyordunuz.
- Je me souviens de trucs.
- Hafızam kuvvetlidir. - Sanırım.
Qui en veut un bout? Contre ma volonté?
Benim rızam dışında tadıma bakmak isteyen var mı?
J'ai une augmentation?
- Zam alacak mıyım?
Je sais que tu ne m'as rien demandé et que c'est idiot... mais tu as ma bénédiction pour l'épouser.
Biliyorum istemezdin zaten ama aptalca olsa da onunla evlenmek için rızamı aldın.
Elle est même pas autorisé être en colère contre vous, et elle ne peut pas être en colère contre vous sur le cancer, peut-elle?
Sana kızması bile çok yanlış... Kanser olmana kızamıyor sonuçta, değil mi?
Il faudrait que... je regarde les reçus pour m'en souvenir.
Öncelikle hafızamı tazelemek için makbuzların kopyalarına bir bakmam gerek.
Ooh, des sorts qui rendent l'esprit, des sorts pour la mémoire, des sort....
Zihnimizi canlandıracak, hafızamızı güçlendirecek, kötülükten arındıracak- -
Sookie, je ne veux pas que ma mémoire me revienne.
Sookie, hafızamı istemiyorum.
Ça valait le coup d'augmenter le loyer?
Senede % 2.5 zam şimdi nasıl hissettiriyor?
Tu veux m'augmenter?
Bana zam mı yapacaksın?
Parce que j'ai une balle là où devrait se trouver ma mémoire.
Çünkü hafızamın o kısmında bir kurşun var.
Ma mémoire reviendrait?
Hafızamın geri gelmeye başladığını mı düşünüyorsun?
Il a eu une augmentation.
Maaşına zam aldı.
Pas mes prouesses. Ma mémoire.
Hayır, sadece hafızamı abarttım.
J'arrête pas de demander à Mac de t'augmenter, et il ne m'écoute pas.
Mac'e hep söylüyorum sana zam yapsın diye ama beni hiç dinlemiyor.
Regarde, je veux une augmentation!
Bak, zam istiyorum.
Si j'ai pas une augmentation, je démissionne.
Eğer zam vermezsen, işi bırakırım.
C'est pour cette raison que vous avez mon approbation.
Bu nedenle, yalnızca bu nedenle bu işe rızam var.
Je n'ai pas la mémoire des visages.
Yüz hafızam pek iyi değildir.
Je suis avocate, j'ai une mémoire photographique.
Ben bir avukatım, dolayısıyla fotoğrafik hafızam var.
Ça, c'est mon frère, Zuko. Sniper.
Hafızam kuvvetli olmazsa, kaçırdıklarımı nasıl bulurum sonra?
C'est pourquoi vous vous êtes augmenté de 400 %.
Ama kendinize bir yandan % 400 zam vermişsiniz.
Et on devrait s'assurer que toi et Carmen et Pindy ayez une augmentation pour tout ce travail acharné que vous faites pour nous.
Bu arada sen, Carmen ve Pindy'e de uğraşmanızdan ötürü zam yapılmasını isteyeceğim.
Je veux me rafraîchir la mémoire.
Hafızamı canlandıracak bir şey.
Eh bien, je n'avais que ça dans mes notes, mais j'ai une très bonne mémoire, Ted.
Notlarımda sadece bunlar vardı... bu önemliydi ama... oldukça iyi bir hafızam vardır, Ted.
Ça m'a débloqué la mémoire. J'avais une image en tête et j'ai réalisé que quand on a parlé, vous n'aviez pas votre marteau à votre ceinture.
Bilemiyorum, sanırım bu bir şekilde hafızamı canlandırdı çünkü birdenbire aklımda bir çeşit fotoğraf belirdi ve konuştuğumuz zaman bunun farkına vardım alet çantandaki çekiç kaybolmuştu.
Augmentation?
- Ne kadarlık bir zam bu?
Et vu l'augmentation qui va avec, on pourrait acheter une maison.
Güzel bir zam olacak. Sonunda o küçük daireden çıkıp güzel bir eve taşınacağız.
Tu m'as pas demandé mon avis.
Benim rızamı almadın ki.
Du calme, bébé. Regarde ton portable. Seigneur!
Angela, bu kadar iyi bir iş çıkardığım için zam bile alabileceğimi söyledi.
Tu veux une biffle avec?
Zam. İlginç.
J'étais là quand il a eu la rougeole, le bras dans le plâtre et j'étais avec lui aux toilettes quand il a dû évacuer une tête de Big Jim.
Boğmaca ve kızamık olduğunda, bir yeri kırıldığında ona ben baktım. G.I. Joe saçlarından kurtulmaya çalışırken onunla banyoda ben oturdum.
Il vous a donné l'impression que j'étais d'accord?
Bu da rızam var hissi verdi mi sana?
J'ai une trés mauvaise mémoire, pouvez-vous juste...
Hafızam çok kötüdür, direkt söyleseniz...
C'est pour ça que je n'arrive pas á me fâcher.
Onun için kızamıyorum sana.
Et je suis là aussi pour vous demander une augmentation.
Ve sanırım burda olmamın sebebi zam istemek.
- Rafraîchissez-moi la mémoire.
Yani hafızamı tazelemeniz gerek.
Abe promet de m'augmenter depuis 2 ans.
Abe iki yıldan beri her ay zam için oyalayıp durdu.
Mas ai-je vu un dollar de plus?
Ama maaşıma bir dolar zam aldım mı?
- Mon loyer a augmenté.
Ev sahibim kiraya zam yaptı.
Sammy veut juste une augmentation.
Sammy'nin bütün istediği küçük bir zam böylece ev kirasını ödeyebilecek.
Vous la couvrez de diamants mais ne pouvez pas augmenter Samuel?
Yani onun parmaklarını elmasla donatıyorsun ama Samuel'e 50 cent zam yapamıyorsun öyle mi?
Abe m'a appelé pour me reprendre en me donnant mon augmentation.
Abe aniden beni çağırdı ve işimi geri verip zam yapmayı kabul etti.
Et je m'écroulerai en bavant.
Sen hafızamı çok zorlayıp duvara zarar vereceğimden cehennemi hatırlayacağımdan korkuyorsun değil mi? Sonra birden yere öylece yığılıp kalacağımdan.
Oui.
Evet, rızam olmadan.
Si tu savais...
Kızamıyorum ama çok özlüyorum Özgür.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]