Zo перевод на турецкий
165 параллельный перевод
On le voit à peine...
Zoır görüyorum.
Dis-moi juste...
- Bana sadece neden evlenmek zo...
C'est, voyons... C'est difficile de...
Bu, ee... söylemesi zo...
Non, ça fait "Anzo." On va à "Anzio".
Hayır. Sen "AN-ZO" diyorsun, bizim gittiğimiz yer "ANZ-I-O."
Le paradis Blanc de l'enfer
"Cehennemdeki Beyaz Cennet" "Jigoku e Iku Zo! Daigoro" ( Cehennemden kurtuluyoruz, Daigoro! )
Attends une seconde. George, il est garé, ce gars-là.
Adam park etmiş, etrafından dolaşabilirsin, beklemek zo...
C'est un moine du monastère Xo, en Chine.
Bu adam Çin'deki Zo Manastırından bir keşiş.
J'ai laissé le livre en lieu sûr, dans le monastère de Xo.
Kitabı Çin'de bildiğim en güvenli yerde bıraktım. ... Zo Manastırına.
- Le monastère Xo?
- Zo Manastırı...
Réglons ça sur le podium. Han... Solo!
Bu alemde biz de yer edindik ne demek Han Zo.
Ils ont seulement dit : "Chaka zo".
- Bütün dedikleri "Chaka zo".
- Oh, ça n'a pas été si terrible, si?
- Off, daha kötüsü olamazdı, - zo Evet?
Ca n'a pas été si terrible, si?
Bu o kadarda kötü değildi, zo yes?
Zo. Allez, ma puce.
Kimse bana evlilik sözleşmesi imzaladığımı söylemedi.
Discus Stu a de l'ouzo pour deux-zo.
Discus Stu size uzo getirdi.
C'est quoi ce plan?
Olay nedir Zo? Ne oldu, ha?
C'est ta meuf?
- Bu senin kızın mı, Zo? - Bırak onu gitsin, adamım.
Jette-la!
Bırak onu, Zo.
Barr-zo, je suis fier de toi.
Baksana Barr-zo, seninle gurur duyuyorum.
Jo In-sung
ZO In-sung
Bo-ko-do-zo-go-bo-fo-po-jo!
Bo-ko-do-zo-go-bo-fo-po-jo.
Merci, Zo.
Sağ ol, Zo.
Salut, Zo, reste à l'intérieur.
Zo, içeride kalın.
- Zo, qu'est-ce que tu fais?
Zo, ne yapıyorsun? Gitmen gerek.
Avez-vous de... l'a... zo... te li... h oui... de?
Sizde şey var mı? Li-ki-çit ni-tro-hazhin.
On pense que quelqu'un en veut à Zo...
Birilerinin belki de Zohan'ı saf dışı etmeye çalıştığını...
Zo, je ne peux pas croire que tu ne m'as pas appelée en premier!
Aman Tanrım Zo! İnanamıyorum sana. İlk beni aramamışsın!
Désolée.
Affedersin Zo.
Je ne sais pas, Zo.
Bilmiyorum Zo.
Je suis désolé, Zo.
Üzgünüm, Zo.
Il a besoin de toi, Zo.
Sana ihtiyacı var, Zo.
C'est un peu dif...
Bu biraz zo...
C'est quoi, le problème?
Zo - Niye büyütüyorsun?
Ça va aller.
Zo, bana bir şey olmayacak.
Tu réfléchis trop, Zo.
Çok fazla kafa yoruyorsun Zoe.
Je suis vraiment navrée.
Çok üzgünüm Zo.
- Je ne peux rien confirmer.
Bunu ne doğrulayabilirim ne de yalanlayabilirim Zo.
Désolé, Zo.
Üzgünüm Zoe.
Zo?
Zoe?
Hey,'zo!
Selam,'zo!
- Zo...
- Zo...
Chaka n'est pas différent d'eux.
Chaka zo. Chaka farklı değil.
Zo.
Beni öldürecek misin?
On y va!
Zo.
Hey, Zoé.
Hey, Zo.
Salut, Zo.
Selam, Zo.
Zo...
Zo...
Attends, je dois...
Bekle, bekle, Gitmek zo..
Zo?
Zo?
Tu es prête a fermer tes yeux?
Selam, Zo.
- Zoey...
- Zo...