Translate.vc / французский → турецкий / Zula
Zula перевод на турецкий
210 параллельный перевод
Si vous voulez une petite goutte de gin plus tard, j'en ai de caché dans la garde-robe...
Canın burnundan cin çekmek isterse zula yerini biliyorum buradaki dolapta.
Il a une arme.
Zula edilmiş bir silahı var.
Il va falloir te débrouiller ou je ne survivrai pas.
Yapma Alfred, mutlaka köşeye bir yere zula yapmışsındır. Viskisiz yaşayamam. Ne diye debeleniyorsun ki?
J'ai deux doses d'héroïne planquées dans le col.
Yakasına biraz eroin zula etmiştim.
De bonnes planques pour dissimuler un tas de pognon.
Ama iyi bir zula. Bir yığın mangırı saklamak için harika bir yer.
Les filles, installez vos affaires ailleurs.
Zula için daha iyi bir yer bulmalısınız kızlar.
T'as vu... Elle le cache dans le tiroir pour que pépé le lui vole pas.
Büyükbabam yürütür diye, annem korkudan çekmeceye zula ediyor.
C'est du solide.
Bunlarda zula yok.
C'est une cachette.
Orası bir zula.
Ils comptent s'en prendre à la plus grosse planque en ville.
Buradaki en büyük zula yerini soyacaklar.
- Zula?
- Zula mı?
Zula.
Zula.
Un compte en banque privé... Un magot de côté!
Özel bir banka hesabı - bir zula!
Ça fait une très bonne cachette.
Çok iyi bir zula.
Arrive, salaud!
Zula yap, çabuk uzayalım!
Elle en a un tiroir plein.
Sanki savaş için zula yapmış.
Oui, iI nous laisse Ie lot birman entier pour 50 millions.
- Evet. Tüm zula için 50 milyon.
Celle-la n'offre ses services qu'aux criminels qui désirent cacher ce qu'ils ont volé.
Bu depo, yalnızca suçluların, başkalarından çaldıklarını saklamakta kullandıkları bir zula
C'est bien.
Güzel zula.
On peut planquer des trucs?
Zula olarak kullanılabilir mi?
Ca fout les boules mec, Red n'a rien dit sur le paquet... ce qui signifie qu'il est passé au stade le plus effrayant :
Kafayı yiyeceğim adamım. Red zula hakkında hiç bir şey söylemedi... ki bunun tek bir anlamı olabilir, bağırmaktan çok daha korkunç bir evreye geçmesi.
Forman, c'était mon paquet.
Forman, zula benimdi.
C'est leur planque.
Zula orası.
C'était le réapprovisionnement de la tour.
Kulelerin zula yerini bulduk.
Lui aussi a fait le kidnapping.
Zula işinde oda ordaydı.
Je dois le retrouver à l'entrepôt.
Onunla zula deposunda buluşmamı söyledi bana.
Il était rempli jusqu'au double fond, situé à sept mètres cinquante de l'entrée.
Öndeki 7,5 metrelik kargonun arkasında zula bölümü var.
Tout d'abord, quelle taille avait le faux compartiment?
İlk olarak, zula kısmının büyüklüğü ne kadardı?
C'est un chargeur utilisé par les détenus pour cacher l'argent ou la drogue.
Bir zula. Mahkumlar para ve uyuşturucu saklamakta kullanır.
Je suis sûr qu'il a caché les éléments quelque part.
Malzemeyi bir yere zula ettiğinden eminim.
Il y a beaucoup d'endroits où on pourrait planquer des diamants.
Çalıntı elmas saklanacak çok zula var.
L'herbe doit venir de Californie!
Bu zula California'dan olmalı.
C'est la seconde planque qu'ils dévalisent ce mois-ci.
Bu ayki ikinci zula.
" Tri, planque cette saloperie chez Neesey.
" Hey Tri, Neesey'in oradaki zula patlamış.
Pour protéger l'or contre les inondations, les feux, ou les tremblements de terre... la cachette est divisée entre 4 villes différentes.
Altınları, yangından, selden ve depremden korumak için zula parçalara ayrılır ve dört ayrı şehre gönderilir.
Une cachette.
Bir zula.
il a dit avoir caché des objets à votre domicile.
Malları senin evine zula ettiğini söyledi.
il y a sûrement de la nourriture pour chat quelque part.
Kız bir yelere mama zula etmiş olmalı.
Zulu Papa Uniform Three Seven One.
Zula Papa Üniforma Üç Yedi Bir.
Jamie, où tu as...?
- Zula mı?
Je pense t'avoir très bien entendu dire "la cachette".
- Zula dediğini gayet net duydum
Toi et moi partenaires.
Zula mı?
Il y a pas loin d'un million de dollars, Eric, caché avant qu'ils n'aillent sur le pont-levis.
Burada 1 milyon dolardan fazla para var Eric. Köprüye varmadan zula etmişler.
Dans le placard à pharmacie et arrête d'appeler ça la marchandise!
Ecza dolabında ve kalp ilaçlarına zula demeye başlama!
- Mm-mm. - Je connais pas de planque.
Zula falan bilmem ben.
- La planque, gamin.
- Zula nerde, ufaklık.
Je connais pas de planque.
Zula falan bilmem ben.
Si c'était une planque pour, disons, de l'argent liquide,
Ola ki buraya bir şey zula edildiyse, para gibi mesela artık "gitmiş".
Mais on a trouvé une arme automatique dans son van.
Arabasında zula edilmiş bir tam otomatik silah da bulduk.
La cachette.
- Zula Jamie, sen zulayı nasıl
"Butin."
'Zula.'