Translate.vc / португальский → турецкий / Aberdeen
Aberdeen перевод на турецкий
119 параллельный перевод
- Já não vale a pena ir até Aberdeen!
Şimdi Aberdeen'e gitmenin bir faydası yok.
Vou para Aberdeen, ao projecto de interferência.
Parazit makinesi projesi için Aberdeen'e.
Não sei quase nada de Aberdeen.
Oradan hemen hemen hiç haber yok.
Ninguém ensina um velho frequentador dos pubs de Aberdeen a aplaudir.
Kaptan, Aberdeenli bir bar müdaviminin alkış tutmasını öğrenmesine gerek yok.
Duvido que já lhe tenham falado dos nevoeiros de Aberdeen.
Sanırım kimseler size o harika Aberdeen sislerinden bahsetmedi.
A minha mulher, Maureen, fugiu com uma garrafa de uísque Bell, durante o jogo entre Aberdeen e Raith Rovers, que acabou com um empate sem golos.
Eşim Maureen, sıfır sıfır berabere biten Aberdeen - Raith Rovers maçında bir şişe Bell viskiyle kaçtı.
O seu sentido de posicionamento evitou o aumento de pressão da duvidosa defesa do Aberdeen.
Pozisyon duyarlılığı Aberdeen defansında baskı oluşmasını önledi.
- Em Aberdeen. Em Clydeside.
Aberdeen, Clydeside...
O comboio que chega na plataforma no. 2 é o Escocês Voador vindo de Aberdeen.
Aberdeen'den gelen Flying Scotsman gece treni ikinci perona yanaşmak üzeredir.
Um dia, numa viagem de comboio de Aberdeen para Liverpool uma viagem que recomendo como castigo para desertores Berriton saiu-se com " O quê?
Bir gün, Aberdeen'den Liverpool'a trenle giderken asker kaçaklarına ceza olarak önereceğim bir yolculuk Berriton şöyle dedi :
Oldsen, Knox Oil and Gas, Aberdeen.
- Oldsen. Evet, Knox Petrolleri, Aberdeen.
Conhecemo-nos em Aberdeen.
Danny. Aberdeen'de tanışmıştık.
Temos alguns dados em Aberdeen.
Bu konuda Aberdeen Laboratuarı'nda çoktan veri toplamış durumdayız.
Apanhe o helicóptero para Aberdeen. Vá para Houston.
Helikopteri al, Aberdeen'e git ve oradan da Houston'a uç.
Vou ter contigo à esquina da Aberdeen com a Vermont, daqui a dez minutos.
Seninle 10 dakika içinde Aberdeen ve Vermont'un köşesinde buluşalım.
És o melhor vendedor de arenque, com uma grande fama entre os peixeiros de Aberdeen.
Sen, Aberdeen balıkçıları arasında saygıdeğer bir ticarethanesi olan baldırı çıplak bir çiroz tüccarısın. Bu fırsatı kaçırma.
Baldrick, seu cérebro é como o peixe-mostro de quatro cabeças, comedor de homens, de Aberdeen.
Baldrick, senin beynin aynı, Aberdeen'deki dört kafalı - insan yiyen - mezgit balığı canavarı gibi.
Claro que não, Majestade e talvez Lorde Melchett gostasse de me chicotear nu, pelas ruas de Aberdeen?
Hayır, elbette ki farketmez efendim. Lord Melchett, belki Aberdeen sokaklarında beni çırılçıplak kamçılamak da ister?
Pergunte-lhes quem preferem conhecer, o Comandante de Esquadrão Flashheart e o homem que limpa as casas de banho públicas em Aberdeen, e eles escolheriam sempre Wee Jock "Cheiro-a-cocó" Mcplop.
Sorun bakalım, kiminle tanışmayı tercih ederlermiş, Filo Komutanı Flashheart'la mı, yoksa, Aberdeen'deki umumi helaları temizleyen adamla mı, veyahut, hep hayran oldukları Wee Jock Poo-Pong Mcplop'la mı?
Composição 1-7-9 com destino a Washington, D. C., com passagem por Newark, Menlo Park, Trenton, Filadélfia, Aberdeen e Baltimore.
Washington D.C.'ye gidecek 179 numaralı tren... Newark, menlo Park, Trenton, Philadelphia, Aberdeen ve Baltimore'a da uğrayacaktır.
Quatro mulheres de Aberdeen desapareceram num mês.
Bir aydan kısa sürede, Aberdeen'de dört kadın kaybolmuş.
Todas as vítimas de Aberdeen tinham respondido a anúncios de jornais locais.
Aberdeen'deki kurbanların her biri yerel gazetede kişisel ilan vermişler.
Abriu a conta com o cartão de uma das vítimas de Aberdeen.
Aynı kişi olduğunu nasıl bildin? Çünkü, internet hesabını Aberdeen'daki kurbanlardan birinin kredi kartı ile açtırmış.
Deves encontrar a mesma coisa nas vítimas de Aberdeen.
İddiaya girerim ki Aberdeen'deki kurbanları da kontrol edersen tamamen aynı bulgularla karşılaşacaksın.
Aberdeen domina!
Aberdeen en iyisi!
Fica um pouco fora de mão, em Aberdeen.
Hastane biraz yol dışında ama. Aberdeen'de.
Você parece-se bastante com o estrangulador de Aberdeen. Continuando...
İçimden bir ses senin Aberdeen Strangler'a tıpatıp benzediğini söylüyor.
Se anda à procura de trabalho, tente Aberdeen.
Eğer iş arıyorsan, Aberdeen'i dene.
John Barrett de Aberdeen, Maryland, Robert Gordon, Richmond, Virginia.
Aberdeen, Maryland'den John Barrett. Virginia Richmond'dan Robert Gordon.
Também de Pensacola... mas nos 2 últimos meses era temporário... na Base de Testes de Aberdeen, em Maryland.
Yüzbaşı Dean Westfall da Pensacola'daymış ama iki aydır Marylan'deki Aberdeen Tecrübe Sahası'nda geçici görevdeymiş. - Tecrübe Sahası mı?
Nenhum sistema de segurança de Aberdeen faz um scan às mãos ou impressões digitais.
Aberdeen'deki sistemlerde parmak ve avuç izi kullanılmıyor.
Ei, quero saber o que é que o Westfall fazia em Aberdeen... quando eu voltar.
Ben dönene kadar Westfall'un Aberdeen'de ne iş yaptığını bulun.
Já descobriram o que é que o Westfall fazia em Aberdeen?
Westfall'un Aberdeen'de ne yaptığını hala öğrenmedik mi?
Ele estava apenas alocado em Aberdeen.
Aberdeen'de sadece kayıtlıymış.
O aeroporto em Aberdeen estará fechado.
Aberdeen havaalanı kapalı olacak.
Para me deixares completamente tranquilo, deixas-me levar-te à estação de Aberdeen e vais no comboio para norte.
Gerçekten içimi rahatlatmak istiyorsan, seni, Aberdeen istasyonuna götürüp... kuzeye giden bir trene koymama izin ver.
E a minha tia Mary... creio que lhe podíamos chamar uma aspirante a artista, ela fez parte de várias bandas de bares em Aberdeen.
Mary Halam, sanırım ona müzisyen olmaya can atan birisi derdiniz,
Ela foi definitivamente a pessoa que mais me ajudou na vida, no que diz respeito a música, porque deu-me uma guitarra eléctrica hawaiana e um amplificador quando eu tinha 8 anos.
Aberdeen'de pek çok bar grubuyla çalmış ve müzik konusunda, kesinlikle hayatımdaki en yardımsever insandır. Sekiz yaşımdayken bana bir Havai elektrik gitar amfisi verdi ve bana Beatles kayıtları vermekten de o sorumludur.
Eu não percebia o meu meio, o que viria mais tarde, que tipo de alienaçao sentiria quando fosse adolescente porque pensava que Aberdeen era como qualquer outra cidade da América.
Çevremi ve beni neyin beklediğini hiç anlamadım. Gençliğimde, Aberdeen'i Amerika'daki herhangi bir şehirmiş gibi düşünmemle nasıI bir yabancılaşma hissederdim?
Sabes como é em Aberdeen, eles não eram como os marrões em geral.
Aberdeen'de, onlar ortalama inekti.
- A outra única vez que me lembro da minha mãe e erva, eu tinha 6 gramas de erva de Aberdeen, cena pesada em cima da mesa.
Masanın üstünde sekiz tane'Aberdeen Hard Buds'ım vardı,
Durante uma das minhas mudanças entre Aberdeen e Montesano, que é a cerca de 40km de Aberdeen, é uma cidade de serração mais pequena...
Aberdeen'den Montesano'ya giderken, bir gezimde Montesano, Aberdeen'den 30 km falan uzaklıkta daha küçük bir şehirdir.
nós tocávamos na casa do Kris em Aberdeen. Ele tinha uma casa enorme.
Krist'in Aberdeen'deki evinde doğaçlama çaldık, evi büyüktü.
Porque eu estava a viver a versão fantasia de Aberdeen de ser um punk rocker, sabes.
Çünkü ben Punk-rock dinleyen birinin Aberdeen hayal versiyonunu yaşıyordum sadece.
Quer dizer, eu vivia no meu pequeno mundo de fantasia artística em Aberdeen. E também me mantive isolado em Olympia.
Aberdeen'de kendi küçük sanat dünyası hayalimde yaşadım ve kendimi Olympia'da da gözlerden uzak tuttum.
Era degradante pensarem em nós como um roqueiro pisado de Aberdeen que nunca tinha ouvido falar dos'Wipers'na puta da vida.
Bunları düşünmek Aberdeen'den gelen Rock dinleyen kişiymişim gibi küçümseyici hissettirdi.
Lenore Simkins, encontrada desmaiada na rua.
Lenore Simpkins. 18'inci Cadde, Aberdeen kavşağında bulunmuş.
Os leitores do "Alberdeen Argus" vão querer saber sobre isso.
Aberdeen Argus okuyucuları bunu okumak isteyecekler.
Números dos medidores de marés de Mory e de Aberdeen.
Bu, selin Amber köprüsü civarındaki ilerleyişini gösteriyor
Pode enviar-me por email os dados... de todas as válvulas de medição de marés a sul de Aberdeen?
Güney bölgesindeki vakalarla ilgili resimleri emailime gönderebilir misiniz?
Washington, Los Angeles, Aberdeen, Washington.
Arkansas, Colorado, Seattle, Washington Los Angeles, Aberdeeen, Washington'lular.