Translate.vc / португальский → турецкий / Acabá
Acabá перевод на турецкий
35,816 параллельный перевод
Eu me pergunto se você poderia me dizer um Pouco sobre seu pai?
Acaba bana biraz babandan bahsedebilir misin?
Tenho pequenas preocupações, Você sabe que eu estou na escola e alguém me chama para o
Küçük endişelerim var okuldayım biliyorsunuz ve birisi beni ön sıraya çağırdığında "Acaba babama bir şey mi oldu?" gibi bir şey oluyor.
Quanto cobrariam?
Acaba ne kadar para isterler?
O que aconteceu a ligar, em vez de fazer as coisas pelas costas?
Neden en son yaptığı gibi aramak yerine arkamızdan iş çeviriyor acaba?
- Como poderia?
Kusura bakma da nasıl aşacaktım acaba?
Como és minha assistente, será que poderias hospedá-los?
O yüzden bir süreliğine kalacak yere ihtiyaçları var. Acaba yardımcım olarak onları misafir edebilir misin diyecektim?
Apesar que pode ser e acaba por ser.
Gerçi sıklıkla oraya varıyor masajın sonu ama neyse.
O que faço agora?
Ne halt ediyorum ben acaba?
- Quando acaba o contrato?
- Bilmiyorum, sözleşme ne zaman bitiyor?
Espera só até as coisas terminarem... Desculpa. Quando acaba o arrendamento?
İşleri biraz oluruna bırak- - Bir dakika sözleşme ne zaman bitiyordu?
Porque fico com a impressão que, quando estavas na faculdade de Direito, passaste por algo deste género?
Neden sen de okuldayken bu tarz şeylerle uğraştın gibi düşünüyorum acaba?
O que ele ia dar-te?
Adamın sana ne vereceğini düşünüyorsun acaba?
Acaba-se a hipótese de o Mike ser libertado.
O zaman Mike'ın hapisten çıkma şansı yok olur.
A da Cinderela não acaba bem.
Külkedisinin hikayesi iyi bitmiyor.
- O que é que ela quer dele?
- Ondan ne istiyor acaba?
Porque é que a Lucy Bauer pensa que poderá ter êxito desta vez?
Lucy Bauer neden bu sefer işe yaracağını düşünüyor acaba?
Foi algum tipo de arma energética?
Bir tür enerji silahı mıydı acaba?
Como é que ele sobreviveu?
- Nasıl hayatta kaldı acaba?
O que é aquele objecto na parede?
- Duvardaki obje ne acaba?
O que teria feito nesses dois minutos sem ti?
- Mm. Sen olmadan ben o 2 dakika ne yaptım acaba?
E será que ficarei grávida, irá... Alguém dar por isso?
Eğer hiç hamile kalamazsam, acaba, birisi bunu farkedebilir mi?
Então... este tipo mata quatro pessoas com dias de diferença no mesmo hotel e acaba morto?
Yani bu herif, aynı otelde aynı günler içinde. iki çifti öldürdükten sonra kendi de öldürülüyor?
E quem é você?
Adın nedir acaba?
Espera, por acaso trouxeste...
Dur biraz, acaba...
Fazem alguma ideia quando vai estar pronto?
İşiniz ne zaman biter acaba?
Agora quem está a enganar a si próprio?
Asıl kendini kandıran kim acaba?
Com licença. Posso...?
Affedersiniz, acaba ben...
- Pelos piratas informáticos?
- Siber saldırıda mı sızdı acaba?
- Pode repetir a pergunta?
- Soruyu tekrar alabilir miyim acaba?
Será que...
Acaba...
- Isto acaba agora!
- Buna artık son vereceğim!
E o meu pai, que costuma ser o racional, também está apavorado, então... podemos ser rápidos e acabar com isto e dizer aos dois que não há nada para se preocupar?
Ve genelde mantıklı davranan babam da şu an ne yapacağını şaşırdı. Acaba bunu hızlı bir şekilde halledip bir sorun... -... olmadığını açıklayabilir miyiz?
Pode iluminar o auxiliar?
Vekil beyi aydınlatabilir misin acaba?
Quando vai usá-lo?
Her zaman böyle dersin. Acaba bunu ne zaman kullanacaksın?
E isso nunca acaba. Uma vez pai sempre um pai.
Ve bu hiçbir zaman bitmez.
Acaba com os prisioneiros.
Mahkumları öldürün.
Peço desculpa, é a fala de quem?
Pardon, kimin sırası acaba?
Ouçam, não me entendam mal, malta, eu acho que é hilariante e percebo completamente que o sexo foi o que me fez popular, mas... seria muito ao menos uma vez dizer uma piada que traga glória a Deus?
Bakın, beni yanlış anlamayın çocuklar, Bence oldukça komik, ve seksle ilgili esprilerin beni popüler yaptığını biliyorum, ama sadece bir kereliğine Tanrı'yla ilgili bir espri yapmamız, bizi öldürür mü acaba?
Podes mostrar-me como se desliga a lanterna no meu telemóvel?
Telefonumun fenerini nasıl kapatacağımı gösterebilir misin acaba?
Claro que sinto falta da minha família. Mas tudo acaba por chegar a um fim, e tu... tens que continuar em frente.
Tabi ki ailemi özlüyorum ama her şey zamanla sona erdi ve seninde, yoluna devam etmen gerekir.
Estava a pensar... se gostarias de ir ao baile de homenagem comigo?
Merak ediyordum da, benimle hoşgeldin balosuna gelirmisin acaba?
Desculpe, mas quem é a senhora?
Pardon, siz kimdiniz acaba?
Eles saem e fazem um jogo em que se caçam um ao outro e o Rainsford acaba por sentir uma descarga de adrenalina e gostar.
Dışarı çıkıyorlar ve birbirlerini avladıkları bir oyun oynuyorlar ve adrenalin dolu bu oyun Rainsford'ın hoşuna gidiyor.
O Rainsford acaba por matar...
Rainsford kimi öldürüyor?
Ele acaba por matar o...
Şeyi öldürüyor...
O Rainsford acaba por vencer a caçada.
Sonunda avı Rainsford kazanıyor.
E acaba por ficar viciado em assassinar pessoas.
Ve insan öldürmeye bağımlı hale geliyor.
Como é que...
Acaba sen...
Riley, suponho não há outra escadaria que possamos usar.
Riley, kullanabileceğimiz başka bir merdiven boşluğu var mı acaba?
Acaba de ser localizado a esconder-se no paraíso fiscal Labuan na Malásia.
Ama D-77'nin para akışını yönetmek suretiyle,... tropik bir vergi cenneti olan..
Desculpe, está a fazer estas perguntas por algum motivo?
Pardon, tüm bunları sormanızın bir sebebi var mı acaba?