Translate.vc / португальский → турецкий / Administration
Administration перевод на турецкий
14 параллельный перевод
NASA. National Aeronautics and Space Administration.
Ulusal Havacılık ve Uzay İdaresi.
Responsável pela Drug Enforcement Administration ( DEA ).
DEA'nın başıdır.
Uma nova droga... prestes a ser aprovada pela Food and Drug Administration... irá transformar para sempre estes velhos métodos.
Şu anda yeni bir ilaç... Sağlık Bakanlığı'ndan alınan onayla... eski metotları ebediyen değiştirmek üzere piyasaya sürülüyor.
Uma nova entidade civil, a National Aeronautics and Space Administration terá esse privilégio.
Yeni bir sivil kurum Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA kurulmuştur.
Sim, sou eu. Eu sou o agente Flood da Drug Enforcement Administration.
Ajan Flood, Narkotik Şube.
Food and Drug Administration.
İlaç ve Gıda İdaresi
A National Aeronautics and Space Administration, não existe.
Ulusal Havacılık ve Uzay Hükümeti.. .. diye bir şey yoktur.
Acaba-se o estudo, obtemos a aprovação da FDA ( Food and Drug Administration ).
Tamamlanan çalışma ile FDA'e * onayı alınır.
- O quê? A National Oceanic and Atmospheric Administration.
Ulusal Okyanus ve Atmosfer Araştırmaları İdaresi.
Porque, se não o fizer, a minha administração retaliará contra a IRK com todo o poder das forças armadas americanas.
Because if you don't, my administration will retaliate against the IRK with the full force of the American military.
Sou Richard Barkley, da Agência Food and Drug Administration.
Ben İlaç ve Gıda İdaresi'nden Richard Barkley.
"O Governo Federal dos Estados Unidos " cria assim a Federal Fuel Administration " para gerir o consumo de carvão e petróleo.
Birleşik devletlerin federal hükümeti bundan böyle kömür ve benzinin kullanımının yönetilmesi için federal yakıt idaresi kuruyor.
"Para garantir combustível suficiente para as indústrias de defesa, " A Fuel Administration proíbe... "... indústrias não essenciais
Savunma sanayisi için yeterli yakıtı sağlamak için yakıt idaresi gereksiz endüstrileri izinsiz uygulamardan yasaklıyor.
... precedente para comutar penas nas últimas horas de um mandato.
Precedent for commuting sentences in the final hours of an administration.