Translate.vc / португальский → турецкий / Ana
Ana перевод на турецкий
20,604 параллельный перевод
Até agora, respeitei a tua privacidade.
Aslında götürmedin. Şu ana kadar mahremiyetine saygı gösterdim.
E até agora, as minhas tentativas de identificar quem contratou o Emil falharam.
Ve şu ana kadar Emil Kurtz'ün kime çalıştığını bulma çabalarım işe yaramadı.
Acho que aquilo que o esfaqueou acertou na artéria subclávia.
Tahminime göre her ne bu adama saplanmışsa Köprücük kemiği altındaki ana damarı patlatmış.
Vamos ao prato principal.
Ana yemeğe geçin artık.
Aqui só diz os nomes das vítimas.
Şu ana kadar buldukları tek bilgi kurbanların isimleri.
Base, localize a minha transmissão.
Ana, haberleşme üzerinden durum raporu veriyorum.
Base, o nosso líder da equipa alvo está a transmitir.
Ana, Charlie ekibi lideri bir yayın yakaladı.
"Raptor" a entrar na suite principal.
Yırtıcı, ana suite doğru ilerliyor.
Gillian tinha algum dinheiro escondido na sua casa.
- Ana fikri anladım. - Gillian'ın evinde yüklü miktarda saklı para bulduk.
Nas noticias locais, a nossa história principal é a descoberta do corpo do Tropa Estatal Anthony Rafalski somado ao recente desaparecimento da ex-xerife Karen Morgan.
Yerel haberlerde ana başlığımız katledilmiş hâlde bulunan eyalet polisi Anthony Rafalski ve ayrıca eski şerif Karen Morgan'ın kayboluşu var.
Uma versão de acção de "Ana dos Cabelos Ruivos".
"Anne of Green Gables" filminin aksiyon yapımı.
Precisas de focar-te no aqui e no agora.
Buraya ve şu ana odaklanmalısın.
Que tal agora?
Şu ana ne dersin?
O I.P. apenas volta para o servidor pricnipal do Wobble.
IP adresi Wobble'ın ana sunucusundan dönüp duruyor.
Então. O que tens até agora?
- Şu ana kadar ne buldun?
Já não interessa mais, mas só para que saibas, tudo isso do menino da mamã?
Artık pek fark edeceğinden değil ama bütün bu ana kuzusu ayakları var ya?
Digo isto com o maior respeito pelos mortos, mas este caso vai ser mesmo um sucesso na próxima conferênica forense.
Ölülere saygısızlık olmasın ama bu soruşturma önümüzdeki olay yeri inceleme konferansında ana konu olacak.
A principal testemunha da acusação.
- Davacının ana tanığı.
A nossa testemunha chave.
Bizim ana tanığımız.
87 % dos casais indicam o apoio emocional mútuo como um dos factores-chave de manter um casamento estável.
Çiftlerin % 87'si karşılıklı duygusal desteği evliliğin devam etmesini sağlayan beş ana etkenden biri olarak görür.
Bem, assim, pronto a usar...
Ana caddedeki fiyata göre
Um Sintético estafeta de bicicleta : Saiu da sua rota e entrou em contramão na rua principal.
Ana yoldan çıkmış ve ana caddeye inen yanlış yoldan gitmeye başlamış.
Os olhares, não houve abraços. Deixou-te na rua principal.
Bakışlar, bu sabah sarılmamalar, seni ana caddede bıraktı.
Devido às normas urbanísticas, o meu ex-proprietário, Mr. Singh, não conseguiu urbanizar este terreno como planeado.
Planlardaki düzenlemeler nedeniyle önceki ana kullanıcım Bay Singh'in planlandığı bu siteyi geliştirme yeteneği yok artık.
Os teus utilizadores saíram?
Ana kullanıcıların yok mu?
O meu utilizador primário viaja muito em negócios.
Ana kullanıcım büyük işler için seyahat eder.
O meu utilizador primário pode dar-me o nome que quiser.
Benim için hangi ismi istiyorsa, ana kullanıcım seçebilir.
Quem é o teu utilizador primário?
Ana kullanıcın kim?
Aconselho-te a não te intrometeres no nosso caminho, para completarmos os nossos objectivos primários.
Ana hedefimizi tamamlarken yolumuza çıkmamanı tavsiye ederim.
Meus caros americanos, muitos já devem ter ouvido algo sobre os relatos da Flórida e do tempo que passei lá.
Sevgili Amerikalılar. Florida'dan gelen raporları ve orada geçirdiğim vakitleri şu ana kadar çoğunuz duydunuz.
Não se eu o apanhar com o saco de heroína que deve ter neste momento.
Tabi eğer onu bir çanta dolusu eroin ile yakalamazsam. Eminim şu ana kadar etrafta dolanıyordur.
Não percebi isso. Não percebi isso até ao momento finalo e então era tarde demais.
Son ana kadar fark etmemiştim, ondan sonra, çok geçti oldu zaten.
Três mortes foram ligadas a um hashtag que circula nas redes sociais.
Şu ana kadar üç tane cinayet sosyal medyada dolaşan etiketle ilişkilendirildi.
Então, onde é que já foste até agora?
Şu ana kadar nerelere gittin?
- Que querida.
Ana kız tatlişliği.
É a atividade principal.
Aslında bu sizin ana göreviniz.
Negócio principal.
Ana iş.
Graças à Virgem.
Meryem Ana'ya şükürler olsun.
Uau! "Eu acho que é o melhor carro M que eles já fizeram."
"Bence şu ana kadar yapılmış en iyi M serisi araba."
A Virgem Maria tem de ter esta cara.
Meryem Ana'da bu yüzden olmalı.
Alguma vez pensaste, Ciro... A serpente está sempre com a Virgem Maria e nunca com Jesus.
Ciro acaba hiç Yılan'ın Meryem Ana ile olduğunu hiç İsa'yla olmadığını tasavvur ettin mi?
Eu queria fazer isto contigo, mas não sou a Virgem Maria.
Bunu sana yapmayı istiyordum. Ama ben Meryem Ana değilim.
Não, menino da mamã, não é assim.
Olmaz, ana kuzusu, ondan değil.
Ele tem sido cuidadoso.
Şu ana kadar çok temkinliydi.
Vou visitá-lo aos escritórios deles na Virgínia, para começar a juntar as peças.
Virgina'daki ana merkezlerine gidip onu ziyaret edeceğim. Parçaları bir araya getireceğim.
Eles cortaram a energia, mas... ainda conseguimos controlar os sistemas principais.
Ana şalteri kapattılar ama yedek motor hala kontrolümüzde.
Parece que uma empresa de fibra óptica instalou cerca de 50 milhões de dólares em cabos entre o continente e as ilhas Juan Fernández.
Görünüşe göre bir fiber optik şirketi ana karayla ada arasına 50 milyon dolarlık kablo çekmiş.
Até a Célula Mãe a voltar a "acordar".
Ta ki ana hücre onu uyandırana dek.
Mantivemo-la operacional para caso a equipa da nave-mãe precisar de ajuda.
Ana gemidekilerin kurtarılmaya ihtiyacı... olur diye çalışır halde tuttuk.
Os processadores estão ligados, mas, infelizmente, não nos diz para onde foi a nave-mãe, mas pode dizer-nos "quando".
İşlemcileri bağlantılı. Ama ne yazık ki ana geminin... tam olarak nerede olduğunu söyleyemiyor. Ama hangi zamanda olduğunu söyleyebiliyor.
Kara, o Corben destruiu a coluna de suporte a Sudoeste.
Kara, Corben güneybatıdaki ana kolonlardan birini patlatmış.