Translate.vc / португальский → турецкий / Aínda
Aínda перевод на турецкий
51 параллельный перевод
Aínda temos que nos livrar de mais dez disfarces de Madame Pompadour.
Hala, kurtulmamız gereken on tane Madam Pompadour var.
Aínda bem. Agora, quero ouvir-te dizer...
Şimdi şöyle söyle :
Aínda sinto a sua mensagem de despedida.
- Elveda mesajını hala hissedebiliyorum.
Mas aínda me tens.
Ama hala ben varım.
Aínda apanho um esgotamento por tua causa.
Beni bir sinir krizine sürüklüyorsun.
Todos cantavam pensando que, cá fora os fascistas da II grande guerra aínda dominavam.
Herkes şarkı söylüyor ve dışarıda II.Dünya Savaşının Nazilerinin hüküm sürdüğünü düşünüyordu.
Se não fosse a guerra, se vivêssemos tempos melhores, e a mãe d'ele aínda fosse viva...
Eğer savaş olmasaydı, eğer daha iyi zamanlarda olsaydık, ve annesi halen hayatta olsaydı...
És aínda muito jovem, não compreendes.
Gençsiniz, anlamıyorsunuz.
Não posso. Aínda estamos gravando.
Ayrılamam, Lisa, hala çekiyoruz.
Voces aínda estão aí.
Hâlâ buradasınız.
Quanto tempo aínda me falta de contracto?
Kontratımın bitmesine ne kadar kaldı?
Aínda temos um longo caminho a percorrer.
Daha başındayız.
- Aínda bem.
- Güzel.
O vencedor e aínda campeão invicto de wrestling do mundo,
Maçın galibi ve yenilgisiz cinsiyetler arası güreş şampiyonu hâlâ...
Isso é porque eu só o fiz aínda uma vez.
Çünkü henüz sadece bir kez yaptım.
Então eu estáva a pensar, já que eu aínda sou uma espécie de celebridade, eu podia cobrar dinheiro ás pessoas para lhe tocar.
Düşünüyordum da, hâlâ sözde ünlü bir yıldız sayıldığıma göre belki de insanlardan ona dokunmaları için para alabilirim.
Bem, as coisas aínda vão ficar melhores, porque nós encontramos um dos velhos cavalinhos de pau do seu filme.
İnan bana çok daha iyi olacak çünkü filmde kullandığın orijinal oyuncak atlardan birini bulduk.
E aínda por cima, fizeste com que adicionassem seis meses à minha pena.
Sadece bu da değil, senin yüzünden cezama altı ay daha eklendi.
És aínda mais idiota do que dizem.
Herkesin söylediğinden de daha büyük bir sersemmişsin.
- E aínda devo 5 ao Leo, o Intruja.
- Dudak Leo'ya 5 bin daha borçluyum.
Aínda a semana passada estiveram cá.
Polis! Daha geçen hafta buradaydılar.
Aínda tou limpo neste trabalho, não estou?
Bu işe çıkabilecek kadar temizim. Öyle değil mi? Öyle değil mi?
Se aínda me quiseres matar, estarei na fábrica de Saint Clair.
Eğer beni öldürmek istersen St. Claire'daki nikel fabrikasında olacağım.
Aínda conseguimos fazê-lo.
Hala başarabiliriz.
E é aínda tão pequenina!
Henüz daha bebek.
São três adultos, aínda estamos dentro do racio de 5-1.
Fakat hala üç yetişkiniz, yani 5'e bir oranının üstünde.
Eu devia ter acabado com eles, quando aínda eram vulneráveis.
Onları en başta zayıfken ezmeliydim.
Ouve, amigo, aínda estás á procura de emprego?
Dinle dostum, hala iş arıyor musun?
É por isso que eu sei que aínda não estivemos na lua.
Bu yüzden beni aya yollamadılar.
Aínda não conseguiste perceber?
Hala anlayamadın değil mi?
- O forte aínda é nosso!
- Kale hala bizimdir! Yürüyün!
Aínda queres ver mais?
Biraz daha izlemek ister misin?
Quer isso dizer que o Rabbit aínda está chateado?
Yani Tavşan hala mutsuz mu?
Estas são as páginas... que aínda não foram escritas.
Bunlar, henüz yazılmamış olan sayfalar.
Tom, esta é a minha 5ª mensagem, e aínda não me ligaste.
Tom! Bu benim beşinci mesajım ve sen hala beni aramadın.
Aínda nunca me deixaram mal.
Şimdiye kadar hiç şaşmadı.
- Aínda nada.
- Henüz yok.
Senhor Presidente, aínda não conseguimos encontrar armas de destruição massiça no Iraque.
Seni küçük- -
Oh e aínda é mais belo debaixo do capacete.
Ha?
E aínda assim, apesar disso, conseguímos tornar-nos amígos.
Buna rağmen bir şekilde hepimiz arkadaş olabilmiştik.
E aínda por cima havia bicha no metro... isso o sabíamos todos.
Metroda da grev vardı. Hafta boyunca haberlerde yer aldı.
- Aínda não saíu?
- Çıkmadı mı?
- não, aínda não.
- Henüz değil.
Aínda não está terminada, Falta-lhe um coro.
Daha bitirmedim. Bir nakarat gerekiyor.
Aínda podes apanhá-lo.
Hâlâ başarabilirsin.
Aínda há pouco tempo eras um bébé.
- Sen de kısa süre önce bebektin.
- Ela aínda não disse nada.
- Daha bir şey söylemedi.
Aínda tem o espectáculo por mais um par de meses.
- Şov daha iki ay devam edecek.
Aínda conseguimos.
Hala başarabiliriz.
Aquilo aínda nem sequer estava pago!
Martini!
Luke aínda não chegou!
Tamam, eğlenceliydi.