Translate.vc / португальский → турецкий / Bent
Bent перевод на турецкий
83 параллельный перевод
Não tem grande importância. Estou em minoria.
Merak etmeyin, bent yetkili biri değilim.
Foi um bêbedo quem inventou, sentado num saloon em Fort Bent, Colorado.
Colarado Bent Fort'da bir barda otururken sarhoşun teki yazdı.
"Saí para fora da sala escura... para a rua, onde o sol queimava sem compaixão... e Bent gritava : " Sai cá para fora, Kid Shelleen! Vou acabar contigo e irás direito ao inferno. "
"Karanlık meyhaneden dışarı adımımı attım güneşin acımasızca yaktığı sokağa ve Bent haykırdı,'Çık dışarı, Kid Shelleen seni Tombstone'dan def edip cehenneme yollayacağım!"'
- Onde está a sua braçadeira?
- Pazıbent nerede?
Hoje, em Nova Escócia, Mr. Roy Bent, de North Walsham em Norfolk, tornou-se o primeiro homem a atravessar o Atlântico de triciclo.
Bugün Nova Scotia'da, North Walsham Norfolk'tan Bay Roy Bent Atlantik'i üç tekerlekli bisikletle geçen ilk adam oldu.
Bent está nos nossos estúdios de Durham, o que é uma pena, porque estamos todos aqui em Londres.
Bay Bent, Durham stüdyolarımızda. Büyük talihsizlik, çünkü biz burada, Londra'dayız.
Sou médico assistente no Peter Bent Brigham Hospital!
Ben Peter Bent Brigham Hastanesi'nde hekimlik yapıyorum!
Andei um pouco a pé e, depois, fui a um bar chamado The Bent Arm.
Bir süre etrafta dolaştım, ve sonra "Bent Arm" isimli bir bara girdim. "Bent Arm" ha?
The Bent Arm... Alguém pode provar que estiveste lá?
Peki herhangi birisi senin orada olduğunu kanıtlayabilir mi?
Marty, conheceu uma rapariga, em Albuquerque, num bar chamado The Bent Arm.
Marty, Albuquerque'de bir kızla tanışmıştın. "Bent Arm" isimli bir barda.
Se se fizer um dique aqui para reter as águas... posso ficar com uma represa aqui.
Suyu kesmek için buraya bir bent yaparsan... burada bir havuz yapabilirim.
Quando eu era criança, mamãe queria ter um dique... para proteger suas terras.
Ben küçükken annem, verimli arazisini korumak... için bir bent yapmak istemiş.
Clausula 14, Parágrafo 5, itens 6 e 7.
Madde 14, paragraf 5, bent 6 ve 7.
Ok. Uma cláusula, tipo a última linha de um contrato.
Anlaşma maddesi anlamındaki bent.
- O Pai Natal.
Bent.
Como pode fechar uma comporta?
- Bent kapağını nasıl kapatabilirsin?
- Ótima idéia!
- Pazıbent iyi fikir. - Bence...
- Bent.
- Bent.
O seu nome ser Bent Twig.
Onun ad "Bent Twig".
Peço imensa desculpa.
Gerçekten çok özür dilerim. Bent...
Oh, referes-te a como o Mal entra por aqui dentro a toda a hora do dia e da noite, decidido a matar-nos?
Oh, gece ve gündüz nasıl kötü mavna burada her saat ortalama Bizi öldürmeye hell-bent?
Disse que se estiveram a enfrascar no Bent Oak das seis horas até fechar.
Akşam altıdan kapanana kadar Bent Oak'da takıldıklarını söyledi. Barmen onu doğruladı.
Olha meu, esta erva é uma Alabama Creeping Bent ao contrário da Georgia Creeping Bent.
Bak adamım. Bu Alabama çimidir.
Joseph Diamond, também conhecido por Sirus Bent, por Kelvin Adams.
"Joseph Diamond, ya da Sirus Bent, ya da Kelvin Adams..."
Mostra-me onde é que colocamos o tabuleiro, a comporta e um reservatório de excedentes.
Öyle mi? Peki damla tablasını, bent kapağını ve rezervuarı nereye koyacağız?
É uma comporta para controlar o fluxo da água.
Suyun akışını kontrol eden bir bent kapısı.
Pára. Fecha a represa, eu aguento-os.
Sen, bent kapağını kapat, ben onları yaklaştırmam.
Ao abrigo do Artigo 1.º, Secção 3, do nosso Acordo de Coabitação, convoco uma reunião de emergência.
Ev arkadaşı anlaşmamızın birinci bent, üçüncü bölümüne dayanarak acil bir toplantı talep ediyorum.
Bent, é um hotel de alemães.
Bent, burası bir Alman oteli.
- E tu, Bent? - Perfeito.
- Sen ne diyorsun Bent?
Bent, não deixes que o Gilbert te arraste para uma conversa.
Bent, sen sen ol Gilbert'le sohbet etmeye kalkma.
Nunca matei ninguém, Bent.
Daha önce hiç kimseyi öldürmedim Bent.
Bent, serás levado para uma clínica privada.
Bent, seni özel bir kliniğe götüreceğiz.
O Bent deixou os documentos com o Gilbert.
Bent evrakları Gilbert'e bıraktı.
Porquê denunciar o Carl e o Miolos se recebe 20 mil com o Bent?
Bent'i ele verip 20,000 kazanmak varken neden Carl ve Bilge'yi ele versin?
Mas muito dinheiro, Bent!
Çok kazandılar Bent.
Meu rapaz, os Aliados não reconhecem a Resistência Alemã.
Bent, oğlum. Müttefikler herhangi bir Alman direnişi görmedi.
Aí está, Bent.
Aynen Bent.
Bent, escuta.
Bent, beni dinle.
Prometeste que não o farias, Bent.
Bana sorular sormayacağına dair söz verdin.
Dr. Alan Bent.
Dr. Alan Bent.
- Talvez se lembre de ter ido ao bar Bent Oak.
Belki Bent Oak'ta olduğunuzu hatırlarsınız.
Pinta o cabelo, Bent.
Saçını boyat Bent.
Adeus, Bent.
Hoşça kal Bent.
"Adeus, Bent"...
"Hoşça kal Bent."
- Porque me chamou Bent?
- Neden bana Bent diye hitap ettin?
Porque não denunciou ela o Bent?
Peki Bent'i neden ele vermedi?
Pergunta isso ao Bent.
Onu Bent'e sormalı.
Bent?
Bent?
- Não eram guarda-costas, Bent.
Onlar koruma değildi.
Mas devias ir, Bent.
Geleceksin Bent.