Translate.vc / португальский → турецкий / Berkeley
Berkeley перевод на турецкий
600 параллельный перевод
Ela caiu na Praça Berkeley.
O da Berkeley Meydanı'nda yere çakıldı.
O professor Saunders, em Berkeley.
Profesör Saunders Berkeley'den.
Ás terças, tenho um curso de Semântica em Berkeley.
Salılar Berkeley'de genel dil bilimi üzerine kursa gidiyorum.
Já imaginou a cara que a minha tia Tessa fará... quando este disser umas palavras que aprendi em Berkeley?
Bilirsin, papağanlar konuşabilir. Ona bir iki kelime öğrettim. Onları duyunca yüzünün halini görmek istiyorum.
Berkeley Square.
Berkely Meydanı, 140 numara.
Sr. Berkeley, informe-se de novo sobre as medidas da colónia penal.
Bay Berkeley, ceza kolonileri prosedürlerine kendinizi alıştırın.
Ah sim, a Elaine vem no sábado de Berkeley.
- Ha, cumartesi günü Elaine geliyor.
Elaine vem de visita de Berkeley.
- Elaine geliyor Berkeley'den.
- Vou para Berkeley hoje.
- Hemen bugün Berkeley'e gidiyorum.
- Que vais para Berkeley?
- Berkeley'e gideceğinden mi?
Sempre quis conhecer Berkeley.
Berkeley'i hep görmek isterdim.
Aqui em Berkeley?
Berkeley'de mi?
Porque estás em Berkeley?
- Neden Berkeley'desin?
Thomas, Christiansen e Berkeley capturados.
Thomas, Christiansen ve Berkeley yakalandı.
A missão deles era infiltrarem-se no Alto Comando Alemão, em vez dos verdadeiros Thomas, Berkeley e Christiansen, que trabalhavam para nós em Londres... e que foram descobertos e capturados pelos britânicos há cerca de um mês.
Görevleri, Londra'da bizim için çalışan ve bir ay önce... İngilizler tarafından yakalanan gerçek Thomas, Berkeley... ve Christiansen yerine... Alman Başkomutanlığı'na sızmaktı.
Como sabe, os verdadeiros Thomas, Christiansen e Berkeley, enquanto trabalhavam para a contra-espionagem britânica, foram responsáveis pelo estabelecimento de uma rede de agentes na Grã-Bretanha.
Bildiğiniz gibi, gerçek Thomas, Christiansen ve Berkeley... İngiliz karşı casusluğu için çalıştıkları sırada... bütün İngiltere'de bir ajan zinciri kurma işinden sorumluydular.
- O Berkeley escreveu estes nomes?
- Bu isimleri Berkeley mi yazdı? - Evet komutanım.
Ted Berkeley.
Ted Berkeley.
Ensina direito Constitucional e pedi-lhe a opinião.
Ayrıca Berkeley'de anayasa hukuku üzerine ders veriyor. Düşünceleri paylaşmasını istedim.
Regressou a Berkeleu ou algo assim.
Berkeley'ye geri döndü galiba.
Um ano de experiência no Departamento de Homicídios, dois anos na Escola da Polícia em Berkeley, regresso ao Departamento de Homicídios desta cidade a 6 de Julho.
Bir yıllık Cinayet Masası deneyimi, İki yıl Polis Yüksek Okulu, Berkeley, kent Cinayet Masasına dönüş, 6 Temmuz. Vay be.
Usam-na muito em Berkeley para o trabalho à noite.
Bunları Berkeley'de gece çalışması için sık sık kullanırlar.
Por que não nos separamos e vamos ver como está o Museu Berkeley?
Ayrılalım ve Berkeley Müzesi'nde hareket var mı bakalım.
Dei aulas na Universidade de Boston durante três anos, na Northwestern University durante dois anos, depois na UCLA durante três anos, e estou agora em Berkeley.
Boston Üniversitesi'nde üç yıl eğitmenlik yaptım Northwestern Üniversitesi'nde iki yıl sonra UCLA'da üç yıl daha ve şimdi Berkeley'deyim.
Todos aqueles com famílias em Berkeley, Oakland e Elizabeth.
Bunların hepsi Berkeley, Oakland ve Elizabeth.
É uma espécie de número de Busby Berkely na água.
Bu... Bu, Busby Berkeley'in sürekli yaptığı şeyin ıslak hali.
Você não fez o trabalho de Berkeley Hills, ou fez?
Berkeley Hills işini sen yapmadın, değil mi?
Berkeley Hill?
Berkeley Hills?
... de mistura com Busby Berkeley.
-.. Busby Berkeley ile tanışmak.
Recomende o marfim ao Berkeley Cole.
Fildişlerini Berkeley Cole'a söyleyin.
Quando me deixares, caso-me com o Berkeley Cole.
Beni terk ettiğin zaman Berkeley Cole'la evleneceğim.
Para o Berkeley.
Berkeley için.
Está a pensar contar ao Berkeley como fui descuidada?
Yaptığım salaklığı Berkeley'ye anlattınız mı?
Berkeley, e os teus Somalis?
Berkeley, senin Somaliler nasıl olur?
Trouxe o Berkeley.
Berkeley'i getirdim.
- Onde estará o Berkeley?
- Berkeley nerede?
Onde está o Berkeley?
Berkeley nerede?
Berkeley, reserve uma dança para mim.
Bana da bir dans ayır, Berkeley.
O Berkeley vai dedicar-se à fazenda.
Berkeley çiftçilik yapacak.
O Berkeley está a morrer.
Berkeley ölüyor.
Penso que ele deve estar com o Berkeley.
Sanırım Berkeley'le birlikte gitmiştir.
Obrigo-me a pensar no nosso acampamento perto do rio... no Berkeley... e na primeira vez que me levou a voar.
Kendimi nehir kıyısındaki kampımızı... Berkeley'yi... ve beni uçakla ilk defa gezdirdiğin günü hatırlamaya zorluyorum.
Do Berkeley People's Herald.
Berkeley People's Herald'da çalışıyorum.
Tempos atrás, nos anos sessenta, ele fez parte dos rebeldes do movimento em Berkeley.
Hâlâ altmışlarda yaşıyor. Berkeley'deki ifade özgürlüğü hareketine katılmıştı.
Então... estava em Berkeley?
Demek Berkeley'e gittiniz.
Quero subir a Berkeley Square, descer a Wimpole Street... e ir à Catedral de S. Paulo, onde John Donne pregou.
Berkeley Meydanında, Wimpole Sokağında yürümek istiyorum. St. Paul'de John Donne'un dua ettiği yerde duracağım.
Mas não desde que ele te viu no seminário de Berkeley.
Berkeley'deki seminerde seni gördüğünden beri böyle.
És demasiado brilhante para Berkeley.
Berkeley için fazla parlaksın.
- Berkeley 5558, por favor.
- Berkeley 5558, lütfen.
Dupla licenciatura, Berkeley, 1983.
1983'te Berkeley'i bitirmiş.
Conheci-a em Berkeley.
Berkeley'de tanışmıştık.