Translate.vc / португальский → турецкий / Bios
Bios перевод на турецкий
54 параллельный перевод
Por isso, fui ao médico, e ele fez a... a bios... a...
Sonra doktora gittim. O da şey yaptı...
Takuya... Que versão da BIOS devo utilizar?
Takuya, hangi BIOS versiyonunu kullansam?
A solução mais elegante seria reprogramar a BIOS e retirar o CPU estragado.
Daha akılcı çözüm BIOS ayarlarını yapıp yanmış CPU'yu çıkarmaktır.
Até mesmo você pode fazer bolinhos e bios nacionais.
En azından çörek ve basit pastalar yapabilirsin.
E isto, é a vossa senha da BIOS.
İşte bu sizin bios-giriş şifreniz.
Instalava sistemas de segurança de circuito BIOS.
- Bios'da seviye hata koruma devresi yüklü.
BIOS?
- Bios neyi dedin?
"Autorizar BIOS."
Bios yetkilendirmelerini ayarlaya mı?
"Autorizar BIOS".
Bios yetkilendirmelerini ayarlayın.
O que raio é "Autorizar BIOS"?
Bu bios yetkilendirmesi de ne demek oluyor?
Ainda a trabalhar no hack da BIOS?
Hâlâ şu BIOS hackleme olayı üzerine mi çalışıyorsun?
Evacuar. Os besouros devem ter acionado o bios can.
Böcekler biyolojik taramayı tetiklemiş olmalı.
O IDE foi enviado à BIOS de uma forma estranha, o sector do cilindro, foi armazenado em CMOS.
IDE kablosu BIOS'a garip bir şekilde yönlendirilmiş ve silindir kesim BIOS içine kaydedilmiş.
EEPROM bios auto arranque... modo de conversação?
EEPROM biosu yeniden başlar... Konuşma modu mu? !
Exacto. O meu laboratório é de nível 2 em bios segurança.
Laboratuvarım 2. seviye bir biogüvenlik tesisidir.
A BIOS está num destes chips, só não sabemos qual.
BIOS o çiplerden biri ama hangisi olduğunu bilmiyoruz.
A ROM da BIOS é a única parte da máquina que a IBM projetou.
ROM BIOS, makinede IBM'in bir fiil dizayn ettiği tek kısım.
A ROM da BIOS da IBM.
IBM PC-ROM BIOS.
- Pegamos nas descobertas do Clark sobre o chip da BIOS, mandamos um engenheiro construir uma unidade que opera e executa da mesma forma, mas não lhe dizemos como.
- Clark'ın BIOS çipinde bulduklarını alırsın bir mühendisine aynı şekilde işleyen bir ünite yapmasını söylersin ama nasıl yapacağını kendi bulur.
Acho que não temos nenhum engenheiro capaz de construir uma BIOS do zero, a não ser aqui o "Sonny Bono".
- Burada oturan Sonny Bono dışında sıfırdan bir BIOS yapabilecek başka mühendisimiz yok.
Foi contratada para criar uma réplica do nosso código BIOS, mas não vai consultar o nosso código.
Bizim BIOS kodumuzun kopyasını yazmak için işe alındın ama BIOS kodumuza bakmayacaktın.
Não preciso de olhar para a vossa BIOS porque não tenho interesse em copiar lixo.
Bakın, BIOS'unuza bakmam çünkü zırvalık kopyalamakla ilgilenmiyorum.
- O necessário para acabar a BIOS.
BIOS'u bitirene kadardır.
Diz aos rapazes de Boca Raton que criaram uma ótima BIOS.
Güzel bir BIOS yazdığımızı Boca Raton'daki beylere söyle.
Eu li o código da BIOS.
Peki, BIOS kodunu yazacağım.
- A escrever um código BIOS.
- BIOS kodu yazıyoruz.
A BIOS inicia o computador, o que permite carregar o sistema operativo e correr o WordStar.
BIOS bilgisayarı çalıştırır. Böylece işletim sistemi yüklenir ve sonra Wordstar'ı çalıştırabilirsin.
A criar uma BIOS para uma máquina pela qual ninguém dará um xaveco.
Kimsenin sallamayacağı bir makine için BIOS yazıyorum.
Para escrever a BIOS.
BIOS'u yazmak için.
Assim que escrever a BIOS, livramo-nos dela.
BIOS kodunu yazar yazmaz ipleri koparırız.
- Assim que acabar a BIOS, não haverá mais ameaças legais, não precisamos mais dela.
- BIOS kodunu bitirir bitirmez yasal tehdit kalkacak, ona artık ihtiyacımız kalmayacak.
Se ela não estiver na secretária dela a teclar, não está a escrever uma BIOS.
Bak, masasında oturup tuşlara basmıyorsa BIOS kodunu yazmıyor olur, tamam mı?
É para isso que precisamos dela.
BIOS kodunu yazması lazım.
Mudas a tua BIOS o suficiente para não te meteres em sarilhos.
Başına bela açmayacak kadar BIOS'u değiştireceksin.
Está só a escrever a BIOS e depois... bon voyage.
Sadece BIOS'u yazıyor sonra yolu açık olsun.
A BIOS.
BIOS...
O código em linguagem assembly, a BIOS da IBM.
Çevirme dili kodu, IBM BIOS...
- A pasta, a BIOS.
- Defter, BIOS.
Iam despedir-me depois de escrever a BIOS, de qualquer maneira.
- Ne önemi var? BIOS'tan sonra beni nasılsa kovacaktınız.
Vasculhei toda a lista dos participantes e encontrei imagens, BIOS e imprimi todos, então, estão todos juntos.
Konferans katılımcılarının tüm listesini ele geçirdim. Resimlerini ve biyografilerini bulup baskı aldım ki her şey elimizde olsun.
Para testar a BIOS e o hardware e a velocidade que queremos obter, precisamos do 286 a 12,5 megahertz, mas ainda não foi feito.
Bak, BIOS ve donanımı istediğimiz hızda çalıştırarak test etmek için bize bir adet 12.5 megahertz 286 lazım ama henüz çıkmadı.
22 anos, notável, e a escrever o BIOS que desafia crenças.
22 yaşında, zeki ve inanışın aksine BIOS'u kendi yazıyor.
Assim, para além dos arquivos danificados, posso reunir a BIOS por dedução.
Bu şekilde, uçan dosyaların yanında ayıklama yöntemi ile BIOS'u yeniden oluşturabilirim.
Como é que está a correr a recuperação da BIOS?
BIOS kurtarma nasıl görünüyor?
E se eu não tivesse recuperado a BIOS?
Peki ya BIOS'u kurtaramasaydım?
A BIOS nunca esteve perdida.
BIOS hiç kaybolmamıştı.
Escrever a BIOS quase te matou.
BIOS yazmak seni neredeyse öldürüyordu.
Eu escrevi a BIOS, eu escolho o nome.
BIOS'u ben yazdım. Adını ben koyarım.
Não até eu encontrar uma coisa escondida na interface da BIOS.
BIOS arayüzü içerisinde saklı bir şeyi bulana kadar.
A IBM descobrir que transformámos o PC deles, a Cameron perder a programação do BIOS.
IBM'in PC'lerine ters mühendislik yapıldığını anlaması Cameron'ın BIOS çalışmasını kaybetmesi... - Ne?
E boa sorte a convencê-los que o vosso BIOS é uma cópia da IBM mais nobre que a nossa.
Ve BIOS'unuzun bizimkinden daha asil bir IBM kopyası olduğu konusunda onları ikna etmek için iyi şanslar.